Hande Nur OCAK
İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Arzu Pınar Erdem, florür uygulamaları hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı. Doç. Dr. Arzu Pınar Erdem, “Toplumumuzda diş çürüğü görülme sıklığı son derece fazla ve korunmak için kapsamlı bir bakış açısına ihtiyaç var. Diş çürüğünden korunma stratejileri toplum bazında yaygınlaştırılmalıdır” dedi.
Florür, yeryüzünün hemen hemen her yerinde yaygın olarak bulunan doğal bir mineraldir. Florür uygulamalarında insanların bilmesi gerekenleri anlatan Doç. Dr. Erdem, “Diş çürükleri, en sık görülen çocukluk çağı hastalıklarından biridir. Ortalama diş çürüğü görülme sıklığı; 1 yaş için %17, 2 yaş için %36, 3-4-5 yaş için 43%, %55, %63 olarak bildirilmiştir. 12-19 yaş arası çocukların %59’unda en az 1 diş çürüğü bulunduğu belirtilmiştir” dedi. Doç. Dr. Erdem, çocukların yaş aldıkça diş çürüğü ile karşılaşma olasılığının yükseldiği söyledi. Diş çürüğü, diş sert dokularında yıkıma neden olan ve multifaktöriyel kökenli dinamik bir hastalık olduğunu dile getiren Doç. Dr. Erdem, “Oluşumunda etkili olan faktörler; genetik faktörlerden, tükürüğün yapısına, kişinin ağız hijyenine, diyetine, bu konudaki davranış modeline, eğitimine, sosyoekonomik durumuna ve kişinin dişlerini koruyan faktörlere (florür, fissür örtücü) maruz kalıp kalmama durumuna kadar geniş bir yelpazede değerlendirilebilir” dedi.
Diş Çürüğü Gelişimi Bireyin Hayat Kalitesini Düşürüyor
Diş çürüğünden koruyucu faktörler (tükürük, florür vb.) ve diş çürüğüne neden olan faktörler (karyojenik bakteriler, karbonhidratlar vb..) arasındaki dengenin son derece önemli olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Erdem, koruyucu faktörler yetersiz kaldığı zaman, çürük yapıcı faktörlerin ağırlık kazanırsa diş çürüğünün gelişimi kaçınılmaz olduğuna değindi. Doç. Dr. Erdem, “Diş çürüğü gelişimi ise bireyin hayat kalitesinin bozulmasına neden olup; fonksiyon kayıplarına, okul başarısının etkilenmesine, sosyal ilişkilerde bozukluklara ve uykusuzluğa kadar uzanan olumsuzluklara neden olmaktadır. Bizim toplumumuzda da diş çürüğü görülme sıklığı son derece fazladır ve korunmak için kapsamlı bir bakış açısına ihtiyaç vardır. Diş çürüğünden korunma stratejileri toplum bazında yaygınlaştırılmalıdır” dedi. Eğitim, iyi oral hijyen, non-karyojenik beslenme (şeker tüketiminin kısıtlanması), düzenli diş hekimi kontrolü, florür ve fissür örtücü gibi koruyucu uygulamaların, diş çürüğünden korunmak adına ilk adımları oluşturduğunu söyleyen Doç. Dr. Erdem, “Florürün diş çürüklerine karşı koruyucu ve durdurucu etkisi bilinen bir gerçektir ve bu özelliği nedeniyle altın standart olarak kabul edilmektedir. Florür, diş çürüklerine karşı koruyucu etkisi nedeniyle tüm dünyada yaygın olarak kullanılmaktadır ve etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmıştır” dedi. Son dönemde yapılan çalışmaların florürün olası toksik etkileri üzerine yoğunlaştığını ancak yüksek oranda vücutta florür birikimlerinin buna neden olacağı üzerinde durulduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Erdem, diş çürüğünden korunma programları içinde yer alan dozların güvenli olduğu söyledi. Bununla birlikte, florürün sürme sonrası etkilerinin sürme öncesi etkilerinden daha fazla olduğunun anlaşılması ile birlikte birçok ülkede yerel florür (florürlü diş macunu, florürlü vernik, jel, gargara gibi) uygulamaları üzerinde yoğunlaştığını belirten Doç. Dr. Erdem, yerel uygulamalar bireye özgü, kişinin çürük risk profili değerlendirildikten sonra, kişiye özel hazırlanan özgün programlarla devreye sokulması gerektiğini ifade etti.
