Haber, Fotoğraf: Merve YAPILI
William Churchill, İsmet İnönü, Alfred Hitchcock, Salvador Dali, Nazım Hikmet, Picasso, Robert de Niro… Bu isimlerin bir ortak noktası var; Ara Güler. 91 yaşındaki Ara Güler dünyaca ünlü isimlerle foto- röportaj yapmış, savaşların içine dalmış, Anadolu’nun en ücra köşelerinden kareler yakalamış, eski İstanbul’u fotoğraflarıyla belleklerimize kazımış, kendi ismini de dünyanın en iyi fotoğrafçıları arasına yazdırmayı başarmış bir isim.
Ara Güler ile vefatından kısa bir süre önce Beyoğlu’nda adını taşıyan kafede kısa bir sohbet gerçekleştirme fırsatı bulduk. 18 Ekim’de aramızdan ayrılan usta fotoğrafçı ile gerçekleştirdiğimiz sohbeti okuyucularımızla buluşturuyoruz.
“Ben Amatör Hiçbir Şey Yapmadım”
Gençliğinde edebiyata merak salan Güler, “Garip Bir Yılbaşı Gecesi” isimli piyesiyle dünya çapında bir ödül kazandığını belirtti. Ardından konuşmalarına “Ben amatör hiçbir şey yapmadım. O dönem benim liseyi bitirdiğim senedir. Ben şimdi 91 yaşındayım, hesap et. Olacak iş değil yani. Hiç kimse benim kadar uğraşmamıştır edebiyatla, sanatla…” şeklinde devam etti.
“Fotoğraf Sanat Değildir Fakat Sanata Benzer”
Ömrünü foto-muhabirliğe adamış olan Güler, fotoğraf sanatı hakkındaki görüşleriyle dikkat çekti. Fotoğrafı sanat olarak görmediğini söyleyen Güler, “Fotoğraf sanat değildir fakat sanata benzer tarafları vardır. Orada yanılıyor insanlar. Mesela şimdi doktorlar arası fotoğraf yarışması yaparsın. Hepsi ne çeker? Güneşin batışını. Adamın hayatında güneş batışından başka bir şey yok çünkü. Renkler, o zaman toplanır. İşte böyle bir şeydir, senin bunu sanat yapman saçmadır, ayıptır. Üretmiyorsun, var olanı gösteriyorsun. Neyle gösteriyorsun? Fotoğraf makinesiyle” yorumunda bulundu.
“Bir Puf Sesidir Yaşamak”
Daha önce 4 ayrı savaşta foto-muhabiri olarak görev aldığını söyleyen Güler, “4 kere harbe gittim ben. Ötekiler gibi gidip de manken çekmiyorum. Orada komutan dediğim de 20 yaşında bir gençtir, çocuktur yani. 20 yaşındaki kızlar, ellerinde kalaşnikof tüfekler, düşman bekliyorlar. 3 saat sonra ölecek, vurulacak, bir şey olacak. Hikâye bundan ibarettir. Bir puf sesidir yaşamak” şeklinde sözlerine devam etti.
“Artık Fotoğraf Çekmek İçin Kompozisyon Bulmak Çok Zor”
Son olarak fotoğraf tutkusundan bahseden Ara Güler, başarısının sebebini hem kişisel gelişime hem de eski yaşam kültürüne bağladı. “Ben çocukluğumdan beri İstanbul fotoğrafı çekerim. Eskiden mahalle vardı, manav vardı, insanlar vardı. Şimdi her yerde otomobiller var, otoparkçılar var. Artık fotoğraf çekmek için kompozisyon bulmak çok zor” sözleriyle konuşmasına son verdi.
Usta Fotoğrafçı Ara Güler’i saygı, sevgi ve minnetle anıyoruz…