Ozan YELBOĞA
Şehirlerimizi daha yaşanılır ve sürdürülebilir bir hale getirmek için uygulanan akıllı şehir sistemlerini, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sevim Budak ile konuştuk.
Teknoloji ve bilgiyi en üst düzeyde kullanarak şehirlerde yaşam kalitesini yükseltmek amacıyla uygulanan akıllı şehir sistemleri, yaşanan nüfus yoğunluğu ve buna bağlı olarak artan trafik yoğunluğuyla birlikte önem kazanan bir konu oldu.
“Akıllı Şehir Modeli, Teknoloji ve Geri Bildirimden Meydana Gelir”
Doç. Dr. Budak, akıllı şehirlerin, büyük şehirlerin yaşanmaz hale gelmesinden sonra ortaya çıkan bir ihtiyaç olduğunu belirterek “Akıllı şehir modeli, teknoloji ve geri bildirimden meydana gelir. Teknoloji olarak alt yapısını kurarsınız, ancak akıllı şehrin yaşaması için geri bildirimlerin akışı sağlanmalıdır. Yoksa şehriniz yarım akıllı kalır” diyerek akıllı şehirlerin önemini vurguladı. Akıllı şehirlerden önce, özel sektörde akıllı yönetme sistem modelleri olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Budak, özel sektörün elindeki kaynağı daha etkin ve verimli kullanıp, kârlarını artırmak amacıyla akıllı sistem yönetimine geçtiğini ifade etti.
“Sistemi Kendimiz Üretmeliyiz”
Doç. Dr. Budak, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin, akıllı şehir sistemlerini yabancı firmalar aracılığıyla dışa bağımlı bir biçimde kurmalarından dolayı ekonomik açıdan ve güvenlik açısından yaşayabilecekleri sorunlara dikkat çekti. Bu bağlamda Konya Büyükşehir Belediyesi’nin akıllı şehir çalışmasını kendi imkânlarıyla yapmasına değinen Doç. Dr. Budak, yerli ve milli teknolojinin önemini vurgulayarak “Akıllı şehir sistemlerinin maliyetlerini düşürmek ve şehrin güvenliğini sağlamak amacıyla sistemi kendimiz üretmeliyiz” dedi.
Şehirlere akıllı politikaların uygulanmaması halinde iki sorunun meydana geleceğine değinen Doç. Dr. Budak, bu sorunlardan birincisinin kamu hizmetlerinden yoksunluk, ikincisinin ise şehirlerde yaşanan suç oranlarının yükselmesi olduğunu belirtti.
“İstanbul Nezle Olsa, Türkiye Akciğer Kanseri Olur”
İstanbul’da metronun yaygınlaşmasıyla ilgili olarak Doç. Dr. Budak, ”Bir an önce bütün yatırım kaynaklarının metro sistemlerine aktarılması gerektiğini düşünüyoruz. Metro ulaşım sistemleri oluşturulduğu zaman, trafik de daha rahat kontrol altına alınabilecektir” dedi. İstanbul’un Türkiye ekonomisindeki önemini vurgulayan Doç. Dr. Budak, ”İstanbul nezle olsa, Türkiye akciğer kanseri olur” diyen Budak, İstanbul’un akıllı şehir sistemine dönüşümü için, “Çok büyük paralar harcanması gerekir, çok büyük eğitim verilmesi gerekir. İnanılmaz alt yapı ve donanım inşa etmek gerekir” ifadelerini kullandı.
Akıllı Şehirler Felaketlere Müdahele Edebilir
Son olarak akıllı şehirlerin önemini vurgulayan Doç. Dr. Budak, “Akıllı şehir yönetimleri önemli verilere sahiptir ve yaşanabilecek felaketlere anında ve doğru bir şekilde müdahale edebilir” diyerek Paris’in şehir yönetiminin yaşanan bir felaketten ders alarak akıllı şehir sistemi politikalarını uygulamaya başladığını anlattı.
Yoğun Nüfuslu Şehirlerin Akıllı Şehir Olması Zorunluluk
Doç. Dr. Budak, Singapur, Hong Kong, Çin ve Güney Kore gibi nüfusu hızla artan ülkelerle ilgili olarak ise, ”Nüfusu giderek artan, kaynakları ve hizmetleri sınırlı olan ülkelerin şehirlerinin yaşanamayacak hale gelmemesi için bu şehirlerin akıllı şehir uygulamasına geçmesi zorunludur” diyerek yoğun nüfuslu şehirlerde akıllı şehir sistemlerinin önemini vurguladı.