Dicle GÜNGÖR
Türkiye’nin ilk Neuromarketing şirketi olan ThinkNeuro’nun CEO’su Eda Ocak 16 Mayıs tarihinde Halkla İlişkiler Bölümü Öğr. Gör. Fatih Özkoyuncu’nun İletişim Seminerleri dersi kapsamında İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Cep Sineması’na konuk oldu.
Eda Ocak, konferansta pazarlama, pazarlamanın amacı, insanın duygu ve algılarının pazarlama üzerindeki etkileri ile ilgili öğrencilere bilgi verdi.
İnsanı Anlamak da Bir Pazarlama
Ocak, konuşmasına, “Pazarlamacının amacı tüketicinin ya da müşterinin iç görüsüne ulaşmak ve ona uygun ürünü üretmek ve marka bilinirliğini arttırmaktır” sözleriyle başladı. Bu amaç doğrultusunda pazarlamanın temelinde anlamanın yattığını, bütün bu pazarlama sürecinin ise anlamak üzerinden şekillendiğine dikkat çekerek başladı. Tüketiciyi anlayarak onun ihtiyacı olan ürünün geliştirilebildiğini, uygun satış kanalının düzenlediğini ve bu şekilde tüketiciye daha doğru ulaşılabildiğinin altını çizdi.
Tüketiciyi anlama konusunda sadece beyana dayalı çalışmaların kimi zaman yetersiz kalabildiğini dile getiren Ocak, “Biz pazarlamada esas olana, gerçek olana ulaşmak istiyoruz ki onun üzerinden ürünler, iletişimler ve markalar geliştirelim. Bu yüzden de asıl iç görüye ulaşma metodojilerinden birisi kişinin duygularına ulaşmak” sözleriyle ‘tüketici duyguları’ alanında da çalışmalar yapılması gerektiğini belirtti.
Doğru Duygulara Hitap Etmenin Önemi
Tüketici duygularının pazarlamada ki önemine değinen Ocak, “İnsan rasyonel varlık değil, duygusal bir varlıktır. Durum böyle olunca markalar reklamlarında tüketicinin duygularına hitap ediyorlar. Reklamlarında tüketiciyi çeşitli hissiyatlara sokarak ürünlerine çekiyorlar” sözleriyle ürün reklamlarında doğru duygulara hitap ederek ürünü bile göstermeden o ürünün pazarlanabildiğini ekledi.
Ocak reklamların hedef kitlesinin de önemine vurgu yaptı “Genel olarak hedef kitle çoğunlukta akşam işinden yorgun argın gelip çocuğuyla oyun oynarken açık olan televizyondan reklamlara denk gelen, maruz kalan insanlar. Biz bu insanlarla reklamlar aracılığıyla iletişime geçiyoruz. Duygular işte tam da bu yüzden önemli. Bir şekilde o insanların duygularını harekete geçirmeliyiz” diyerek reklamcılıkta ve pazarlamada kitlenin duygularının esas alınması gerektiğini söyledi.
Algı, Gerçekten Daha Gerçektir
Ocak, tüketicide duyguların kadar algıların da önemli olduğunu Kathleen Brown’un ‘Karar Alma Mekanizması’ örneğiyle verdi. “Öncelikle algılar oluşur, kara hızla verilir ve düşünce en son ortaya çıkar. Yani aslında bizler reklam panoları aracılığıyla ihtiyacımız olmayan herhangi bir şeyi görür ve eğer bize anlamlı bir duygu oluşturuyorsa kararı anında veririz” sözleriyle kitlenin de reklamda verilen algıyı önemsediğini, kendi değer ve öğretilerine yabancı olan algıdan uzaklaştığını ve reklamı yapılan ürünle ilgilenmediğini ekledi.