Merve Taşköprü, Merve Tokaz
Fotoğraf: Özge Kondakçı
Türkiye’de ilk punk filmi olan “Arada” filminin yönetmenliğini ve senaristliğini üstlenen Mu Tunç, Öğretim görevlisi Berceste Gülçin Özdemir’in “Senaryo Yazımı” dersine konuk oldu. Tunç öğrencilerle senaryo yazımına dair önemli ipuçlarını paylaştı.
“Özgün İçeriğin Yolu Özünüzü Keşfetmekten Geçer”
Tunç senaryo yazımında en önemli unsurun yaşamın içinde bulunmak olduğunu ifade ederek “Ben senaryo yazdığım dönemlerde her zaman kovalamaca içinde oldum. Sizde bunu yapmalısınız. Kendimden örnek vermem gerekirse bir taksici ile geçen bir diyalog dahi bana yol gösterdi. Sizler de her zaman yaşamın içinde olmalısınız. Bir şeyi başkalarına anlatabilmeniz için önce sizin anlamış olmanız gerekir. Unutmayın ki herkesin ruhu farklıdır, bu ruhu biz keşfetmeliyiz” ifadelerini kullandı. Senaryonun özgünlük kazanabilmesinin yolunun senaristin kendini iyi tanımasından geçtiğini dile getiren Tunç, “Senaryo yazmak isteyen kişinin insanlara düşündüğü şeyi aktarabilmesi önce bunu kendisinin anlaması gerekir. Çünkü özgün bir içerik yaratmak için öncelikle özümüze dönüp özümüzü keşfetmeliyiz” dedi.
“Heyecanı Olmayan Birisi Sinema Yapamaz”
İçerik üretiminde bugünden yola çıkarak geleceğe yönelik çalışmalar yapılması gerektiğini vurgulayan Tunç, “Bizler yaşlanacağız ya da yaşamımızı yitirmiş olacağız. Yani bizlerde gelecek kuşaklar için geçmişte film üreten insanlardan biri olacağız. Kendinizi böyle görürseniz eğer doğru bakış açısını yakalayabilirsiniz. Şu andaki insanlar bir ekol olmayabilirler fakat gelecekte başka bir ekolün başlangıcı olacaklar” değerlendirmesinde bulundu. Tunç, ”Bu bakış açılarıyla birlikte insan sevmeye başlıyorsunuz. Bununla birlikte dünyayı sevme süreciniz başlıyor. Kısacası bunların hepsi birbiri ile bir bütün. Bu noktada kişinin kendine bahaneler bulmaması gerekiyor. Hayata bu bakış açısıyla bakarsanız hiçbir şeyi değiştiremezsiniz. Her şeyi bir beklenti içinde yapmayın. Belki çok yorulacaksınız ama deneyin. O kapı belki de sizleri başka bir kapıya çıkaracak. Hayatın akışında kalın, bundan zevk alın ve içinde olun. Heyecanı olmayan birisi sinema yapamaz” ifadelerinde bulundu.
“Sizler Yalnızca Üretici Değil Tüketicisiniz”
Tunç, dijitalleşme ile birlikte sinema sektöründe yaşanan değişimlere parmak basarak “Artık çılgın bir tüketim çağında yaşıyoruz. Bu kadar tüketimin olduğu yerde toplumda tatminsizlik oluyor. Bu durumun ortaya çıkışında her kuşağın bir önceki kuşaktan engellenme görmüş olması ve bunun halen devam ediyor oluşu da bir etken. Bu yüzden insanlar olmaları gereken yere çok geç ulaşıyor. Bunu artık değiştirmeliyiz. Bu konuda hep bir koşullanma var. Yaş kavramını merkezinize almayın. Yaşanan tüm bu sıkıntıların sebeplerinden biri bu. 30 yaşındaki birinin de film çekebileceği bilinmeli. İnsanlar filmlerini pazarlamak için hala festivallere ihtiyaç duyuyorlarsa bu çok korkunç bir durumdur” diyerek bunun aşılması gereken bir unsur olduğunu belirtti. Bu sorunun çözümünde izleyici kitlesine büyük sorumluluklar düştüğünü şu sözlerle dile getirdi: “Sizler şu nedenle önemlisiniz. Sizler yalnızca üretici değil tüketicisiniz de. Yönetmenlerin sosyal medya hesaplarını takip edin ve inceleyin. Sizler bunu yaparsanız. Öğrenilmiş korkular aşılacak ve bizden sonraki kuşakların önü açılacak”.