Çarşamba, Kasım 26, 2025
  • İletim Arşiv
  • Künye
  • İletişim
İletim
  • Anasayfa
  • Eğitim
    • İstanbul Üniversitesi
    • İÜ İletişim Fakültesi
    • Hocalarımızın Kaleminden
  • Bilim
  • Sağlık
  • Kültür-Sanat
  • Yaşam
  • Spor
  • Teknoloji
  • Foto Galeri
  • Giriş
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
İletim
Anasayfa Köşe Yazıları

Hababam’dan Arabesk’e Sınıfsız Toplumun Gülütleri

Murat İri Tarafından Murat İri
15 Mart 2021
içinde Köşe Yazıları, Yaşam
0
Hababam’dan Arabesk’e Sınıfsız Toplumun Gülütleri
0
PAYLAŞIM
38
GÖRÜNÜM
Share on FacebookShare on Twitter

Prof. Dr. Murat İri

İtişip kakışmaya, düşüp kalkmaya, grup halinde kaçışan insanların sonunda denize dökülmesine, havada uçuşan pasta ve dondurmalara, ıslanmaya kısaca fiziksel eylemlere dayanan gülütlerin (gag) yerini taşlamalara dayalı, sadece kahkahayı değil bir şey söylemeyi de amaç edinen güldürülerin alması 1920’ler Hollywood sinemasına kadar uzanır.  Sirk gösterilerinden esinlenen, harekete ve görselliğe dayanan kaba gülütlere “slapstick” denmeye başlandığında, durum güldürüleri de doğar. Şaşırtıcı biçimde ortaya çıkan bir durumla ilgili olarak yaratılan bu gülütlerin ustası Mack Sennett’in filmlerini Fransızlar gerçeküstücü, “avangard” bulur. Ancak siyahlarla ya da Yahudilerle ilgili gülütlerde, ırkçı ve önyargılara dayalı tutumlar da sergiler Sennett.  Bir şey söylemeyi amaç edinen güldürüler ise, durum güldürülerinin gelişmesi ve öncelikle kaba şakaların yerlerini daha kibar olanlara bırakmasıyla ortaya çıkar. Bu filmler, gerçekçi bir yaklaşım benimseyip günlük yaşamın tüm alanlarına uzanışlarıyla, değer yargılarıyla, kurumlarla, toplumsal konumlarla ilgili şakalara yer verişleriyle öteki güldürülerden farklılaşır. Bu yaklaşımın öncüsü Charlie Chaplin güldürüyü bir amaç olmaktan çıkarır, onu araçsallaştırır. Filmleri 1920’lerde ahlak bozucu olarak tanımlansa da Fransızların taktığı isim ile Şarlo güldürüye saygınlık kazandıracaktır.

İlgili Haberler

Öğretmenler Günü’nde Geleneksel Ezgilerin Esintisi

Öğretmenler Günü’nde Geleneksel Ezgilerin Esintisi

24 Kasım 2025
Haber Fotoğrafçılığı Atölyesi Gerçekleşti

Haber Fotoğrafçılığı Atölyesi Gerçekleşti

24 Kasım 2025

Türk sinemasında güldürü yönetmeni denince akla gelen ilk isim Süleyman Ertem Eğilmez, 18 Şubat 1929’da Trabzon’da doğdu. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni bitirdikten sonra babasının verdiği para ile bakkal dükkanı açtı. 1960’ların başında sinemaya geçti. 1964’te Arzu Film şirketini kurdu.  “Arzu Film güldürüleri” olarak çağrılan, bazen toplum eleştirisine de yer verdiği duygusal güldürülerin yönetmeni olsa da aslında 1965’ten 1972’ye kadar hiç güldürü filmi yapmadı. Hatta adı “aşk filmlerinin ünlü yönetmeni”ne bile çıktı.

Rıfat Ilgaz’ın Hababam Sınıfı romanını 1975’ten itibaren beş kez sinemaya uyarladı. 1979’da güldürüye yeni bir kahraman ve yıldız-oyuncu tanıttı, Erkek Güzeli Sefil Bilo (ve 1980’de Banker Bilo) olarak İlyas Salman… Yönettiği Süt Kardeşler (1976) ve Şabanoğlu Şaban (1977) filmleriyle Kemal Sunal’ın güldürü tahtını sağlamlaştırdı. Namuslu (1984) ve Aşık Oldum (1985) filmleriyle de Şener Şen’in güldürü niteliklerinin iyice belirginleşmesini sağladı. Böylece, “ekip çalışması” adı altında kendi yapım şirketine kalabalık bir oyuncu kadrosunu “bağlayarak” Yeşilçam’ın emperyalist gücüne dönüştü. Sinema emekçilerinin uğraştığı sendikalaşma, örgütlenme, sansüre karşı durma gibi örgütlü faaliyetlere hiç destek vermedi. Filmlerinin sorunsalı, güldürü ögesinden hareket edip bir sorunun eleştirisinin yapılmamasıydı.  Diğer bir deyişle, sorunsal, sorunun güldürünün dozunu arttırmak için motif ve mekanlar üzerine inşa edilmesiydi. Mizah anlayışı, Eğilmez ekibinde yetişen Kartal Tibet, Yavuz Turgul, ve Zeki Alasya filmleri ile Türk Sineması’na damga vurdu. Cumhuriyetçi jakobenizmin sınıfsız toplum yaratma ideali, (özellikle Hababam Sınıfı) filmlerinde açıkça ya da örtülü olarak yeniden üretilip onaylandı.  

