Tuğçe AYÇİN
Fotoğraf- Özge TAN, Halil SAÇ
Ünlü sinema sanatçısı Hülya Koçyiğit, Türk Sineması Haftaları’nın ilk konuğu olarak 18 Nisan’da İletişim Fakültesi Konferans Salonu’nda öğrencilerle buluştu.
Moderatörlüğünü İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ergün Yolcu’nun yaptığı söyleşi, Hülya Koçyiğit’in hayat hikayesinin anlatıldığı film gösterimiyle başladı. Film gösteriminin ardından Prof. Dr. Yolcu, açılış konuşmasını gerçekleştirdi. “Ülkemizin iletişim alanındaki ilk fakültesi olarak bu ilklere yenilerini katmak istiyoruz ve bunun için sinema ile ilgili haftalar düzenliyoruz. İlk konuğumuz da sinemamızın bu seviyelere gelmesinde emek vermiş, yaptığı çalışmalar ile devlet sanatçısı olmayı hak etmiş sanatçımız Hülya Koçyiğit oldu” şeklinde konuşan Prof. Dr. Yolcu, Koçyiğit’e teşekkürlerini iletti.
Prof. Dr. Yolcu’nun ardından söz alan Koçyiğit, gençlerle bir zaman dilimini paylaşmayı önemsediğine değinerek, oyunculuk kariyerine nasıl başladığını anlattı. Oyuncu olmasında annesinin çok büyük bir etkisinin olduğunu belirten Koçyiğit, 16 yaşında bir çocukken Susuz Yaz gibi bir filmde oynamanın kendisi için çok büyük bir şans olduğunu söyledi.
“Susuz Yaz Yoklukla Var Edilmiş Bir Filmdir”
Metin Erksan’dan sinemaya dair birçok şey öğrendiğini aktaran Koçyiğit, Susuz Yaz filmi ile ilgili şunları söyledi: “Filmi şimdi tekrar seyrettiğimde bugünkü teknoloji ile çekilmesinin mümkün olmadığını görüyorum. Metin Erksan’ın dehasını bir kez daha fark ediyorum. O dönemlerde teknik imkanlarımız yoktu. Çok ilkel aletlerle çalışıyorduk. Her şey çok pahalıydı. Çekim esnasında hata yapmışsak, tekrar çekme şansımız yoktu. Bugünün insanı Susuz Yaz’ın yoklukla var edilmiş bir film olduğunu anlamalıdır.”
“Çalıştığım İsimlerden Hem Mesleği Hem Hayatı Öğrendim”
Filmlerde rol aldıkça, halkın yaşamının, talebinin ve sosyal yaşamda fark edilmesi gereken şeyler olduğunun farkına vardığını kaydeden Koçyiğit, “Bu filmleri yaparken bir yandan da yaşamın içinde büyümeye, olgunlaşmaya başlıyorsunuz” dedi. Koçyiğit, birçok önemli yönetmenle çalışma imkânı bulduğunu vurgulayarak, “Bu büyük isimlerden hem mesleği hem hayatı öğrendim. Ülkemi ve tarihimi tanıdım. Bu durum benim için bir yandan çalışmak bir yandan eğitim görmek gibiydi. Onlara şükran borçluyum” ifadelerini kullandı.
“Gerçek Bir Sanat Fikri Her Zaman Kendini Gösterir”
Türk sinema ve dizi sektörünün bugünkü durumu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Koçyiğit, sinemanın eğlendirici rolünün yanı sıra esas görevinin topluma ayna tutabilmek olduğunu söyledi. Koçyiğit, sinema ile insanların fikir dünyalarını oluşturabilmek için onlara sorular sorabilmek ve cevaplarını fark etmelerini sağlayacak işler yapabilmek gerektiğini vurgularken, günümüzdeki dizilerin ise öğreticilikten ziyade daha çok hoşça vakit geçirmek için var olduklarını söyledi. Arz talep konusunun çok önemli olduğunu belirten Koçyiğit ifadelerini şu şekilde sürdürdü: “Seyirci burada ağırlığını kullanmalı. Bu sektörde yer almak isteyen gençlerin şu anki sancılarını çok iyi anlıyorum. Ama onların sabırla ve yılmadan çalışmaya devam etmesi gerekiyor. En yoksul ve en olumsuz günlerde dahi gerçek anlamda bir sanat fikri mutlaka kendini gösterir. Samimi olun, dürüst olun. Bir sözü popüler olmak için değil, gerçekten öyle olmasını istediğiniz için söyleyin.”
“Sadece Görsel Malzeme Değiliz, Bir Ruh Taşıyoruz”
Yeşilçam döneminde yönetmen- oyuncu ilişkisine değinen Koçyiğit, senaryo çalışmalarına bizzat katılmalarının hoş karşılanan bir durum olduğunu söyledi. Sinemanın kolektif bir iş olduğunun altını çizen Koçyiğit, “Yönetmen birçok fikre yer açıyor. Bu da bizi daha çok çabalamaya yöneltiyor. Böylelikle işe daha çok sahip çıkmış oluyoruz. Çünkü biz oyuncular sadece görsel malzeme değiliz. Bir ruh taşıyoruz ve bu ruhu aktarmaya ihtiyacımız var” dedi.
“Her Şey İstemek ve Hayal Etmekle Olur”
Sözlerini öğrencilere tavsiyelerde bulunarak sürdüren Koçyiğit, konuşmasını şu şekilde noktaladı: “Her şey istemekle ve hayal etmekle olur. Gerçekten istiyorsanız, yüreğinizde böyle bir yangın varsa yolunuzu bulursunuz. İnsanları tanımak, sevmek, onlara anladığınızı anlatmaya çalışmak, dünya sinemasını takip ederek, doğru yönetmenlerle doğru projelere yönelmek sizler için en doğru yol olacaktır.”
Söyleşi, “Hülya Hanım’a gelip bize destek verdiği için ve projemizin ilk ayağını oluşturduğu için çok teşekkür ederim” diyen Prof. Dr. Yolcu’nun Koçyiğit’e çiçek ve hediye takdim etmesiyle sona erdi.