Haber: Zeynep Yüksel
Çoklu duyum olarak bilinen Sinestezi, kalıtsal yolla aktarılan ve çok nadir görülen bir farklılık. Sinesteziye sahip olan insanlar renklerin tadını alır, müziklerin renklerini görür ve haftanın günlerine kişilik özellikleri yükleyebilirler. Bu kişilere “sinestet” denir. Üç farklı sinestezi türüne sahip olan bir sinestetle gerçekleştirdiğimiz söyleşi ve sinestezinin detayları haberin devamında yer alıyor.
Yunanca kökenli bir kelime olan sinestezi, birleşik anlamına gelen “sin” ve duyu anlamına gelen “anesthesia” kelimelerinin birleşiminden oluşuyor. Birleşik duyu olarak da tanımlanan sinestezi hedef duyuya hitap etmesi gereken bir uyaranın istemsiz ve otomatik olarak diğer duyuları da harekete geçirmesi şeklinde ifade ediliyor. Örneğin; bir notanın tadını almak, perşembe gününün rengini görmek gibi.
Sinestezi ilk olarak 17. yüzyılda Yunan filozoflar tarafından rengin ve müziğin fiziksel bir karşılığı olup olmadığı düşünülerek incelenmiş olsa da sinestezinin ilk tanımı İngiliz bir bilim insanı olan Francis Galton tarafından 19. yüzyılda yapıldı. Toplumun ufak bir kesiminin duyularıyla ilgili tuhaf bir farklılıkları olduğunu fark eden Galton, bu insanların bir “duyu karmaşası” yaşadıklarını söyledi. Tarihte ilk belgelenen sinestet ise 1812’de Avusturyalı bir doktor olan Georg Tobias Ludwig Sachs’dı. Sinestezinin bir hastalık olup olmadığı ise hâlâ bir tartışma konusu. Çoğunlukla hastalık değil de bir farklılık olarak kabul edilen sinestezinin dolayısıyla bir tedavisi de bulunmuyor.
Nasıl Oluşur?
Sinestezi, doğuştan gelen veya çocuklukta ortaya çıkan kalıtsal bir durum. Çocuklukta karmaşık olan beyindeki duyu bağlarımız sonradan ayrılır ve bu da gerçekliği ayırt etmemizi sağlar. Fakat bazı durumlarda bu duyu bağlarından iki veya daha fazlası birbirinden ayrılmayıp birbirine karışıyor ve ortaya sinestezi çıkıyor. Bu sebepten duyuları geç ayrılan kişiler çocukluklarında geçici bir sinestezi yaşayıp bunu hatırlamayabilirler. Nadiren ilerleyen yaşlarda da psikedelik ilaç kullanımı, felç/inme, geçici veya kalıcı beyin travmaları ve beyin tümörleriyle gelişebiliyor. Kişinin sinestezi olabilmesi için duyu çağrışımlarının tutarlı olması gerekiyor. Örneğin bir sinestet salı gününü on yaşında bej rengi olarak görüyorsa elli yaşında da bej olarak görmelidir. Sinestezi için klinik bir teşhis bulunmuyor fakat kişinin sinestezisi olup olmadığını anlayabilmesi için internette birçok sinestezi testi bulunuyor.
Sinestezi Türleri
Sinestezi türleri kendi altında ikiye ayrılır. İlki Bilişsel Sinestezidir ve bu sinestezi türü sembollere, şekillere, haftalara, günlere vb. karakteristik özellikler yükler. İkincisi ise Uygun Sinestezidir: İki veya daha fazla ayrı duyunun aynı anda fiziksel olarak hissedilmesidir. 70’ten fazla sinestezi çeşidi olduğu bilinmektedir. En yaygın sinestezi türleri ise Grafem-Renk, Zaman-Renk, Müzik-Renk, Ses-Renk ve Nota-Renk sinestezisidir.
Grafem- Renk Sinestezisi
Grafem- Renk sinestezisine sahip kişiler; kelimeleri, harfleri ve sayıları belli bir renkle bağdaştırırlar. Örneğin: 2 rakamının sarı renkle veya elma kelimesinin yeşille bağdaştırılması.
Zaman-Renk Sinestezisi
Bu sinesteziye sahip insanlarda belli bir saat diliminin bir renge karşılık gelmesidir. Örneğin: 12.00’nin turuncu, 21.00’in kahverengi olması.
Müzik-Renk Sinestezisi
Dinlenilen müzikler göz önüne müzikle bağdaştırılan renkleri getirmektedir.
Ses-Renk Sinestezisi
Ses-Renk sinestezisinde ise yalnızca müzikal olan seslerde değil herhangi bir seste belli renkler görülmekte. Örneğin alarm sesi kırmızı veya kedi miyavlaması mor olabilir.
Nota-Renk Sinestezisi
Bu sinesteziye sahip kişiler için Fa notası yeşil veya Mi notası beyaz olabilmektedir.
Yosun ve Deniz Tuzu Aromalı Çiğ Köfte, Güvenilir 7, Öfkeli Cuma…
Üç farklı sinestezi türüne sahip olan Elif 21 yaşında ve sinestet olduğunu 18 yaşında fark etti. Koku-tat sinestezisine sahip olan Elif, 18 yaşındayken deniz kenarında arkadaşıyla çiğ köfte yerken arkadaşına dönüp “Ohh yosun ve deniz tuzu aromalı çiğ köfte” diyor ve arkadaşının “Nasıl yani? Tadını gerçekten öyle mi alıyorsun?” tepkisinin ardından herkesin kokladığı kokunun tadını almadığını fark ediyor. Ardından yaptığı birçok araştırma ve testin ardından sinestet olduğunu anlıyor. Çocukluğundan beri yiyecek bir şey olmasa dahi her aldığı kokunun tadını da alan Elif, kokusunu sevmediği ortamlarda yemek yiyemiyor. Aynı zamanda bilişsel sinestezisi ve grafem-renk sinestezisi olan Elif; rakamlara, günlere, haftalara ve aylara karakteristik özellikler yükleyip bunları renklerle bağdaştırıyor.
Elif durumu şöyle aktarıyor: “5 ile kırmızıyı bağdaştırıyorum. 7 çok güvenilir geliyor ve 11 çok itici geliyor. Cuma günlerinin öfkeli olduğunu düşünüyorum. Hem nisan ayı hem de geçtiğimiz hafta benim için tamamen kahverengi. Daha birçok şey var. Bu atfetme o kadar güçlü ki ruh halimi oldukça etkiliyor. Oyun oynarken kullandığım numara veya sınavlara girerken oturduğum sıranın sayısı bile performansım üzerinde oldukça etkili.” Elif, sinestezisinin tek olumlu yanının ise kötü hissettiği zamanlarda ortamı sevdiği kokularla donatarak iyi hissedebiliyor oluşu olduğunu söylüyor.
Sanatsal Yönleri Güçlüdür
Sinestetlerin nüfusun yaklaşık yüzde 4’ünü oluşturdukları biliniyor ama çoğu sinestet, sinestezisi olduğunun farkında olmadığı için bu oranın daha yüksek olduğu düşünülüyor. Çoğu sinestet kadındır ve solaktır aynı zamanda sanata eğilimli ve yüksek IQ’lu insanlardır. Birçok kişiye ilham olan Vincent van Gogh, Pharrel Williams, Lorde, Billie Eilish, John Mayer, Kanye West, Alessia Cara, EddieVan Halen, Wassily Kandinsky, Duke Ellington,Vladimir Nabokov ve daha fazlası sinestettir.