Merve TOKAZ
İstanbul Kent Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Duygu Aydın Aslaner ‘Küreselleşme ve Medya’ dersi kapsamında Doç. Dr. Ceyda Ilgaz Büyükbaykal ve Prof. Dr. Güven Büyükbaykal’ın konuğu oldu. “Dijital Tüketim Toplumu ve Kuşaklar” konulu sunumunu gerçekleştiren Dr. Öğr Üyesi Aslaner, ‘küreselleşmenin günümüzdeki etkileri, tüketim kültürünün bireyler üzerinde yarattığı değişim ve kuşaklar arasında oluşan farklılıklar’a ilişkin bilgi ve değerlendirmelerde bulundu.
Dönemsel Süreçler Kuşakları Etkiliyor
Türkiye’de yaşanan dönemsel süreçler ve bu süreçlerin kuşaklar üzerindeki yansımalarına dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Aslaner, “Türkiye’ye baktığımızda beş ayrı kuşak olduğunu görüyoruz. Bunlar; Geleneksel kuşak, Bebek Patlaması kuşağı, X kuşağı, Y kuşağı ve Z kuşağı ve son kuşağımız Alfa kuşağı. İlk kuşağımız ‘Sessiz kuşak ve Cumhuriyet kuşağı’ olarak da bilinen geleneksel kuşak. O dönem Dünya’da ve Türkiye’de önemli tarihsel olayların, bunalım ve savaşların yaşandığı bir dönem. İnsanların kıt kanaat geçindikleri, ihtiyaç merkezli bir tüketimin mevcut olduğu yıllar. Bu insanlar yağ kuyruklarında beklemişler yani temel gereksinimlerini bile karşılamakta güçlük çekmişler. Teknolojik gelişmelere baktığımızda yalnızca telgraf var. Bu sebeple insanların kendilerini ifade edemedikleri, sessiz kaldıkları ve mevcut sisteme bir şekilde adapte oldukları bir dönemi ifade ediyor.” Sözleriyle kuşakların değişmesiyle birlikte kuşağı oluşturan özelliklerin de değişim gösterdiğine vurgu yaptı.
Kuşaklarası Farklar Çatışmayı Beraberinde Getiriyor
Türkiye’nin özellikle siyasi anlamda ciddi karışıklar içerisinde bulunduğu dönemi temsil eden 68 kuşağının Türkiye nüfusunun %16,5’ini oluşturduğunu dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Aslaner, şu ifadelere yer verdi: “Bu dönem ‘Baby Boomer’** olarak adlandırılan bir dönem. Bu kuşağın en büyük farkı barışçıl, savaş görmek istemeyen ve bunun uğruna çabalayan bir kuşak olması. Özellikle sağ-sol çatışmalarının yoğun olarak yaşandığı dönem. Onların son derece özgürlükçü, disiplinli ve idealist insanlar olduğunu söylemek mümkün.” Dedi. Bu durumun kuşaklar arası anlaşmazlıkları da beraberinde getirdiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Aslaner, “İş yaşamına atıldığınızda bu kuşağın insanlarıyla çalışmak durumunda kalabilirsiniz. Siz dijital bir nesilsiniz. Fakat şunu iyi kavrayın dijital sizin için bir ihtiyaç iken onlar için bir ihtiyaç değil. Onlar radyonun altın çağını yaşadığı bir dönemden geldikleri için çok iyi hikaye anlatıcıdırlar. Onlarla çatışmayın ve onları iyi dinleyin” diyerek öğrencilere tavsiyelerde bulundu.
**Baby Boomer- Bebek Patlaması: Özellikle Amerika’da II. Dünya savaşının bitiminde başlayıp 1960 yılı başlarına kadar süren, yıllık doğum hızında büyük artış anlamına gelir. Amerika’da bu dönemde gelişen ekonomiye de paralel olarak 78,2 milyon kişi doğmuş ve bu dönem doğum artış hızının tepe yaptığı yıl olmuştur. Bu olay, ‘baby boom’, bu dönemde doğanlar da ‘baby boomer’ olarak adlandırılıyor.
“Y Kuşağı ‘Tüketiyorum Öyleyse Varım’ Anlayışına Sahip”
X ve Y kuşaklarına değinmeden önce bu dönemin en önemli gerçekliği olan küreselleşme ve etkileri üzerinde duran Dr. Öğr. Üyesi Aslaner, 1980 sonrası dönemde yaşanan değişimlerin toplumu yepyeni bir forma büründürdüğünü dile getirerek, “Bu dönemde küreselleşmenin etkisini tüm toplum yapılarında görmeye başlıyoruz. Ekonominin serbestleşmesi ile birlikte Türkiye, batı kültürü ile tanışıyor. Reklamlar, Amerikan yapımı dizi ve filmler aracılığıyla batılı yaşam tarzı özendiriliyor ve yaygınlaştırılıyor. Bireylere iletişim araçları yoluyla nasıl göründükleri değil, nasıl görünmeleri gerektiği kabul ettiriliyor. X ve Y kuşakları bu özellikleri görmeye başladığımız bir kuşak olarak karşımıza çıkıyor.” İfadelerine yer verdi. X kuşağının arada kalmış, yeni ve eski arasında bocalayan bir kuşak olmasına karşın Y kuşağında popüler kültürün etkilerinin yoğun olarak görüldüğünü vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Aslaner, “Y kuşağı tamamen teknoloji ile iç içe geçmiş bir kuşak. Hayatlarının merkezini tüketim oluşturuyor. Anlık hazların peşindeler. Y kuşağı mutluluğu tüketimle özdeşleştiriyor. ‘Tüketiyorum öyleyse varım’ gibi bir anlayışa sahipler.” Değerlendirmesinde bulundu.
“Siz Siz Olun Dijital Adımlarınızı İyi Atın”
Z kuşağı ve Alfa kuşağı olarak adlandırılan kuşaklarda özellikle dijitalleşmenin etkilerinin kaçınılmaz olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Aslaner, Dan Brown’ın “Bazen başka birinin gerçeğini anlamak için tek yapman gereken bakış açını değiştirmektir.” Sözünden hareketle öğrencilere şu tavsiyelerde bulundu: “Bu sözü bir iletişimci olarak aklınıza yazın. Çünkü her türlü kuşakla çalışmak durumunda kalacaksınız. O yüzden bakış açınızı değiştirin. Ciddi bir dönüşüm sürecindeyiz. Siz siz olun dijital adımlarınızı iyi atın. Ve şunu da asla unutmayın. İyi bir iletişimci öncelikle iyi bir insan olmalıdır. Önyargılardan sıyrılın. Kendinize inanın ve güvenin.” Sözleriyle konuşmasını noktaladı.