Mazlum Bucuka
İletişim Fakültesi Bilimsel Çalışmalar Dizisi etkinlikleri, İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oya Morva’nın yürütücülüğünü yaptığı “Kültürel Etkileşim Pratiği Olarak Bulgaristan’dan Türkiye’ye Göç” konulu projenin konuşulduğu etkinlikle, yeniden başladı.
İstanbul Üniversitesi öğretim üyelerinin yaptığı bilimsel çalışmaların konuşulduğu İletişim Fakültesi Bilimsel Çalışmalar Dizisi’nin yeni konukları, “Kültürel Etkileşim Pratiği Olarak Bulgaristan’dan Türkiye’ye Göç” projesinin yürütücüsü Doç. Dr. Oya Morva ve projenin araştırmacısı Prof. Dr. Gül Özsan oldu.
Etkinliğin moderatörlüğünü yapan Araştırma Görevlisi Yeşim Akmeraner’in “Göç nedir”, “Türkiye’de göç sorunu” ve “göçün toplumsal belleği” konularını kapsayan kısa bir açılış konuşmasıyla başlayan oturum, projenin yürütücüsü Doç.Dr. Oya Morva’nın, projede ne yaptıklarını, içeriğini ve yöntemlerini açıklayan konuşmasıyla devam etti.
“Projeyi, faili merkeze alan bir yaklaşımla gerçekleştirdik”
Projenin 15 Mart 2020 – 15 Mart 2021 tarihleri arasında gerçekleştiğini belirten Doç.Dr. Oya Morva, ”projenin başlangıcı pandemi dönemine denk gelmesi görev paylaşımında değişiklikler yapmamıza sebep oldu ama Gül Hoca ve diğer arkadaşlarla beraber verimli bir proje süreci geçirdik. Ne yaptık diye açacak olursak; Bulgaristan’dan Türkiye’ye göçün derin analizini yapmaya çalıştık. Bunu faili merkeze alan bir yaklaşımla yaptık. Yani göçün özneleriyle görüşüp analizlerimizi yaptık” diye belirtti. Bulgaristan’dan Türkiye’ye göçün iki dönemde incelendiğini söyleyen Morva, “1969-1978 yılları arasında gerçekleşen yakın akraba göçü; uzun ve yoğun süren bir göç dönemi, 1989’da da zorunlu bir göç dönemi olduğunu söyleyebiliriz.” dedi.
Araştırma konusu neden Bulgaristan?
O dönemlerde Bulgaristan’dan Türkiye’ye 800 bin insanın göç ettiğini söyleyen Morva,” Bu sayı bize az gelebilir fakat o dönemde Türkiye’ye gelen göçmenlerin yüzde 48’ini Bulgaristan’dan gelen göçmenler oluşturuyor” diye konuştu. Her göç grubunun farklı özellikleri olduğunu vurgulayan Morva, Türkiye’ye göç edenlerin azınlık sayılmadığını, kendine özel dinamiklerinin olduğunu, projeyi bu yüzden etkileşimci perspektifle yaptıklarını söyledi.
Oturum, projenin araştırmacısı Prof.Dr. Gül Özsan’ın projede kullandıkları yöntemleri ve içerik detaylarını derinlemesine inceleyen konuşmasıyla devam etti.
Konuştuğumuz göçmenlerden çok dramatik şeyler duyduk
Projenin çalışma prensibinin nasıl oluştuğunu ve araştırma yöntemlerini açıklayan Prof.Dr. Gül Özsan ise projede görüştükleri insanlardan çok dramatik şeyler duyduklarını, kimseyle paylaşamadıkları duyguları dinlediklerini belirtti. Projede etkileşimci yaklaşımı kullandıklarının altını çizen Özsan, literatürde bu çalışmaya benzer bir çalışmanın olmadığını, bu araştırma çalışmasıyla bu eksikliği büyük ölçüde gidermeye çalıştıklarını kaydetti.