Merve Dağlı
Psikoloji günleri kapsamında farkındalığı yaşamak ve yaratmak amacıyla, İstanbul Üniversitesi Psikoloji Kulübü tarafından düzenlenen ‘’Farkındalık Zirvesi’’ 29 Kasım tarihinde İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Ord. Prof. Dr. Cemil Bilsel Oditoryumu’nda gerçekleştirildi. ‘’Fark Et’’ temasıyla yola çıkan Farkındalık Zirvesi, öğrencileri alanında uzman psikologlar, sosyal girişimciler ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının kurucularıyla buluşturdu.
İstanbul Üniversitesi öğrencileri tarafından büyük ilgiyle karşılanan etkinlikte, sırayla Uzm. Psikolog Deniz Bozunoğulları, Prof. Dr. Ayşen Ufuk Sezgin, Belki de Sensin projesinin kurucusu Aykut Kadir Kurt, Nöropsikolog Alkım Seven, Uzm. Psikolog Aylin Eke, Klinik Psikolog Aylin İpek Timur, Bir Küçük Mucize Derneği (BİKÜM) kurucusu Melike Çelik, Psikolog Sina Sakman, Uzm. Psikolog Duygu Buga ve Doç. Dr. Zümra Atalay toplumda var olan belli başlı önyargılar, adaletsizlik ve eşitsizlik gibi konular hakkında bilgi, öneri ve deneyimlerini gençlerle paylaştılar.
‘’Yeni İletişim Araçları Her An Ulaşılabilir İnsanlar Yarattı’’
Modern çağın ilişkilerini psikolojik yönleriyle değerlendiren Prof. Dr. Ayşen Ufuk Sezgin, ‘’Abraham Maslow’un ihtiyaçlar piramidinde temel ihtiyaçlardan hemen sonra sevme ve sevilme ihtiyacı gelir. Bu o kadar önemli bir ihtiyaçtır ki, karşılanmazsa bir üst seviyeye geçmek mümkün olmuyor. Modern çağda ise bu ihtiyacın karşılanması tamamen engellenmiş durumdadır. Yeni iletişim araçlarının yarattığı her an ulaşılabilir insanın varlığı, ilişkilerin çürük temelli başlamasına sebep oluyor. ’Ben’ merkezli düşünce sistemi her an sevilme, beğenilme, arzulanma ve takip edilme isteklerini doğuruyor. Bu isteklerin karşılanmaması durumunda ise tamiri mümkün olmayan bozulmalar meydana geliyor’’ dedi. Modern çağdaki ilişkilerin bireylerin özel alanını istila ettiğini öne süren Sezgin sözlerini, ‘’Kendiniz için karar mekanizmasının tek sahibi yalnızca sizsinizdir. İyi bir ilişkide kendinizi güvende, mutlu ve saygın hissediyor olmanız gerekir. Sevgide zayıflığa yer yoktur. Aksine gün geçtikçe olgunlaşması ve zamana yayılması gerekir’’ diyerek sonlandırdı.
‘’Ölümün Değil, Yaşamın Kutsandığı Bir Dünyaya İnanın!’’
Farkındalık Zirvesi’nde kök hücre nakli ile ilgili detaylı bilgilendirme yapan ve bağışçı olma konusunun önemine değinen ‘’Belki de Sensin’’ projesinin kurucusu Aykut Kadir Kurt, ‘’Kök hücre bağışı sadece Belki de Sensin ’in meselesi değil, hepimizin meselesidir. Bir sene de ortalama 2 bin kişi kök hücre bulamadığı veya eşleşmediği için yaşamını yitiriyor. Peki, bu kayba rağmen neden hala sayısız bağış eylemi başlamıyor? Biz iki sebep bulduk. Birincisi, az okuyup sorgulamamak. Okumazsak fark edemeyiz. Bütün toplumsal sorunlar bununla başlar. İkincisi ise, sevmek konusunda var olan sıkıntılarımızdır.’’ dedi. Zirveye katılan bütün gençleri bağışçı olmaya davet eden Kurt sözlerini şöyle sonlandırdı, ‘’Dünya içindeki çocuğu ve yaratılışla birlikte kendisine öğretilmiş olan doğruları kaybetmiş insanlarla dolu. Ben buna rağmen sizlere üç yıl önce kök hücre bulamadığı için bu dünyadan ayrılan, hayat dolu bir insanın mesajını getirdim: Ölümün değil, yaşamın kutsandığı bir dünyaya inanın!’’
