Hande Nur OCAK
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Taşınabilir Kültür Varlıkları ve Onarımı Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gülder Emre, kültür mirası olan yağlı boya tabloların nasıl korunması gerektiğini ve yaptıkları çalışmaları anlattı.
Uygarlığın serüveni ve geçirdiği evrelerinin en somut şekliyle günümüze dek kalmış sanat yapıtları aracılığıyla önümüze serildiğini söyleyen Doç. Dr. Emre, yapıtların üretimindeki teknik başarısını doğanın, dış etkenlerin ve zamanın yıpratmasına karşı günümüze kadar kalabilmiş olmasına bağladı.
Geçmişte insan elinden çıkan bütün eserlerin, üretilmesiyle başlayan ve yok olmasıyla sona erecek olan bir bozulma sürecinde varlıklarını devam ettirdiği görülüyor. Burada restorasyon ve konservasyon olgusunun devreye girdiğinden bahseden Doç. Dr. Emre, “İnsanlar, yaşadıkları dönemlerin olanakları içinde değişik teknikler bularak, kültür mirası olarak tanımladığımız taşınır veya taşınmaz olan geçmişin maddi kalıntılarını koruma ve onarma çabası içinde olmuştur” diyerek yüzyıllar içinde uygulanan çeşitli teknikleri anlattı.
Resmi Güneşe Bırakma ve İdrar ile Silme
17. yüzyıldan itibaren koleksiyonculuğun yaygınlaşmasıyla başlayan yağlı boya tablo restorasyonunda geçmiş kaynaklara bakıldığında, insanların tabloları korumak amacıyla birtakım teknikler uyguladıklarını fakat bunların olumsuz sonuçlar doğurduğunu Doç. Dr. Emre şu ifadelerle anlattı: “Örneğin uygulanan yöntemlerden bazıları verniğin yüzeyden gideceğini sanarak resmi güneşe bırakma, soğan ve patates dilimleriyle veya idrar ile silme gibi uygulamalardı. Fakat bilinçsizce gerçekleştirilen bu yöntemler tabloların bozulmasına sebep oldu.”
Bu şekilde uygulanan restorasyon çalışmalarının, yağlı boya tablolarının boya tabakasında ve zemininde, onarılması mümkün olmayan sonuçlar meydana getirmesi söz konusu. Yine 17. yüzyılda İtalya’da zorunlu durumlarda yapılan “rantualaj” adlı, yeni tuvale astarlama, dökülen kısımların tamamlanması, vernikleme, vernik alma gibi çalışmaların yapıldığından bahseden Doç. Dr. Emre, bu astarlamanın adeta bir moda gibi sağlam durumdaki eserlere bile yapılmış olmasına dikkat çekti.
Tablo Restorasyonunda Farklı Ekoller
20. yüzyılda artık başlı başına bir bilim dalı haline gelen yağlı boya tablo restorasyonunun, çeşitli ulusların önde gelen restoratörlerinin katıldığı konferanslar ve seminerlerle uluslararası bir boyut kazandığını belirten Doç. Dr. Emre, resim sanatında olduğu gibi yağlı boya tablo restorasyonunda da değişik ekoller ortaya çıktığını şu örnekle anlattı: “Kuzey Avrupa ülkeleri iklim koşulları ve ellerindeki malzemeler ile tamamen kendi restorasyon yöntemlerini belirleyip, yamaları balmumu ile yapıştırdı. Japonlar aynı işlemi nişasta, Ruslar ise balık yağı ile uygulamayı tercih ederken, İngilizler yüzeydeki verniğin alınmasına şiddetle karşı çıktı.”
“Tablo Restorasyonuna Ülkemiz Geç Başladı”
Batıya karşılık tuval resmiyle çok geç tanışan ülkemizin yağlı boya tablo restorasyonuna da geç başladığını ifade eden Doç. Dr. Emre, “İlk Türk Resim Restoratörleri, Pera Ressamları diye adlandırılan, atölyeleri tünelde toplanmış sanatçılardır. Özel koleksiyonlar için bu sanatçılar çalışırken, müzelerdeki eserleri Cemal Tollu, Şemsi Arel, Ali Çelebi ve Cevat Dereli gibi ressamlar restore etmişlerdir” dedi. Kültürel mirasımızı koruma ve onarma amacıyla Rektör Prof. Dr. Mahmut Ak’ın desteği ile Yağlı Boya Tablo Koruma-Onarım Laboratuvarı’nın açılmasından bahseden Doç. Dr. Emre, insanların kültürel geçmişinin belgeleri olan eserlerin mümkün olduğunca korunarak gelecek kuşaklara aktarılmasının hedeflendiğini ifade etti.
Dünyanın Gözü Önünde Restore Edilecek
Şimdilerde çokça gündeme gelen, dünyanın en ünlü tablolarından biri olan Rembrandt’ın “Gece Devriyesi”nin, dünyanın gözü önünde restore edileceğini belirten Doç. Dr. Emre, Amsterdam’daki Rijksmuseum Müzesi’nde sergilenen bu ünlü tablonun restorasyon sürecinin internet ortamında canlı olarak yayınlanacağını söyleyerek “Bu, mesleğimiz açısından çok heyecan verici bir durum. Restorasyon sürecini ister müzede canlı olarak, ister internet üzerinden kesintisiz takip edebileceğiz. Restorasyonu bütün dünyada herkes izleyebilecek, bu müthiş bir şey” dedi.