Aleyna Ulusoy
İstanbul İletişim’in 2019 mezunlarından olan Mehmet Akif Sipahioğlu TRT’nin düzenlediği Geleceğin İletişimcileri Yarışması’nda ikincilik ödülünü kazandı.
Köklü tarihi boyunca Nobel Edebiyat Ödülü başta olmak üzere gerek uluslararası gerekse ulusal çapta sayısız ödül sahibi ismi yetiştiren İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi bu kez de yeni mezunlarından Mehmet Akif Sipahioğlu ile adından söz ettirdi. Henüz birkaç gün önce 28. Adana Altın Koza Film Festivali’nde ödül alan öğrencileri tarafından ziyaret edilen İstanbul İletişimin bu seferki konuğu da Sipahioğlu oldu.
TRT’nin 7.sini düzenlediği Geleceğin İletişimcileri Yarışması’na “Laztronot” isimli videosu ile katılan Mehmet Akif Sipahioğlu Dijital Yayıncılık Dalında ikinci olduktan sonra İletim Gazetesi’ni ziyaret etti ve arkadaşımız Aleyna Ulusoy’un sorularını yanıtladı.
Aleyna Ulusoy -Bize kısaca kendini tanıtır mısın?
Mehmet Akif Sipahioğlu -Ben Mehmet Akif Sipahioğlu. İstanbul Üniversitesi Gazetecilik bölümü mezunuyum şu anda Sanat Tarihi bölümünü okuyorum.
Aleyna Ulusoy –TRT Geleceğin İletişimcileri Yarışması’ndan nasıl haberin oldu?
Mehmet Akif Sipahioğlu -Bir yaz günü arkadaşlarla otururken sosyal medyada reklamı önümüze çıktı. Bu şekilde başvurduk.
Aleyna Ulusoy –Seni yarışmaya katılmak için motive eden unsurlar nelerdi?
Mehmet Akif Sipahioğlu -Çektiğimiz videolara güveniyorduk bir de şansımızı denemek istedik. Aslında bizim beğenmemiz önemli değil sektördekiler acaba bizim projemiz için ne düşünürler diye başvurduk.
Aleyna Ulusoy –Yarışmadan derece almayı bekliyor muydun?
Mehmet Akif Sipahioğlu -Yarışmada ya birinci olalım ya da hiç derece almayalım diye düşündük ama ikinci olduk.
Aleyna Ulusoy –Derece almak sana ne hissettirdi?
Mehmet Akif Sipahioğlu -Daha önce biz haber kanallarına çıktığımız zaman şunu gördük ekrana çıkmak, ödül almak bunların hepsinin bir gösteriş olduğunu biliyorduk. Daha önce haber kanallarıyla yaşadığımız hayal kırıklıkları nedeniyle bu ödül bize birkaç günlük motivasyon kaynağı oldu.
Aleyna Ulusoy –Bize Laztronot’un hikayesini anlatır mısın?
Mehmet Akif Sipahioğlu -Ben mezun olduktan sonra Rize’de kültür sanatla ilgili işler yapmaya başladım bunlar kitap tahlilleri, sinema okumaları, resim ve tablo okumaları, şiir okumalarıydı. Arkadaşlarımla toplantılarımız kafelerde olurdu ancak pandemi nedeniyle toplantılarımızı gerçekleştiremedik. Biz de hatıra olarak bir dergi çıkarmaya karar verdik. Filika Dergisi bu şekilde çıkmıştı. Derginin kapağını dünyadan uzaya bakan bir astronot olarak hayal etmiştim ama bu astronot aynı zamanda bizi yansıtmalıydı kolunda bir atmacayla düşündük. Sonra arkadaşlara bu astronotun canlandıralım dedim tabii ki arkadaşlarım bana güldüler hatta onlara biz bu astronotu yaparsak televizyona çıkarız demiştim öyle oldu da zaten. Elimizdeki imkanlara baktık arıcı kıyafetini ve motor kaskını düşündük. Tüm bu aşamalarda köydeki akrabalar da yardımcı oldu. Motor kaskını halam kendi elleriyle beyaz bir kumaşla kapladı. Ay yıldız işlemesi gibi hepsi tamamen halam ve köydeki kadınların emeği. Biz astronotu tasarlarken hep bizden biri olmalı, bizi yansıtmalı diye düşündüğümüz için yöremize ait parçalar kullanmak istedik kıl çorap ve kara lastik de astronotumuzun birer parçası oldu.
Aleyna Ulusoy –Projende bir ekip çalışması var mı? Varsa nasıl bir çalışma politikası uyguladınız?
Mehmet Akif Sipahioğlu -Biz aslında bir ekibiz ancak astronot üzerinden konuşacak olursak astronotu ben yaptım diyebilirim çünkü çekim, senaryo hatta giyimine kadar ben yapıyordum arkadaşlarıma bazen giydirip çekimini yapıyordum. Dergide bir ekibiz tabii ki.
Aleyna Ulusoy –Bize derginden de bahsedebilir misin?
Mehmet Akif Sipahioğlu -Filika dergisini şöyle anlatabilirim. İsim konusunda biz çok ince eleyip sık dokuduk çünkü biz dünyanın bir gemi olduğunu, bu geminin kültür sanat ve insanlık açısından battığına şahitlik ediyoruz aslında. Şu an baktığınızda savaşlar gibi çok büyük insanlık dramı var. Filika kelime anlamı olarak gemi battığında yolcuları tahliye eden bir araç, sandal. Sandal da diyebiliriz ama bir misyonu var. Biz de şunu demek istedik bu gemi batıyor kimse fark etmese de biz de bu Filika’ya binip kendimizi kurtaracağız.
Aleyna Ulusoy –Laztronot bu yarışma için özel olarak mı hazırlandı yoksa öncesinde böyle bir fikir ya da çalışman var mıydı?
Mehmet Akif Sipahioğlu -Özel olarak hazırlanmadık hatta elimde mevcut olan iki videoyu attım hatta videoda Filika dahi yazar çalınmasın diye yapmıştım.
Aleyna Ulusoy –Geleceğin İletişimcileri Yarışması’na ve buna benzer öğrencilere yönelik yarışmalara katılmak isteyen arkadaşlara ne tavsiye edersin?
Mehmet Akif Sipahioğlu -Bu konu çok önemli. Biz öğrenciyken bu tür yarışmalardan hiç haberimiz olmamıştı, teşvik edilmemiştik. Buradan da söylemek istiyorum yarışmada herhangi bir proje dereceye giremez diye bir şey yok özellikle bu tarz yarışmalarda tüm projelerin İstanbul Üniversitesi’ne ait olması lazım. Öğrencilik döneminde evet daha rahat davranırdık olayın ciddiyetinde değildik ama bu ödül sürecin yaşadığımızda daha bir kamçılanma yaşadık o yüzden daha kaliteli projelerin bizim üniversitemizden çıkacağına eminim.