Tuğçe AYÇİN
Petrol kirliliğinin giderilmesinden organik tarıma ve yapı yüzeylerinin iyileştirilmesine kadar birçok farklı sektöre yönelik ürün potansiyeli olan yerli bakteri, Su Bilimleri Fakültesi tarafından geliştirildi.
Günümüzde çoğunlukla yüzme alanı olarak görülen ve aşırı avcılık, kirlilik gibi hoyrat yaklaşımlara maruz bırakılan denizlerimizin, milli bir servet olduğu bir kez daha ortaya koyuldu. Denizlerin dibinden laboratuvara, laboratuvardan da teknolojiye ve insanlığın yararına sunulacak olan bu gelişmeye, Su Bilimleri Fakültesi’nin denizlerdeki bakterilere yönelik çalışmaları ile ulaşıldı. Yapılan bu çalışmaları ve ürüne dönüştürülmesi hedeflenerek ulusal katma değer yaratması beklenen yerli bakterileri, Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülşen Altuğ anlattı.
Bakteri denilince tehlikeli ya da mikrobik bir durum algısı oluşsa da bakterilerin faydalı ve zararlı türlerinin olduğunu kaydeden Prof. Dr. Altuğ, “Bakteriler bulundukları denizde bazı çevresel koşullara maruz kalıyor. Bu da farklı adaptasyonlar geliştirmelerini beraberinde getiriyor” şeklinde konuştu. Bakterilerin böylelikle saf ırkından daha farklı özellikler sergileyebildiklerini belirten Prof. Dr. Altuğ, bu durumun geliştirilecek ürünün özgün olmasını sağladığını söyledi.
Bakteriden Her Sektör Yararlanacak
Bakterilerin dünyadaki kullanım alanlarına örnek veren Prof. Dr. Altuğ, ortam temizliği ve petrol kirliliğini gidermeye yönelik çalışmalar ve ürünler olduğunu aktarırken, “Alaska’da çok iyi çalışan bir bakteri, Marmara Denizi’nde aynı performansı göstermeyebilir. Bu sebeple yerli bakterileri önemsiyoruz” ifadelerini kullandı.
Hedeflenen üründe olması amaçlanan özellikleri sıralayan Prof. Dr. Altuğ şöyle konuştu: “Türkiye denizlerinden elde edilen bakterilerde; petrol kirliliğinin giderilmesinde kullanılacak tekli ve çoklu bakteri karışımları, organik tarım amaçlı bakteri karışımları, deniz süngerlerinin üzerindeki bakterilerin özelliklerinden elde edilecek verilerle klinikte ve kozmetikte kullanılabilecek bakteri karışımları, tarihi yapı yüzeyleri başta olmak üzere köprü, çeşme gibi yüzeylerde oluşan kararma ve bozulmaya karşı yerinde iyileşme ve koruma sağlayacak bakteri karışımları gibi ürünlerin oluşturulmasını amaçlıyoruz.”
“Dondurduğumuz Bakterileri Aktifleştirebiliyoruz”
2000- 2018 yılları arasında Su Bilimleri Fakültesi’nde Türkiye denizleri bakterileri ile ilgili projelerin çoğunda yürütücü olarak yer alan Prof. Dr. Altuğ, bu çalışmanın da TÜBİTAK ve BAP destekli 34 projenin ar- ge çalışmalarının sağladığı birikimi barındırdığını söyledi. “Denizlerde bakterilere yönelik çalışmalarımızın temelini başlangıçta kirlilik çalışmaları oluşturdu, sonra ise bakterilerin özelliklerine yöneldik” diye konuşan Prof. Dr. Altuğ, zaman içinde bakterilerin endüstriyel kullanımına yönelik potansiyellerini tanımladıklarını belirtti. Prof. Dr. Altuğ, “Elimizde Türkiye denizlerinden izole ettiğimiz bakterilerden oluşan bir koleksiyon var. Onları dondurucuda donduruyor, kullanmak istediğimizde tekrar aktifleştiriyoruz” ifadelerini kullanırken, TÜBİTAK Ulusal Yeni Fikirler ve Ürünler Destekleme Programı kapsamında desteklenen projeleri ile ürün odaklı çalışmalar için İstanbul Üniversitesi Teknokent (ENTERTECH) bünyesinde bir ar-ge şirketi kurduklarını da sözlerine ekledi.
Kimyasal kullanımın yerini alabilecek yerli ürünlerin ülke ekonomisine katkı sağlayacağına değinen Prof. Dr. Altuğ, “Hedefimiz elde ettiğimiz bu verilerin hayatın içinde karşılık bulduğunu görmek, yerli ürünlere yönelik ar-ge’yi istihdam yaratarak geliştirmek. Saha ölçekli üretim ve ticarileşmeye giden süreci hazırlama konusunda önemli mesafeler kaydettik. Ticarileşmeye yaklaştığımızı düşünüyorum” diyerek sözlerini noktaladı.