Haber: Melek Öztürk
Editör: Özgür Recep Kocaoğlu
Osmaniye, (İÜ Haber Merkezi) – Depremin çocuklara etkisinin psikolojik yönünü, deprem bölgesinde verilen eğitimi ve deprem sonrası yaşanan travmaları Psikolog Emine Özdemir ile Osmaniye Bahçe Atatürk Ortaokulu Müdürü Tamer Üstündağ İletim Gazetesi’ne anlattı.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023’de gerçekleşen, 7,8 ve 7,5 büyüklüğündeki depremler yalnızca Türkiye’nin 11 ilini etkisi altına alarak fiziksel yıkıma değil, psikolojik yıkıma da neden oldu. Özellikle çocuklar üzerinde derin psikolojik etkilere yol açtı. Psikolog Emine Özdemir ve Osmaniye Bahçe Atatürk Ortaokulu Müdürü Tamer Üstündağ depremi ve çocuklara etkisini değerlendirdi.
Depremzede çocukların duygu durumu
Depremin çocuklar üzerinde güven duygusunu sarsacağını ve psikolojik sorunlara yol açacağını belirten Özdemir, “Hepimiz güven duyduğumuz yerlerde yaşamak isteriz. Depremle birlikte yere sağlam bastığımız zemin, artık ayağımızın altında sarsılmaya ve güven duygumuzu zedelemeye yol açar. Bu durum kaygı bozukluğu, uyku bozukluğu ve konuşma bozukluğu gibi gelişimsel gerilemeye yol açabilir” ifadelerini kullandı.
Deprem sonrası çocuklarda en sık yaşanabilecek duyguların korku ve kaygı olduğunu belirten Özdemir, “Üzüntü deprem sonrası sık karşılaşılan duygular arasında yer alıyor. Özellikle kayıp yaşayan çocuklarda bu duygu daha sık görülüyor. Yaşanan kayıp, kayba yol açtığı düşünülen kişilere yönelik öfke duygusunu da ortaya çıkarabiliyor” sözleriyle çocuklarda deprem sonrası oluşan öfke duygusunu açıkladı.

Çocuklarda travmanın belirtileri
Deprem sonrası yaşananların, hissedilenlerin ve düşünülenlerin dile dökülmüş olmasının önemini vurgulayan Özdemir, çocuğun depreme dair konuşmamasını travma yaşadığına dair bir belirti olarak gördüğünü ifade etti. Özdemir, “Uyku sorunları, kabuslar, huzursuzluk ve tahammülsüzlük gibi belirtiler görülüyorsa travmanın varlığı akla gelir. Çocuklarda travma sonrası tepki gözlemlenemeyen içe kapanma, konuşmama, pasifleşme gibi negatif ve tepki gözlemlenebilen ağlama nöbetleri, huzursuzluk, kabuslar, ani irkilmeler, karın ağrısı gibi pozitif belirtiler çocuklardaki durumu netleştirmemize yardımcı olabilir” sözleriyle durumu anlattı.
Ebeveynlerin tutumunun önemi
Çocukların olağan yaşam düzenine uyum sağlayabilmelerinde ebeveynlerin sergilediği tutumun belirleyici bir unsur olduğunu söyleyen Özdemir, ebeveynlerin iki önemli unsura dikkat etmesi gerektiğini belirtti.
Bunlardan ilkinin çocuklarla depreme dair konuşmak, onların duygularını ifade etmesine fırsat vermek, çocuklarının yanında olacağına dair güvence vermek olduğunu aktaran Özdemir, “Bu durum çocukların hem duygularını yaşamalarını hem de yalnız olmadıklarını fark etmelerini sağlayacağı için rahatlamalarına yardımcı olacaktır” ifadelerini kullandı.
Dikkat edilmesi gereken bir diğer unsurun rutin hayata mümkün olan en kısa sürede dönmeye çalışmak olduğunu söyleyen Özdemir, “Günlük rutinler çocuklar için de yetişkinler için de olumlu etki oluşturacak ve yaşanan travmanın üstesinden gelmeyi kolaylaştıracaktır” dedi.

“Yaşamayı öğrenmek eğitimle geçiyor”
Depreme hazırlık konusunda eğitimin hayati bir rol oynadığını vurgulayan Üstündağ, “Yaşamayı öğrenmek eğitimle başlıyor. Çocuklara deprem öncesi, sonrası ve deprem anı dikkat edilecek unsurlar ile deprem için alınacak önlemler konusunda bilinç kazandırılması gerekiyor. Tüm bu süreçlerden sonra çocuklar bu aşamaları hızlı bir şekilde kavrayıp, uygulamaya geçirebiliyor” sözlerini kaydetti.
Okullarda verilen afet yönetimi ve afet bilinci oluşturma konulu derslerin önemine değinen Üstündağ, bu dersler kapsamında öğrencilerin doğal afetlere karşı nasıl hazırlıklı olmaları gerektiğini öğrettiklerini belirtti. Bu dersin gerekliliklerine değinen Üstündağ, “Amacımız çocukların sadece teorik bilgi edinmelerini değil, bu bilgileri pratikte uygulayabilecek beceriler kazanmalarını sağlamak. Böylece öğrenciler afet anlarında panik yapmadan doğru adımları atabilecek bilinç ve özgüvene sahip oluyorlar” şeklinde konuştu.

Kriz yönetiminde ailenin önemi
Deprem sonrası okullardaki psikolojik danışmanların çocuklarla iletişime geçtiğini söyleyen Üstündağ, kriz yönetiminde ailenin önemini vurguladı. Her sınıf seviyesinde velilerle toplantı yaptıklarının altını çizen Üstündağ, aileleri bilinçlendirme çalışmaları yaptıklarını belirtti. Üstündağ, devletin resmi kurumlarının da kitle iletişim araçları vasıtasıyla bilgilendirme çalışmaları yürüttüğünü aktardı.



