Hande Nur OCAK
Yüzyıllar boyunca insanlar çeşitli hastalıklara şifa bulmak ve ağrılarından kurtulmak için bedenlerindeki bazı bölgelere baskı uygulayıp salgı bezlerinin ve organların uyarılmasıyla birçok teknik geliştirdiler. Bu geleneksel yöntemler günümüzde modern tıbbın kurallarına uygun olarak birçok hastanın iyileşmesinde tamamlayıcı olarak kullanılıyor.
“Modern Tıbbın Kurallarına Tamamlayıcı Olmalı”
İstanbul Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Öztürk, Geleneksel Çin Tıbbı’nda (GÇT) hastalıkların önlenmesi ve tedavisi için en yaygın olarak Akupunktur ve Bitkisel Çin Tıbbı yöntemlerinin kullanıldığını belirtti. Dünya Sağlık Örgütü’nün 1970 yılında akupunkturu kabul ettiğini ve desteklediğini söyleyen Prof. Dr. Öztürk, “GÇT, tamamlayıcı ve alternatif tıbbın en önemli bölümüdür. Fakat bugün modern bilimsel tedavi yöntemleri kesinlikle esas alınmalı, geleneksel tedavi yöntemleri ise bunlara yine modern tıbbın kurallarına uygun olarak tamamlayıcı olmalıdır” dedi.
“Manpei’nin 243 Yıl ve Taku’nun 242 Yıl Yaşadığı Kaydedilmiş”
GÇT kaynaklarında, Zu San Li (ZSL) noktasının çok sayıda hastalığa iyi geldiğini aktaran Prof. Dr. Öztürk, “Çin Song Hanedanı zamanında, Qin Cheng-Zu tarafından, ZSL noktası kullanılarak tüm hastalıkların tedavi edilebileceği bildirilmiştir” dedi. Edo döneminden kalma Japon halk hikâyesinden bahseden Prof. Dr. Öztürk, hikâyeyi şu şekilde anlattı: “Çiftçi Manpei’ye, uzun bir yaşam sürdürmek için herhangi bir sırrı olup olmadığı sorulmuş. Çiftçi Manpei’ye de atalarının yaptığı gibi, her gün ZSL noktasını uyarmaktan başka bir sırrı olmadığını söylemiş. Manpei’nin 243 yıl, karısı Taku’nun 242 ve oğulları Mankichi’nin 196 yıl yaşadığı kaydedilmiştir.” Son kayıtlara göre Doktor Shimetaro Hara’nın da 100 yılın üzerinde yaşadığı bilgisinin günümüze kadar geldiğinden bahseden Prof. Dr. Öztürk, “Ancak günümüzde ZSL noktasına masaj uygulanması yoluyla; ‘Kanıta Dayalı Tıp’ temelinde, ne tedavi edilebilen ‘100 Hastalık Listesi’ ne de tanımlanmış olan bir ‘Uzun Ömür’ söz konusudur” dedi.
“Zu San Li” Noktası
Prof. Dr. Öztürk, GÇT’ye göre insan vücudunda toplam 12 meridyen ve 365 klasik akupunktur noktası olduğunu söyledi. Her bir noktanın kendine özgü Çince ismi olduğunu belirten Prof. Dr. Öztürk, Dünya Sağlık Örgütü’nün ise bu noktaları, meridyen isminin yanına sıra numarası yazarak numaralandırdığına değindi. Prof. Dr. Öztürk, “ZSL noktası, mide meridyeninin bacak kısmında bulunan noktalarından biridir. Bu noktanın; Çince ismi “Zu San Li” ve uluslararası numarası ‘St-36’ olarak bilinir. Çincede; Zu, alt ekstremite (bacak); San, üç anlamındadır. Li ise, eski zamanlarda kullanılan bir Çin mesafe ölçüsüdür. Bu noktaya Türkçede ‘Bacak Üç Mesafe’ noktası denilebilir. Böylece; ‘Zu San Li’ teriminin, dizin üç ‘Li’ aşağısındaki mesafede bulunan noktayı tanımlamak için kullanıldığı anlaşılmaktadır” şeklinde konuştu.
“Kişinin ‘Cun’ Birimi Kendisine Özgüdür”
Günümüzde, insan vücudundaki akupunktur noktalarının yerlerini belirlemek için, Çin mesafe ölçüsü olan ‘Cun’ adlı oransal birimlerin kullanıldığını belirten Prof. Dr. Öztürk, “Bir kişinin el başparmağının genişliği, bir cun’dur ve bir elinin başparmağı dışındaki dört parmağının genişliği ise, üç cun’dur. Kişinin cun birimi, kendisine özgüdür ve GÇT kaynaklarında ZSL noktası, dizin üç Cun (dört parmak) aşağısındaki mesafede bulunan bir nokta olarak tanımlanmaktadır” ifadelerini kullandı.
ZSL Noktasının Vücudumuzdaki Yeri
Prof. Dr. Öztürk, ZSL noktasının vücudumuzdaki yerini şu şekilde anlattı: “Pratik olarak, önce aynı taraftaki elimizin (örneğin sağ elimizin) avuç içine, aynı tarafta (örneğimize göre sağ bacağımızda) bulunan diz kapağı kemiğini yerleştirelim. Sonra parmaklarımızı aşağı doğru uzatalım. Önce işaret parmağımızın ucu ile kaval kemiğinin sert kabarıklığını hissedelim. Sonra orta parmağımızın ucu ile de bu sert kabarıklığın dış yanındaki yumuşak yeri hissedelim. Bu yumuşak yer, ZSL noktasıdır. Aynı zamanda bu yer (nokta), bacağımızda bulunan iki uzun kemiğin (kaval ve kamış kemiklerinin) üst bölümleri arasında kalan yumuşak alanda yer alır.”
“Günlük Olarak ‘Uzun Ömür’ Masajı Yapıldığında…”
ZSL noktasına masaj yapılarak, insan sağlığının ana koruyucusu olarak hareket eden ve en güçlü salgı bezleri olan böbrek üstü bezlerinin aktivitesinin artırılabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Öztürk, günlük olarak uzun ömür masajı yapıldığında, vücuttaki böbreküstü bezlerinin normalize edilebildiğini söyledi ve sözlerine şöyle devam etti: “Bu durumda; kan basıncı, glikoz ve insülin seviyeleri normalleşir. Vücuttaki enflamatuar (iltihabi) süreçler baskılanır. Bağışıklık sistemi düzenlenir. Kişi güven kazanır. Stres ve gerginliğin üstesinden gelebilir. Ayrıca sindirim sistemi hastalıkları ve inme (felç) tedavi edilebilir. Sonuç olarak, geleneksel bilgiye göre vücudun iç dengesi sağlanır ve ömür uzar. Ancak bu durumu; ‘Kanıta Dayalı Tıp’ temelinde söylemek için, henüz yeterli kanıt bulunmamaktadır.”
“Masaj Süresi Yaklaşık 10 Dakika Olmalı”
Masajın her gün sabahları öğle yemeğinden önce yapılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Öztürk, “Oturur pozisyonda; her bir bacaktaki ZSL noktasına ayrı ayrı, bir parmak aracılığıyla saat yönünde dairesel bir hareket ile dokuz kez masaj yapılmalıdır. Masajın toplam süresi, yaklaşık 10 dakika kadar olmalıdır” dedi. Masaja başlamadan önce kişinin kendisini rahat hissetmesi, nefesini sakin tutup hisleri üzerine yoğunlaşması gerektiğine değinen Prof. Dr. Öztürk, uykusuzluğa neden olabileceği için bu masajın yatmadan önce yapılmaması gerektiğini belirtti.