Merve TOKAZ
“Türkiye’de Futbol ve Medya” konulu söyleşi, 10 Nisan’da İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Gazetecilik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Güven Büyükbaykal’ın üstlendiği söyleşiye spor yorumcuları Fuat Akdağ, Serdar Ali Çelikler ve Milliyet Gazetesi Spor Müdürü Tayfun Bayındır konuk oldu.
“Spor Gazeteciliği Kan Kaybediyor”
Türkiye’de özellikle spor basınında son dönemlerde yaygınlaşmaya başlayan şiddete özendirici yaklaşımlara ve bu konuda izlenecek süreçlere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Milliyet Gazetesi Spor Müdürü Tayfun Bayındır konuyla ilgili olarak; “Gelinen noktada spor gazeteciliği kan kaybediyor. Yazılı medya dediğimiz, aynı zaman da spor medyası dediğimiz alan zaman zaman şiddet içeren bir alan. Bu alanın her aşamasında görev alan biri olarak şunu belirtmem gerekir ki bu tür şiddet içeren başlıkların zaman içinde taraftarların da ilgisini çektiği, dikkat çekilmesi gereken bir nokta. Aslında baktığımız zaman bu bir arz talep meselesi. Talep olduğu için bu durum doğal olarak var olabiliyor” diyerek, Türkiye’de spor basınında şiddet söyleminin yaygınlaşmasında hitap edilen kitlenin büyük bir rol oynadığını ifade etti.
“Gazetecilik Yaşam Boyu Devam Eden Bir Süreç”
Prof.Dr. Büyükbaykal’ın gazetecilik mesleğinin kendisinde ifade ettiği anlama dair yönelttiği soruyu üç ana kavram üzerinden özetleyen Fuat Akdağ, “Tutku, sevgi, ekmek parası. En önemlisinin tutku ve sevgi olduğunu düşünüyorum. Yani hafta sonu insanlar tatil yaparken siz çalışıyorsunuz. Hiç bitmeyen bir iş bu iş. Gazetecilik mesleği, 24 saat devam ediyor. 24 saat olaylar olduğu sürece, insanlar ‘Ne oluyor?’ sorusunun yanıtını merak ettiği sürece bizim işimiz de devam ediyor” ifadelerini kullanarak, gazetecilik mesleğinin temelde yaşam boyu devam eden bir süreç olduğuna vurgu yaptı. Akdağ, günümüzde medya sektöründeki en önemli sorunun emeklilik konusu olduğunu belirterek, “Bizde belli bir yaştan sonra insanları emekli etmeye çalışıyorlar. İnsanların en verimli olduğu çağda bu yapılıyor. Bu şekilde sektöre çok yararlı olabilecek insanlar sektörden uzaklaşıyorlar” dedi.
“Toplumda Kabul Gören Spor Algısı Değişmeli”
Türkiye’de medya açısından önemli bir sorun haline gelen ve yaygınlaşmaya başlayan spor medyasının futbol medyasına dönüşümü ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Serdar Çelikler, bu durumun ortaya çıkışındaki en önemli etkenlerden biri olarak, televizyon ve gazete sahiplerinin tiraj kaygısı içerisinde olmasını gösterdi. Çelikler, “Spor tüm dünyada bir eğlence aracıdır. Fakat Türkiye’de ne yazık ki böyle değil. Derdimizin futbol olması gerekiyor. Öncelikle bunun cevabının verilmesi lazım. Günümüze geldiğimizde en çok ne izleniyor, ne okunuyor, ne daha çok tiraj yapıyorsa onu görüyoruz. Yani iş artık biraz ticari bir boyuta geldi” dedi ve Türkiye’de öncelikli olarak toplumda kabul gören spor algısının değişmesi gerektiğine dikkat çekti.
“Bizim Spor Bilincimiz ve Spor Politikamız Yok”
Dijitalleşen dünyada sosyal medyanın futbol üzerine etkilerini yorumlayan Fuat Akdağ, teknolojinin gelişiminin spor medyasına katkı sağladığını ifade etti. Akdağ; “Dijital teknolojiler medyayı daha hızlı, daha pratik ve güzel bir hale getirdi. Ama şu bir gerçek ki hala futbol üzerine canlı yayınlar çok ilgi çekiyor. Dijital medyadaki değişimlere rağmen insanlar hala televizyonda canlı yayınları takip ediyorlar” diyerek günümüzdeki dijitalleşmeye karşın spor medyasının belirli noktaları koruduğunu dile getirdi. Son olarak, Türkiye’de spor bilincinin oluşamamasının altında yatan nedenlere değinen Tayfun Bayındır, “Bizim bir spor bilincimiz ve spor politikamız yok. Öncelikle bir kahramanımız olmalı. Çünkü başka türlü bunu gerçekleştirmemiz mümkün değil. Konuyla ilgili örnek vermemiz gerekirse, Eczacıbaşı Türkiye’de spor alanının en önemli temsilcisidir. Bizim esasen çok fazla kahramanımız var ama bu alanda çok az kahraman çıkarabildik” diyerek Türkiye’de spor bilincinin belirli bir noktaya taşınabilmesi için bu alanda belirli yolların izlenmesi gerektiğini ifade etti.
Soru-cevap kısmının ardından söyleşi konuklara teşekkür belgesi takdimi ve toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.