Murat KASAP, Mehmet TOSUN
İstanbul Üniversitesi Engelliler Uygulama ve Araştırma Merkezi (ENUYGAR) tarafından “Engellilik, Ayrımcılık ve Engelliliğe Yaklaşım” semineri 21 Mart Çarşamba günü Esnaf Hastanesi Toplantı Salonu’nda düzenlendi. Seminerde toplumun gözünden engelliliğe yaklaşım konusu ele alındı.
Seminerde üniversite son sınıfta geçirdiği trafik kazası sebebiyle omurilik felçlisi olan ve 2008 yılından bu yana Toplumsal Haklar ve Araştırmalar Derneği başkanlığını yapan Süleyman Akbulut konuştu.
Engellilik, sakatlık ve yeti kavramlarının aslında birbirinden farklı iki kavram olduğuna vurgu yapan Akbulut, “Sakatlık vücudun bir el ayak gibi bir uzvunun ya da zihinsel bir fonksiyonundaki kaybı ifade eder. Yani sakatlık bedenden kaynaklanır. Ancak, engellilik, dış dünyadan kaynaklanan fiziksel ve tutumsal engeller yüzünden kişinin yetilerinin kaybettirilmesi halidir” dedi ve ekledi: “Örneğin bir birey omurilik felçlisi olduğunda bacaklarını hareket ettiremez hale gelir. Ancak hareket etme kabiliyetini kaybetmez. Tekerlekli sandalye ile ya da koltuk değneği ile hareket edebilir. Ama dış dünyadaki fiziksel engeller buna müsaade etmez ve kişi hareket edemez hale gelirse ‘engelli’ haline gelir. Burada da görüleceği üzere engellilik dış dünyadan kaynaklanır. İşte bu yüzden bir kişinin fonksiyonları ve yetenekleri birbirleriyle doğrudan birebir ilişkilendirmemiz lazım.”
Toplumda engellilerin “normal” diye tanımlanan insanlar tarafından tarif edildiğine vurgu yapan Akbulut, fonksiyonları tam olmayan bir yer eksiktir ve anormaldir” anlayışının normalin kendini mükemmel olarak algılamasından kaynaklandığının altını çizerek Normallik algısına sahip toplumsal algının bundan daha da öteye geçip ebeveyn rolüne sahip çıktığını ifade etti.
“Bir Ülkede Kim Aşağılanıyorsa O Küfür Konusudur”
Akbulut, bu noktada toplumdaki küfür objelerine dikkat kesilmesi gerektiğine dikkat çekti. Bir ırkın kendisini üstün olarak kabul etmesini çok tehlikeli bir durum olarak adlandıran Akbulut, “Eğer bir ırk ben daha üstünüm derse bu çok tehlikeli bir durumdur. Hepimiz insanız ve eşitiz. Biz aynı zamanda sosyal bir varlığız bu yüzden dayanışma içinde olmamız lazım. İnsanların engelli bireylerle empati yapması çok önemli. Eğer siz toplumsal yaşamda sadece engelsiz insanları düşünürseniz engelli olan insanın kendisini gerçekleştirme şansını elinden almış olursunuz. Bunun dışında engelli insanlar birçok şiddete ve tacize maruz kalıyor. Çağın olanaklarını kullanarak toplumun engellilere karşı olan bakış açısını değiştirebiliriz” diyerek sözlerini tamamladı.