Işıl SIPÇIK
Yakın zaman önce plastik poşetlerin kullanımını azaltmak amacıyla market poşetlerinin ücretli satılmasını içeren bir kanun çıkmıştı. Geri dönüşümlü poşetlerin gündeme taşınmasıyla birlikte Şeker-İş Sendikası, şeker pancarından biyo-poşet yapmayı önerdi. Geri dönüşüm ve biyo-poşet uygulamaları üzerine, Çevre ve Yer Bilimleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü (ÇEYBAM) ve İÜ Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Atakan ÖNGEN ile konuştuk.
Hedef Sıfır Atık
Ülkemizde yeni uygulanmaya başlayan ücretli poşet hakkında konuşan Doç. Dr. Öngen, pek çok ülkede üretilen poşetlerin materyal bazında doğada daha kolay bozulur özelliğe sahip olduğunu ve gelişmiş ülkelerde hali hazırda ücretli poşet uygulamasının bulunduğunu belirtti.
Kültürel olarak alışık olmadığımız bir uygulama olduğu için uygulamanın eleştiri almasının doğal olduğunu belirten Doç. Dr. Öngen, “Eğer hedef ‘sıfır atık’ ise burada temel yaklaşım önce atık üretmemek veya atık üretimini minimize etmek olmalıdır. Poşetlerin ücretli olması kullanıcı üzerinde ister istemez bir oto kontrol oluşturarak gereksiz poşet kullanımını azaltmaktadır. Zamanla yeni nesiller bu uygulamayı benimseyerek büyüyecekler ve belki de etkisi o zaman daha net görülecektir” dedi.
Doğal Kaynaklardan Biyo-Poşet Üretilebilir
Şeker pancarının gündemde yer almasına rağmen bitkisel nişasta, özellikle mısır nişastası, kompostlaştırılabilir polimer, kompostlaştırılabilir reçine ve bitkisel yağlardan biyo-poşet üretilebildiğini söyleyen Doç. Dr. Öngen, “Burada temel vurgu bitkisel kaynaklar üzerinde olmalıdır. Eğer doğayı kaynak alacak olursanız oldukça geniş bir hammadde ağı olduğunu da görebilirsiniz” dedi.
Her poşete biyo-bozunur özellik katmanın mümkün olmadığını dile getiren Doç. Dr. Öngen, çevresel açıdan riskli ve ağır atıkların saklanmasında poşete dayanıklılık kazandırılması ile birlikte biyo-bozunurluk özelliğinin ortadan kalkabildiğinin altını çizdi.
Biyo-Poşetler Toprağa Geri Dönüyor
Geri dönüşümlü poşet üretmenin en önemli avantajlarından birinin doğada kısa süre kalmaları olduğunu ifade eden Doç. Dr. Öngen, bu poşetlerin toprağa hammadde olarak geri döndüğünü kaydetti. “Bununla birlikte ekosistemdeki olumsuz etkilerin de önüne geçilmiş olur. Ayrıca hammaddenin tekrar doğaya kazandırılması sürdürülebilir bir doğal kaynak koruma mekanizmasının da işlemesine olanak sağlayacaktır” şeklinde sözlerini sürdürdü.
Biyo-poşetlerin dezavantajları hakkında da bilgi veren Doç. Dr. Öngen, biyo-poşetlerin mikroorganizmaların reaksiyonlarına açık olduğundan uygun şartlarda tutulmazlarsa kısa sürede bozulabileceklerini ya da dayanıklılığını kaybedeceklerini belirtti. Öte yandan olumlu yönlerini düşündüğümüzde olumsuzlukların teferruat olacağını da sözlerine ekledi.
Yeni Nesiller Geri Dönüşümle Büyüyecek
Ülkemizdeki insanların geri dönüşüm uygulamalarına alışık olmadığının altını çizen Doç. Dr. Öngen, “Daha hala atıkları kaynağında ayırma faaliyetlerini oturtamadığımızı düşünecek olursak, yol almamız gereken çok mesafe olduğunu da görebiliriz. Farkındalık yaratmak adına pek çok girişim var ve bunlar artarak devam etmeli. Hemen sonuç alınabilecek uygulamalardan bahsetmiyoruz” dedi. Özellikle gelişim çağındaki çocuklara ve gençlere durumun hassasiyetinin anlatılmasının önemli olduğunu belirten Doç. Dr. Öngen, “Takdir edersiniz ki, küçükler çoğu zaman büyüklere örnek olarak onların davranışlarının değişmesine neden olabilmektedir” diyerek sözlerini sonlandırdı.