Tuğçe AYÇİN
Kapak Fotoğrafı: Uğur YAMAÇ
Psikolojik ya da sosyolojik sebeplerin yanı sıra ekonomik unsurların da önemli ölçüde etki ettiği mutluluk olgusu, uluslararası literatürde birçok çalışmanın esin kaynağı oluyor. Mutluluk ekonomisi alanında yapılan bu çalışmaların önemli bir örneği, İÜ İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Şeker’e ait. Prof. Dr. Şeker ile mutluluk ekonomisini ve bu alanda yaptığı çalışmaları konuştuk.
Prof. Dr. Şeker, mutluluk ekonomisi ile ilgili ulusal düzeydeki ilk makalelerden birini, 2009 yılında İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Konferansları dergisinde yayınladı. “Birkaç yıl sonra ABD’de, yıllık 75 bin doların üstündeki gelir artışının bireylerin mutluluğunu artırmadığını ortaya koyan çalışma, literatürde oldukça ses getirdi. Ben de bu çalışmada kullanılan yöntemleri kendi çalışmamda İstanbul için uyarladım” diyen Prof. Dr. Şeker, gelir- mutluluk ilişkisini tespit etmek için yaptığı araştırmasında önemli veriler ortaya koydu.
İstanbul’da 7 bin 500 kişi ile görüşülen araştırma kapsamında sorgulanan günlük deneyimleri analiz eden Prof. Dr. Şeker şöyle konuştu: “Çalışmamızda günlük deneyimler ile demografik göstergeler ve özellikle gelir arasındaki ilişkilere bakıldı. Ayrıca genel olarak algıda mutluluk ve memnuniyet düzeyi de sorgulandı.”
Gelir Arttıkça Stres Artıyor
Araştırmaya katılanlardan mutluluk düzeylerini belirtmelerinin istendiğini aktaran Prof. Dr. Şeker, “Yüzde 15’lik bir kısım mutsuz olduğunu, yüzde 48 ne mutlu ne de mutsuz olduğunu ifade ederken, kendini mutlu hissedenlerin oranı ise yüzde 37,10 üzerinden yapılan değerlendirmede ortalama değer olarak 10 üzerinden 5,8 şeklinde saptandı” şeklinde konuştu. Prof. Dr. Şeker sözlerini şöyle sürdürdü: “Günlük deneyimler açısından ise ‘dün kahkaha attım’ diyenler yüzde 43, eğlenenler yüzde 48, kendini mutlu hissedenler ise yüzde 52 oranında temsil edildi. Buna karşılık üzgün olanlar yüzde 41, endişeliler yüzde 40, stresli olanlar ise yüzde 44 oranında kaldı.”
Gelir artışının bir noktaya kadar mutluluğu artırmada etkili olduğunu kaydeden Prof. Dr. Şeker, belli bir aşamadan sonra artan gelirin ise mutluluğu artırmakta yeterli olmadığını söyledi. Araştırmaya göre İstanbul’da aylık 7 bin 500-8 bin TL bandına kadar artan gelirin mutluluğu artırdığı, ancak bu noktadan sonra gelir artsa da mutluluk düzeyinin değişmediği görüldü ve daha yüksek gelire sahip olanlarda stres faktörünün yükseldiği ortaya koyuldu.
Evliler Bekârlara Göre Daha Mutlu
Mutluluk ile yaş arasındaki ilişkinin de incelendiği araştırmada, yaş azalırken mutluluk düzeyinin yükseldiği belirlendi. Özellikle 15-24 yaş arası gençlerin, 40’lı yaşlardaki yetişkinlerle kıyaslandığında göreceli olarak kendilerini daha mutlu hissettikleri görüldü. Kadınlarla erkekler arasında mutluluk düzeyi açısından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmadığı sonucuna ulaşılırken, evlilerin bekârlara göre kendilerini daha mutlu algıladıkları tespit edildi.
Prof. Dr. Şeker, araştırmanın bir diğer sonucunda ise, siyasi eğilimlere göre, dindarların ve muhafazakârların en yüksek mutluluk algısı oranına sahip olduğunu ve bu grubu kendini milliyetçi olarak ifade edenlerin izlediğini söyledi.
Prof. Dr. Şeker sözlerini şöyle tamamladı: “Sonuçlar bize bir anlamda İstanbul’da yaşamanın maliyeti hakkında da fikir veriyor. Ancak kabul gören belli bir yaşam standardına ulaşıldığında, artan gelir mutluluğu artırmakta yeterli olmuyor. Aile, sağlık gibi diğer faktörlerin önemi daha fazla artıyor.”