Merve TOKAZ
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Türk Sineması günleri Derviş Zaim’in yönetmenliğini yaptığı “Tabutta Rövaşata” filminin gösterimi ile başladı. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen programın açılış konuşmasını Doç. Dr. Özgü Yolcu gerçekleştirdi.
Tabutta Rövaşata ile Derviş Zaim’i Anlamak
Açılış konuşmasının sona ermesinin ardından öğretim üyeleri ve öğrenciler eşliğinde film gösterimi yapıldı. Film gösteriminin ardından Prof. Dr. Nilüfer Timisi moderatörlüğünde söyleşi gerçekleşti. Filmin belli başlı noktalarına değinen Prof. Dr. Timisi, “Özellikle Tabutta Rövaşata, Derviş Zaim’in ilk filmi olması açısından onu anlamak adına çok önemli bir yapım. Bu film, Derviş Zaim’in yönetmenliğini ve yapımcılığını yaptığı, dolayısıyla yönetmenin filmin yapım süreçlerinin tamamına dahil olduğu bir yapım” dedi. Prof. Dr. Timisi, bu filmin, yönetmenin daha sonraki filmlerini anlamak açısından önemli olduğunu ifade etti.
“90’lar Sineması Türk Sinemasında Kimlik Sinemasıdır”
Filmin ortaya çıkış sürecinde oluştuğu dönemin de önemli bir unsur olduğunu belirten Prof. Dr. Timisi, “Türk sinemasında 1980 ve 1990 karşılaştırması bu anlamda çok önemli. 1980 öncesi büyük siyasetler üzerinden mevcut olan politika ve örgütlenme 90’lara gelindiğinde artık insanı oluşturan her türlü alt unsurlar ve kimlikler ile ön plana çıkıyor” diyerek Türk sinemasının dönemsel süreçlerdeki değişimine ilişkin analizlerde bulundu. Tabutta Rövaşata filminin de bu değişimlerin izlerini taşıdığını belirten Prof. Dr. Timisi, “Dolasıyla bu filmde karşımıza çıkan şey, 90’lı yıllardan itibaren daha önce büyük kavramlar çerçevesinde üzeri örtülmüş olan kimliklerin, yani sıradan olanın gün yüzüne çıkmış olmasıdır. Bu sebeple 90’lar sineması aslında Türkiye’de bir tür kimlik sineması olarak da nitelendirilebilir” dedi.
“Bu Dönem Kahraman Sineması Değil”
Filmdeki mekan ve karakter seçimlerden yola çıkarak filmin ana unsurlarına dikkat çeken Prof. Dr. Timisi, Bu filmdeki kimlikler daha önce görmediğimiz, değersiz bulduğumuz karakterler. Özellikle Mahsun karakterinden yola çıktığımızda ve çevresindeki diğer karakterleri incelediğimizde, bu karakterlerin yazmaya istekli olmadığımız ve idealize etmediğimiz tipler olduğunu görüyoruz” dedi. Filmin ana unsurlarının dönem hakkında fikir sahibi olmamızda önemli ayrıntılar barındırdığını belirten Prof. Dr. Timisi, “Bu filmde 80’li yılların büyük toplumsal mücadelesini görmüyoruz. Gündelik olanı görüyoruz. Yani bizim gibi olmayan, aslında bizim olmamızı arzu etmediğimiz insanları görüyoruz. Bu anlamda kahraman sineması değil bu. Hiçbirimiz karakterlerle özdeşleşemiyoruz” diyerek bu dönemin görünmez olanı anlatmayı amaçladığını belirtti.
Söyleşi, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ergün Yolcu’nun Prof. Dr. Timisi’ye teşekkür belgesini takdim etmesi ile sona erdi.