“Çocuklar Gözetim Altında Diş Fırçalamalı”
“Bu bağlamda; kişinin yaşı, diş çürüğü yaygınlığı, diyeti (atıştırma ve rafine karbonhidrat tüketim sıklığı), tükürük yapısı, ağız hijyen uygulamalarına verdiği önem gibi birçok faktör birlikte değerlendirilerek çürük risk düzeyi belirlenmelidir” diyen Doç. Dr. Erdem, “Belirlenen risk durumuna göre, yerel florür uygulamalarından (florürlü diş macunu, florürlü vernik, jel, garagara gibi) hangisi ya da hangilerinin önerileceği ve uygulanması gereken doz ve sıklık belirlenmektedir. Bu şekilde, kişinin diş çürüğünden koruyucu faktörleri daha yüksek oranda tutulmakta ve diş yüzeyinde asit ataklarına karşı koruyucu bir kalkan oluşturulmaktadır” dedi. Bilimsel araştırmaların, florürün ağızda düşük dozda sürekli olarak bulunmasının diş çürüklerinin önlenmesinde oldukça etkili olduğunu dile getiren Doç. Dr. Erdem, bu amaçla florür içeren diş macunlarının dünya genelinde kullanıldığını söyledi. Doç. Dr. Erdem, “Diş çürüklerinden korunmada, özellikle çocuklarda gözetim altında diş fırçalamanın önemli olduğu; uygun konsantrasyon ve miktarda florürlü diş macunu ile dişlerin günde 2 kez fırçalanmasının diş çürüklerini önlemede etkili olduğu ispatlanmıştır” dedi.
Florür, Diş Minesinin Güçlendirilmesine Önemli Katkı Sağlıyor
Küçük yaştaki çocuklarda, florürlü diş macunu kullanımına ilave olarak yerel florür uygulamalarının devreye sokulması gerektiği yüksek çürük risk durumunda, florür vernik uygulamalarının tercih edildiğine değinen Doç. Dr. Erdem, bu uygulamaların diş hekimi tarafından, diş ünitinde, yutulmasının önlenmesi için tükürük emici kullanılarak yapılması gerektiğini söyledi. “6 yaşından büyük çocuklarda yutma riski azaldığı için yerel uygulamalarda jeller tercih edilebilmekte, aynı şekilde gerekli önlemler alınarak diş hekimleri tarafından uygulanabilmektedir” diyen Doç. Dr. Erdem, “Erken çocukluk çağı döneminden itibaren yerel florür prepratlarının, çocuğun yaşı/çürük risk düzeyleri/protokollere göre doğru ve periyodik olarak uygulandığında, güvenli ve etkili oldukları, diş çürüğünün önlenebildiği ve toplumlarda diş çürüğü prevelansının azaltılabildiği bilimsel çalışmalarla gösterilmiştir” dedi.
Oluşumunda birçok faktörün birlikte rol aldığı diş çürüklerinden korunmanın tek bir yöntemle mümkün olmadığı söyleyen Doç. Dr. Erdem, “Kişinin diyetinin düzenlenerek mutlaka şeker kısıtlaması yapılması gerektiği, ağız hijyeninin iyileştirilmesi, dental plağın etkili şekilde nasıl uzaklaştırılması gerektiğinin öğretilmesi, antimikrobiyal yaklaşımların uygulanması, diş minesinin güçlendirilmesi, düzenli kontrol ile eğitim ve doğru davranışın kazandırılması gibi öne çıkan yöntemlerin birlikte uygulanması gerekmektedir” dedi.
Florürün, diş minesinin güçlendirilmesine önemli katkı sağladığına dikkat çeken Doç. Dr. Erdem, “Florürlü ürünlerin kullanım kararı, hangi ürünün ne sıklıkta ve nasıl uygulanacağı, diş hekimleri tarafından belirlenmeli, uygulanmalı ve izlenmelidir” dedi.