Haber: Nihad Nasirzade
İstanbul Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığına bağlı Nadir Eserler Kütüphanesi 1924 senesinden beri, içinde bulundurduğu 103 bine yakın yazma eser, kitap, fotoğraf albümü ile araştırmacı ve ziyaretçiler için faaliyet gösteriyor.
İçindeki eserleri kadar nadir bir yapı
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi yanı başında, Besim Ömer Paşa Caddesinde bulunan Nadir Eserler Kütüphanesi 1 Aralık 1924 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk’ün emri ile Umumi kütüphane adı altında İstanbul Darülfünunu çatısı altında çalışmaya başlamıştır. Kütüphane binası bundan önce Osmanlı döneminde Şeyhülislam Hayri Efendi’nin emri ile kadı yetiştirilmesi için Medreset’ül Kudat (Kadılar Medresesi) adı altında açıldı. Bina 1913 senesinde döneminin önemli mimarlarından Mimar Kemalettin tarafından yapılmıştır. 1924 senesinde ise bina İstanbul Darülfünununa devredilmiştir.
Kütüphane 1999 depreminde zarar gördüğü için uzun bir süre kapalı kalmış, eserleri yalnız 2003 senesinde İstanbul Üniversitesi Rektörlük binasında tekrardan araştırmacılarla buluşmuştur. 2006 senesinde ise kendi yerinde, geniş konu başlıklarında, tarihi değere sahip, dönemin sosyo-kültürel eserlerini hem kütüphane hem de bir müze olarak varlığını günümüze kadar varlığını sürdürüyor.
Kütüphaneye ilk önce Darülfünun fakültelerinin kitaplıklarında bulunan matbu ve yazma eserleri gelmiş, daha sonra ise 1925 senesinde Mustafa Kemal Atatürk’ün Yıldız Sarayı bulunan koleksiyonların buraya bağışlamasıyla envanterini zenginleştirmiştir.
Dünyada tek nüshaları bulunan eserlere ev sahipliği yapıyor
Nadir Eserler Kütüphanesinde esasen Türkçe, Arapça, Farsça ve Latince olmak üzere 102 bin 833 eser bulunmakta. Eserleri yazma ve matbu kitaplar, dergiler, gazeteler, haritalar, notalar, plaklar, fotoğraf albümleri, hat levhalar, tablolar, porselen ve cam eşyalar oluşturuyor. Kütüphanede ayrıca Yıldız Saray kütüphanesinden getirilen eserler, Sahip Molla, Rıza Paşa, Halis Efendi, Mollazade İbrahim Bey, Hakkı Paşa koleksiyonları, Edebiyat Fakültesi’ne ait yazma eserler de bulunuyor. Dünyada tek nüshaları bulunan Divan-ı Muhibbi (Kanuni Sultan Süleyman’ın şiirlerinin bulunduğu bu kitap 1570 senesinde Mehmet Şerif tarafından yazılmıştır), Beyan-ı Menazil-i Sefer-i Irakeyn (Matrakçı Nasuh tarafından kaleme alınan, şu an Topkapı Sarayı Revan Köşkünde bulunan Süleymanname eserinin Kanuni’nin Irak seferlerini konu alan kısmı) ve Kitab-ı Bahriyye (Akdeniz kıyılarını anlatan Piri Reis tarafından kalem alınmış coğrafî eser) gibi dönemine ışık tutan eserlerin sadece Nadir Eserler Kütüphanesinde bulunması kütüphaneyi diğerlerinden ayıran önemli bir özellik.
Atatürk’ün de yararlandığı kütüphane
Müze bölümünde ise Yıldız Sarayı`ndan getirilen koleksiyonların yanında, 1953 senesinde tarihçi-yazar İbnülemin Mahmut Kemal İnal’ın bağışladığı eşyalar bulunuyor. Ayrıca müzenin bir bölümünde Mustafa Kemal Atatürk’ün yararlandığı, üzerinde notlar aldığı kitaplar sergilenmekte. Atatürk’ün hem İstanbul’da hem Ankara’da bulunduğu zaman kütüphaneden kitap ödünç aldığı bilinmekte.
Kütüphane dijitalleşme yolunda
Covid-19 salgını ile birlikte Nadir Eserler kütüphanesi araştırmacıların kütüphaneye erişimini kolaylaştırmak adına bir dijitalleştirme hareketine başladı. Bunun için kütüphanede özel bir dijitalleşme stüdyosu kurulmuştur. Türkçe, Arapça, Farsça olmak üzere geniş konu yelpazesinde, yaklaşık 20 bin eser sanal ortama aktarılıyor. Bu eserlere ve 2. Abdülhamid Han dönemi fotoğraf albümlerine İstanbul Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığına ait çevrimiçi katalogdan ulaşmak mümkün.