Haber: Ece Özdemir
Editör/Fotoğraf: Sena Sandıkçı
İstanbul, (İÜ Haber Merkezi) – Türkiye’nin ilk iletişim fakültesi olan İstanbul Üniversitesi (İÜ) İletişim Fakültesi, 75 yıllık tarihiyle basın ve medya alanında köklü bir birikim oluşturdu.
İÜ İletişim Fakültesi 1949 yılında temelleri atılan Gazetecilik Enstitüsü’nden günümüze uzanan 75 yıllık yolculuğunda, Türkiye’de iletişim eğitiminin öncüsü olarak binlerce iletişim mezununu sektöre kazandırdı.
Gazetecilikte akademik kapıyı Sedat Simavi araladı
İstanbul Gazeteciler Cemiyeti, 1947 yılında İstanbul Üniversitesi Senatosu’na başvurarak, gazetecilik eğitimi veren bir yükseköğretim kurumunun faaliyete geçmesini istedi. Gazetecilik Enstitüsü’nün kuruluşuna öncülük eden Gazeteciler Cemiyeti Kurucu Başkanı Sedat Simavi, dönemin İstanbul Üniversitesi Rektörü Ord. Prof. Dr. Sıddık Sami Onar’a bir yazı hazırlayarak,sundu. Basın eğitiminin temelleri, 1950 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi çatısı altında kurulan Gazetecilik Enstitüsü ile atılmış oldu.
Enstitü, dönemin usta gazetecilerinin katkılarıyla öğrencilere hem teorik hem pratik bir eğitim verdi. Böylece gazetecilik, yalnızca mesleki bir uğraş değil, aynı zamanda akademik bir alan haline geldi.

“Gazetesiz bir memleket, sessiz bir toplum”
Gazeteci Necdet Evliyagil, Gazetecilik Enstitüsünün kuruluşundan bir gün önce 28 Kasım 1950 tarihinde Cumhuriyet Gazetesi’nde enstitünün oluşumu hakkında:
“Gazetecilik Enstitüsü yabancı üniversitelerin gazetecilik enstitüleriyle ilmi işbirliği yapmaya karar vermiştir. Enstitü bundan başka milletlerarası gazetecilik kongre ve konferanslara da katılacaktır. Prof. Dr. Refii Şükrü Suvla’nın dediği gibi; ‘Gazetenin cemiyet hayatında vazgeçilmez bir ihtiyacı karşıladığını anlamak için, memleketin bir gün gazetesiz kaldığını tasavvur etmek kâfidir. Gazetesiz bir memleketi, görme, işitme, söyleme, hatta düşünme imkânlarını kaybetmiş bir insana benzetmekle yanlış bir teşbih yaptığımı sanmıyorum. Gazete, cemiyetin kültürünü yükselten, memleketi dünyaya tanıtan en pratik vasıtadır.’ Bu mütalaya herhalde iştirak etmeyenimiz yok gibidir” sözlerine yer verdi.

Enstitüden Yüksekokula: Kurumsal evrim süreci
Enstitünün 1967 yılında ders programına halkla ilişkiler ve propaganda dersi, ilancılık ve reklamcılık dersleri ile radyo televizyon işletmeciliği dersleri eklendi. 1950-1980 yılları arasında otuz yıl boyunca Enstitü statüsünde eğitim veren okul, 1980 yılında Yüksekokul statüsüne yükseldi.
1980-82 yılları arasında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi bünyesinde Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksekokulu adını aldı. 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu’ndan sonra ise 1982 yılında İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’ne bağlı olarak Basın Yayın Yüksekokulu adı altında faaliyetlerini sürdürdü ve bu tarihten itibaren eğitim süresi üç yıldan dört yıla çıktı.
Yüksekokulda öğretim 1989 yılına kadar “Gazetecilik ve Halkla İlişkiler” ile “Radyo Televizyon” adı altında iki bölümde verilmekteyken, 1989 yılından itibaren Gazetecilik ve Halkla İlişkiler bölümleri birbirinden bağımsız hale getirilerek, Gazetecilik, Tanıtım ve Halkla İlişkiler, Radyo Televizyon adı altında üç bölümde verilmeye başlandı.

Uygulamalı eğitimin ilk adımı: İletim Gazetesi
Uygulamalı çalışmaların yürütülmesi maksadıyla yüksekokul bünyesinde 1986 yılında, öğrencilere gazetecilik eğitimini vermeyi amaçlayan İletim Gazetesi ile 1989 tarihinde yine aynı amaçla İstanbul Üniversitesi Haber Ajansı (İÜHA) kuruldu. Bunları, 1988 tarihinde halkla ilişkiler alanında öğrencilere pratik uygulama imkanı sağlamayı amaçlayan Tanıtım Halkla İlişkiler Grubu izledi.

Akademiden sektöre katkı
İÜ İletişim Fakültesi, 1992’de fakülte statüsüne kavuştu. Bu adım, iletişim bilimlerinin Türkiye’deki akademik gelişimini hızlandırdı. Fakülte; gazetecilik, radyo-televizyon ve halkla ilişkiler bölümleriyle binlerce öğrenciye meslek kapısı açtı.
Mezunları; gazetelerden televizyon ekranlarına, haber ajanslarından akademik kürsülere kadar pek çok alanda görev aldı. Fakültenin yayınları ve araştırmaları, iletişim alanında yol gösterici bir kaynak niteliği taşıdı.

75 yılın ardından
İÜ İletişim Fakültesi, geçen üç çeyrek yüzyılda Türk basın tarihine tanıklık etti. Gazeteciliğin matbaa döneminden dijital çağa uzanan dönüşümünde de varlığını sürdürdü. Fakülte, birikimiyle sadece iletişim dünyasına değil, toplumsal belleğe de katkı sağladı.




