Haber: Ezgi Okay
Editör: Yağmur Sertkaya
Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu 1933 yılında Atatürk önderliğinde yapılan üniversite reformunu, Türkiye’de çalışmalar yapan Avrupalı bilim insanlarının bu döneme olan etkisini ve İstanbul Üniversitesi’nin yıllar içindeki değişimini anlattı.
Cumhuriyet Döneminde
Prof. Dr. Erhan Afyoncu, üniversite macerası çok uzun olan Türkiye’de 19. yüzyılda üniversite kurmak için çok çaba sarf edildiğini, Cumhuriyetin ilanıyla birlikte yapılan inkılaplarla Darülfünun’un 1933 yılına kadar öğrenci yetiştirmeye devam etmesine rağmen çağın gerisinde kaldığını aktardı.
1933 yılında Atatürk önderliğinde yapılan üniversite reformu ile çağa uygunluk yakalanmak istendiğini belirten Afyoncu üniversitelerde Avrupai tarzda yapılanmalara ve değişiklere gidildiğini, bu durumun fayda zarar açısından tartışıldığı noktalar da olduğunu dile getirdi. Bu dönemde üniversitelerde yapılan değişiklikler nedeniyle bazı üniversite hocaları eski sistem mensubu oldukları için görevlerini sürdüremediler ve yeni öğretim görevlilerine ihtiyaç duyuldu.
Almanya’dan Türkiye’ye
O dönemde Almanya’dan Türkiye’ye göç eden bilim insanları da iktisat, hukuk, edebiyat, tarih ve felsefe gibi alanlarda faaliyet gösterdi. Örneğin tarih alanında Engelberk, Andreas Tietze, Kraus gibi isimler çalışmalar yaptılar. Bu çalışmalar özellikle 1933-1950 yılları arasında yoğunlaştı, kimileri bu tarihten sonra da çalışmalarını sürdürdüler.
Bu bilim insanları ile 2 sene içerisinde Türkçe öğrenim şartı, Türkçe kitap yazımları ve kitap tercümeleri gibi bazı anlaşmalar yapıldı. Devlet, üniversite reformunu o dönem bütçe şartları içerisinde önemli ölçüde destekledi.
Bu dönemde özellikle kütüphane ve çeviriler gelişim gösterdi. Kütüphane konusunda çok önemli çalışmalar yapan bilim insanları çalışmalarını iş birliği içerisinde tasnif etti. Böylelikle ders kitaplarının niteliği ve kalitesi arttı.
Üniversiteler Çoğalıyor
Üniversitelerde halkın derslere katılabildiği bu tarihlerde derslere katılım olsa da bilgileri alabilmek için belli bir birikimin de gerektiği yadsınamaz bir gerçek. 1970 ve 1980’li yıllardan sonra özellikle artan nüfus ve ihtiyaç doğrultusunda hızla üniversiteler açıldı. Artan sayılar ile üniversite yapısı bir miktar zarar gördü.
Üniversitelerde Usta Çırak İlişkisi
Lisansüstü eğitimin gelişim gösterdiği bu yıllarda üniversitelerde usta çırak ilişkisine geçildi. Ders işleme biçimleri ve öğretim metodları değişti bu durum asistanlara ve öğrencilere bir hayli etki etti. Yabancı öğretim görevlilerinin asistanlığını yapan, onların yanında yetişen öğrenciler lisansüstü eğitime yöneldi. Doktora yapan öğrenci sayısı arttı.