Uğur YAMAÇ
Hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelen sosyal medya platformları, sağladıkları iletişim ve sosyalliğin yanı sıra kişisel veri skandalları ile de sık sık gündeme geliyor. Veri güvenliğinin önemini vurgulayan eleştirel sesler yükselirken, kullanıcı emeğini niteleyen “dijital emek” kavramı sosyal medyanın karanlıkta kalan boyutlarını gündeme taşımaya aday.
Web 2.0’ın ve sosyal ağ platformlarının yaygınlaşması ile milyonlarca kullanıcının içerik ürettiği günümüzde kullanıcı verisinin, sosyal medya şirketleri tarafından nasıl ve ne amaçla kullanıldığı dijital emek kuramcılarının soruları arasında. Sosyal medyanın gölgede kalan bir boyutu olan dijital emeğin ne olduğu, kullanıcıların ürettiği verinin nasıl ticarileştirildiği ve bu konuda bir farkındalığın yaratılmasının neden önemli olduğu gibi sorular etrafında İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nden Arş. Gör. Yeşim Akmeraner ile konuştuk.
İnternet Ekonomisinin Temeli, Kullanıcı Etkinliği
İnternet kullanıcılarının internet ekonomisinin temelini oluşturduğunu ifade eden Arş. Gör. Akmeraner, “Bugün milyarlarca sosyal medya kullanıcısı arkadaşlarıyla iletişime geçerken, fotoğraf paylaşırken veya videolarını yüklerken ciddi miktarda değer üretmektedir. İnternet şirketleri tarafından işlenerek üçüncü partilere satılabilen verileri üreten internet kullanıcılarının bu türden etkinlikleri ‘dijital emek’ olarak adlandırılmaktadır” şeklinde konuştu. Kullanıcılar tarafından üretilen bu devasa içeriğin, internet şirketleri tarafından algoritmalarla işlenip çeşitli müşterilere satılarak kullanıcı etkinliğinin enformasyonel sermaye birikimine katkı sağladığını vurguladı.
Eğlenirken Üretiyor muyuz?
Arş. Gör. Akmeraner geçen sene Amazon’u geride bırakarak dünyanın en değerli dördüncü firması olan Facebook’un güncel piyasa değerinin 500 milyar dolar civarında olduğunu belirterek, bu değerin kaynağının José van Dijck’ın ifade ettiği gibi “kullanıcıların ürettiği iletişim ve sosyallik” olduğunu dile getirdi. Kullanıcı etkinliğinin çalışma zamanı dışında gerçekleşmesinin onu değer üreten bir etkinlik olarak değerlendirmeyi zorlaştırdığından bahseden Arş. Gör. Akmeraner sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Sosyal medyada zaman geçirmek, kişisel şeyler yüklemek, düzeltmek, paylaşmak- kısacası her türlü kişisel etkinlik- kullanıcılar açısından oldukça öznel bir süreçtir. Bu öznellik, kullanıcıların ürettikleri içeriklerin -dolayısıyla kendi emeklerinin- internet şirketleri tarafından sömürülmesini yadırgamayı zorlaştırır”.
Kullanıcı Haklarına Karşı Hizmet Kullanım Şartları
Sosyal medya şirketlerinin mahremiyetin ihlali ile sık sık gündeme gelmesi ve dava konusu olmasıyla ilgili olarak Arş. Gör. Akmeraner, söz konusu şirketlerin sanal uzamın çatlaklarından faydalanarak mahkemelerin tanıdığı özel ve kamusal ayrımını işlevsizleştirdiklerini ifade etti. Bunun da şirketleri düzenlemeler konusunda devletler karşısında daha avantajlı kıldığını sözlerine ekledi. Arş. Gör. Akmeraner, kullanıcı haklarının korunması konusundaki zafiyetin bir diğer nedeni olarak kullanıcı haklarından ziyade şirket çıkarlarını koruyan hizmet kullanım şartlarına dikkat çekti. Kullanıcıların, kişisel telefonlarına uygulama yüklerken kabul ettikleri hizmet kullanım şartları ile verilerinin üçüncü partilerle paylaşılması konusunda uygulamaya yetki vermiş olduğunun altını çizen Arş. Gör. Akmeraner, “hizmet kullanım şartlarını kabul etmediğimizde ise uygulamayı aktifleştirememiş oluruz” diyerek bu konudaki ikileme dikkat çekti.
Daha Şeffaf Bir Ağ Bilinçli Olmakla Sağlanabilir
Dallas Smythe’ın 42 yıl önce ifade ettiği uyku zamanı dışında kalan tüm zamanın çalışma zamanı olduğu tespitine bugün dijital emek olgusu ile daha fazla yaklaştığımızı dile getiren Arş. Gör. Akmeraner, “Karşılığını almadan değer üreten kullanıcı emeğine dikkat çekmek gerekiyor. Sosyal medya kullanıcılarının ve iletişimcilerin bu konuda eleştirel bir tutum geliştirmesi ve toplumsal düzeyde farkındalığın yaratılması, iletişimin ticari olmayan ağlar üzerinden sağlanmasına yönelik, daha şeffaf ve daha demokratik alternatifler düşünmeyi teşvik edebilir.” diyerek sözlerini noktaladı.