Umudun Mucizesine Kulak Ver
Sümeyye YAĞCI
İstanbul Üniversitesi SEDAY Kulübü tarafından düzenlenen “ Umudun Mucizesine Kulak Ver “ başlıklı seminer, Edebiyat Fakültesi’nde gerçekleştirildi. Çocukluk çağında kanser ve etkileri üzerine konuşulan seminerin konuğu Uzman Psikolog Melek Ekici Velioğlu’ydu.
Seminer kulübün üyesi ve etkinliğin moderatörü olan Şahsine Gülbeniz’in açılış konuşması ile başladı. Gülbeniz; “ Bu etkinlikte kök hücre donörü olmanın önemi, çocukluk döneminde kanser olgusu hakkında konuşacağız. Çevremizi bilgilendirme amacı edindiğimiz seminerlerimiz devam edecek “ şeklinde konuştu.
“ Erken Teşhis Önemli ”
Uzman Psikolog Melek Ekici Velioğlu çocuklarda kanser hastalığı ve ülkemizdeki yansımasına değinerek; “Bu hastalık yüzde yüz genetik bir durumdan dolayı diyemeyiz. Ailelerinde kanser hastası olmayan çocuklarda da görülebiliyor. Bu hastalıkta erken teşhis önemli. Tedavi ile yüzde yetmiş oranında iyileşme görülebiliyor “ ifadelerini kullandı.
“ Çocuk Önündeki Basamağı Bilmeli “
Çocukların kanser hastası olduğunu öğrendiğimizde nasıl yaklaşmamız gerektiğine dikkati çeken Velioğlu; “Hastalığın tanısı tam olarak konmadan çocuğa bahsetmemeliyiz. Büyük resmi tam olarak göstermeden, durumu adım adım ilerleyerek anlatmalıyız. Onu korkutmamalıyız çünkü süreç içinde hasta ve yakınlar fazlasıyla etkileniyor. Çocuk önündeki basamağı bilmeli “ şeklinde konuştu.
Neyi, ne kadar anlatmalıyız konusunda da çocuğa, hastalığın onun suçu olmadığına ikna ederek ve hastalığın gidişatı içinde onun hasta olan kişi olarak süreci bilmeye hakkı olduğunu unutmayarak ilerleyen bir tavrın nasıl şekilleneceğine değinerek, “ Hastalığı anlatırken yaşına, sözcüklere dikkat ederek yaklaşmalıyız. Detaylar yalın, kısa ve özetle anlatılmalı. Örneklendirmek gerekirse 8 yaşlarında bir çocuğa kanser kelimesinin bile kullanılması bilişsel açıdan onu olumsuz etkiler “ dedi.
“ Çocukla Daima İşbirliği İçinde Olunmalı “
Uzman Psikolog Velioğlu, kanserli çocukların hastalık sürecinde gösterdiği davranışlar ve buna bağlı oluşan diğer sorunlara vurgu yaparak, “En başta rutinler değişiyor çünkü konfor alanından çıkılması gereken bir durum söz konusu. Bazı kanser çeşitlerinde, dış görünüşün de değişmesiyle sosyal izolasyon bile başlıyor. Sonuç itibariyle iletişim sorunları kaçınılmaz oluyor. Çocuk ilaç, tedavi ve ötesinde her şeyi reddetmeye başlayabiliyor“ ifadelerine yer verdi. Bu sorunlar karşısında çözüm noktasının çocukların ev ortamı ve sosyal ortamlarının durumunun önemini belirten Velioğlu; “Empati çok önemli bu noktada. Sevgi, saygı barındıran bir otorite kurup sınırlamalar yapmak yanlış değil. Ancak sınırlar konforu barındırmalı. Eğitimine ara verme durumunda kaldıysa özel hoca tutulmalı, okuldan arkadaşlarıyla hijyenin sağlandığı koşullarda görüşmeli. Çocukla daima işbirliği içinde olunmalı “ sözleriyle konuşmasını noktaladı.