Emine Özge KONDAKÇI
Pedagog Ayşen Oy’un katılımıyla “Çocukları Cinsel ve Teknolojik Tacizden Koruma Yolları” etkinliği 15 Şubat’ta İstanbul Üniversitesi Kongre Kültür Merkezi”nde yapıldı.
“Çocukları Cinsel ve Teknolojik Tacizden Koruma Yolları” etkinliği İÜ Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi (HAYEF) Öğretim Üyesi Doç. Dr. Lütfü İlgar’ın ve İÜ HAYEF Dekanı Prof. Dr. Hülya Çalışkan’ın konuşmalarıyla başladı. Ardından konuşan Ayşen Oy, ailenin çok kutsal olduğunu, vazgeçilmeyen tek şeyin anne-baba ve öz kardeşler olduğunu, arkadaştan vazgeçilebileceğini fakat aileden vazgeçilemeyeceğini belirtti ve “Bugün dünyanın en kötü insanının annesine de gitseniz o çocuğunun arkadaşlarına uyduğunu aslında iyi bir insan olduğunu söyler. Ona göre ondan daha güzel bir evlat yoktur” dedi.
Oy, “Bir yandan bu kadar kutsal duygular yaşanırken bir yandan da insanoğlunun çözemediği psikolojik olaylarla uğraşırız. İnsanoğlunun böyle bilinmeyen bir beyni vardır ve bunları söylemek hiç kolay değildir. Bütün pedagog ve psikologların hayatlarındaki en zor danışmalar taciz danışmalarıdır. Öyle uzaktan ahkam kesip polise haber verin demekle olmaz. Çünkü ortada bir insan var. Ortada Türk-Müslüman kültürü var, her şeyi alenen açıklamak çok kolay değil” diyerek sözlerine bir de örnek ekledi. Dünyanın en büyük kötülüklerini yapan çocuğun annesine gittiğinizde o anneye göre çocuğunun dünyanın en iyisi olduğunu söyleyeceğini bildirdi ve bunun çocuğa zararını anlattı.
“10 – 15 Dakika Bile Olsa Çocuğa Eğilin”
Oy, bütün çocuk sorunlarında ailelere kaliteli zaman çizelgesi önerdiğini, bunun nedeninin ise çocuğuyla kaliteli zaman geçiren velilerin çocuklarının problemlerinde azalmalar görüldüğünü ifade etti. Baba tüm sorumluluğu anneye bırakmış ya da tam tersi bütün sorumluluk babada ise ailenin paylaştığı hiçbir şeyin olmadığında anne baba modelinin eksik olduğunu söyledi.
“Eskiden Bu Kadar Sorun Yoktu”
İnsanların “eskiden pedagoglar yokken daha az sorun vardı” gibi eleştirilerinden bahseden Oy, “Hiç inanmıyorum, eskiden de sorunlar vardı ancak eskiden bizim sorun çözme yöntemimiz susmaktı, çünkü konuşmak ayıptı. Babaya karşı gelinmez, anneye karşı gelinmez, yalan söyleyen hep çocuktur, büyük hiç yalan söylemez. Çocuk ne dese inkar edilir ve konu kapanırdı” dedi. Anaokulu programlarının geliştiğini ve çocuklara özgüven, özsaygı gibi kavramların verilmesini, çocukların uyanıp anlatmaya başladıklarını ve olayların gün yüzüne çıktığını anlattı.
İnternetin tehlikelerine değinen Oy, teknolojik taciz hakkında “Çocuk doğuyor hastaneden evine gitmeden herkes onu bir selfie ile tanıyor. Şimdiki çocuklar teknoloji ile yaşıyorlar. Bilgisayarı kapatın, çocuk oynamasın demek çocuğu susturmaktır. O çocuk o teknolojiyi üzgünüm ki kullanacak” dedi.
Dünyada uygulanan bir program olduğunu anlatan Oy, aile ve çocuk programlarının bunu uyguladığını, çocukların teknolojik anlamda bir sorunla karşılaştığında acil servis çağırır gibi çocukların butona basıp polis çağırmasını ve polisin gelip bilgisayarı incelemeye almasından bahsetti ve ekledi: “Ama biz daha burada değiliz. Böyle bir projeye Türkiye’de başlamak için internet kullanımını çocuklardan önce anne babalara öğretmemiz gerekir” diyerek sözlerini noktaladı.