Betül YÜNCÜOĞLU
Dijital çağın içine doğan çocuklar ya da diğer ismiyle Z kuşağı çocukları, aileleri tarafından teknoloji bağımlısı olarak görülüyor. Ailelerinin ya da öğretmenlerinin son yıllarda tanıştıkları akıllı telefon, tablet gibi cihazlara doğdukları ilk günden beri sahip olan bu çocuklar teknoloji bağımlısı değil, dijital dünyanın yerlileri.
Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi (HAYEF) İngiliz Dili Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Tuncer Can ve HAYEF Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Dr. Öğr. Üyesi İrfan Şimşek bizlere çocukların teknoloji alışkanlıklarının aslında normal olduğunu ve velilerin bu alışkanlıkları nasıl yönetmesi gerektiğini anlattı.
Velilerin teknolojiye karşı olmasının temel sebepleri çocuğun teknolojiyi kullanarak toplumsal yaşamdan uzaklaşması, ailesiyle zaman geçirmemesi, bireyselleşmesi ve bencilleşmesi olarak sayılabilir. Dr. Öğr. Üyesi Can ise teknolojiye karşı olmak yerine teknolojiyi eğitim ve öğretim hedeflerine ulaşmakta bir araç olarak kullanmak gerektiğini savunuyor: “Dünyanın en büyük şirketi bir sosyal ağ şirketi. Aslında yine teknoloji aracılığıyla bir sosyalleşme sağlanıyor. Bu bağlamdan baktığımızda da yine çocuklar açısından teknolojinin kullanılması gerektiğini, öğrenme amacıyla kullanılması gerektiğini düşünüyorum.”
Dr. Öğr. Üyesi Can, velilerin çocukları iyi şeylere yönlendirebileceğini vurgulayarak çocukların bazı gizemleri, soruları çözecek ve çeşitli dünya problemlerine cevaplar bulacak oyunlara yönlendirdiğinde, burada boşa zaman harcamaktan çok diğer becerilerini geliştirebildiklerini söyledi. Yapılan bir araştırmada yabancı dilde oynanan basit seviyedeki oyunların bile çocukların kelime dağarcığını ve sözcük bilgisini geliştirdiği görüldü. Strateji oyunlarının ise yabancı dile olan katkısı dışında çocuktaki üst düzey düşünme becerilerini büyük oranda geliştirdiği kanıtlandı. Dr. Öğr. Üyesi Can, bu tür oyunlar ve programlar sayesinde çocukların ileriyi görme ve planlama gibi üst bilişsel becerilerinin geliştiğinin altını çizerek “Çocukların aslında teknolojiden uzak tutulması değil tam tersine teknolojiyle büyütülmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.
Dijital Yerliler Büyütüyoruz
Dr. Öğr. Üyesi Şimşek, “Bu dönemin yetişkinleri olarak bizler şu an içinde yaşadığımız dijital dünyaya göçmüş kişileriz, çocuklar ise bu dünyanın yerlileri. Dijital yerliye ‘Bu ülkeden çık ve başka bir yerde yaşa’ diyerek bir çözüm elde edemeyiz” diyor ve ekliyor: “Çocuk orada yaşıyor. O bu dünyayı biliyor, veliler ise hayatı. Dolayısıyla kendi deneyimlerimizle onlara burada yaşamak için imkânlar sunmalıyız.”
Çocukların teknolojiye olan ilgisini açıklarken Dr. Öğr. Üyesi Tuncer Can da Dr. Öğr. Üyesi İrfan Şimşek de çocuğun zaten kullandığı ve faydalandığı yenilikleri olumluya dönüştürmenin önemini anlattı. Oyun oynamayı seven çocukların kaliteli ve faydalı zaman geçirmeleri için “eğitici” oyunlar bulunması, çocuğu oyuncağından alıkoymadan oyunun içine eğitimi katmak anlamına geliyor. Çocuk bulunduğu ortamdan çıkarılmadığı için zevk almaya devam ediyor ve aile, öğretmen gibi otoriterlerin de endişelenmeleri için bir sebep kalmıyor.
Dijital ortamda bulunması gereken şeyleri veli ya da öğretmen kurgularsa çocuk teknolojiyi kontrollü bir şekilde kullanabilir. Çocuklar için oyunun bir etkinlik ve eğlence kaynağı olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Şimşek, çocuğa eğlenebileceği etkinlikleri eğitici bir şekilde sundukça ortada bir problemin olmayacağını ifade etti.