‘’Bitmeyen Dondurma ve Sınırsız Kaydırak’’
BİKÜM kurucusu Melike Çelik, lise yıllarında eğitimde var olan fırsat eşitsizliğini fark etmesinin ardından başlayan hikâyesini katılımcılarla paylaştı. Ardından Doğu ve Güney Doğu illerinde yardıma ihtiyacı olan çocuklar için yürüttükleri yardım kampanyalarından bahseden Çelik, ‘’Ülkenin ve dünyanın sizden beklediği çok şey var. Bunu fark etmeniz için kendinize sormanız gereken en önemli soru, ‘’şu an neredeyim?’’ sorusudur. Kimle, nerede, nasıl ve ne yapacağınıza şimdi karar vermelisiniz. Hayal ettiğiniz şey dünyayı kurtarmaksa, bugün başlayın.’’ dedi. Çelik, sivil toplum kuruluşlarına üye olmanın ve gönüllü faaliyetlerde bulunmanın gerekliliğine değindi. 2018 yılında Bursa’da bir ilköğretim okulunun bahçesinde okudukları çocuk bildirgesinin son maddesine çocuklardan ekleme yapmalarını istemeleri üzerine miniklerden gelen cevabı katılımcılarla paylaşan Çelik, çocukların eklediği son maddenin, ‘’Bitmeyen dondurma ve sınırsız kaydırak’’olduğunu söyledi.
‘’İnsan Olmak Bir Misafirhane Misali’’
Doç. Dr. Zümra Atalay ‘’Bilinçli Farkındalık’’ temalı konuşmasında, çağın ilacı olarak adlandırılan ‘’Mindfulness’’ uygulaması hakkında bilgilendirme yaptı. Bu uygulamanın bir enerji çalışması, yoga, zihni boşaltmak veya düşünceleri yok etmek olmadığını anlatan Atalay, ‘’Mindfulness, kişinin süreci nasıl karşıladığıyla ilgilenir. Bu karşılama bilinçli farkındalığı yaratır. Aslında mesele anda kalmak eyleminin yalnızca dikkat, niyet ve tutumla ilişkisini anlamak meselesidir. Dikkat etmezsek fark edemeyiz ve insanın doğasında olan dağınıklığın önüne geçemeyiz.’’ dedi.
İnsanların hayvanlardan farklı olarak zamanının büyük bir bölümünü geçmiş ve geleceği düşünerek geçirdiğini belirten Atalay, ‘’Mevcut uyaran yanımızda olmadığı halde onu düşünmek gibi bir sorunumuz var. Uyarandan bağımsız düşünmeyi engellememiz gerekir. Zihinde bir boşluk yaratıp, o boşlukta sakinleşmek, şimdiki ana gelebilmek ve durabilmek bizim için çok önemlidir. Duygular misafirdir insan da misafirhanedir. Tıpkı Mevlana Celaleddin Rumi’nin dediği gibi, ‘insan olmak bir misafirhane misali’. Olayları ve duyguları bir misafir gibi karşılayıp, onları keyifle uğurlamayı başarabiliyor olmamız bilinçli farkındalıktır.’’ diyerek sözlerini sonlandırdı.
Farkındalık Zirvesi’nde bu konuların yanında konuşmacılar tarafından mülteci çocuklarla çalışmak, cinsiyetli beyin kavramı, hayvan hakları, işitme engellilerin dil yaşantısı ve aktif yurttaşlık hakkında da bilgiler aktarıldı. Etkinlik, oturum aralarında fuaye alanında yapılan çekilişler, katılımcılara sunulan kitap, defter, ‘fark et’ temalı tişört ve rozetlerin yanında kahve ikramlarıyla renklendirildi. Toplam 10 konuşmacının yer aldığı 6 oturum şeklinde gerçekleştirilen Farkındalık Zirvesi, konuşmacılara teşekkür belgesi ve çiçek takdim edilerek sonlandırıldı.