Bir taşlama olarak Arabesk (1988) ile gişede büyük başarı kazandı.  Öz-düşünümsel (self-reflexive), yani kendi üzerine anlatı geliştiren, kendisine gönderme yapabilme niteliği olan bu filmde yönetmen kendini, popüler tür ve klişeleri bildik Eğilmez mizahı ile gözden geçirdi. Bir dönem ağlattığı şarkılarla bu kez güldürdü, arabeskin kalıplarının altını kazıyarak pop kültür eleştirisi yapmaya çalıştı. Yeşilçam ve arabesk kültürünün melodramatik kodlarını ters yüz ederek, yeri geldiğinde de Hollywood’a göndermelerle güldürüye nihayet sınıf atlattı. Kişisel itiraf etme erdemi gösterisi olarak da okunabilecek filmden sonra yönetmenliği bıraktı.

İşsizlere, çocuklara, alt tabakalardan insanlara seslendiği ilk günlerden başlayarak sinemanın, güldürüye kucak açması kaçınılmazdı. Seyirci ödediği para karşılığında hoşça vakit geçirmek, gülüp eğlenmek istiyordu. Yapımcılığın örgütlenmesi, karın arttırılması gündeme geldiğinde güldürüler, en çok seyirci çeken tür olarak ulusal sinemaların vazgeçemediği filmsel anlatılar oldular, çok sayıda üretilmeye başlandılar.  Recep İvedik serileri, Düğün Dernek filmleri, Eyvah Eyvah’lar Eğilmez’in açtığı yolda hiç durmadan yürüyerek ülkemizde en çok izlenen filmler haline geldiler.

Kaynakça

Abisel, N. (2003). Sessiz Sinema. Om Yayınevi: İstanbul.

Scognamillo. G. (1998). Türk Sinema Tarihi. Kabalcı Yayınevi: İstanbul.

Etiket: ertem eğilmezgüldürühababam sınıfımurat iri
Önceki Gönderi

İstanbul İletişim Konuşmaları’nda Gündem Sinema ve Kadın Yönetmenler

Sonraki Gönderi

Fakültemizin “Bilimsel Çalışmalar Dizisi” Devam Ediyor

Sonraki Gönderi
Fakültemizin “Bilimsel Çalışmalar Dizisi” Devam Ediyor

Fakültemizin “Bilimsel Çalışmalar Dizisi” Devam Ediyor

HABER KATEGORİLERİ

  • Bilim
  • Eğitim
  • English
  • Foto Galeri
  • Genel
  • İletim
  • İstanbul
  • İstanbul Üniversitesi
  • İÜ İletişim Fakültesi
  • İÜWEBTV
  • Köşe Yazıları
  • Kültür-Sanat
  • Manset Haber
  • Manset Yani
  • Sağlık
  • Spor
  • Teknoloji
  • Yaşam

ÖNE ÇIKAN KONULAR

Atatürk basketbol berk balcı bilim deprem ece özdemir ekonomi erasmus film futbol iletim iletim gazetesi iletişim iletişim fakültesi atölyeleri istanbul istanbul üniversitesi istanbul üniversitesi iletişim fakültesi iü iü iletişim fakültesi iüwebtv kültür sanat medya melek öztürk mesut aytekin mezuniyet Nazlı Aygen prof. dr. ergün yolcu Prof. Dr. Mahmut Ak psikoloji radyo iletişim sanat sağlık sena sandıkçı sergi sevgi şahin sinema siyasal bilgiler fakültesi sosyal medya spor teknoloji TRT trt geleceğin iletişimcileri yarışması ömer iğrek özgür recep kocaoğlu İletişim Fakültesi

Son Haberler

  • Öğretmenler Günü’nde Geleneksel Ezgilerin Esintisi
  • Haber Fotoğrafçılığı Atölyesi Gerçekleşti
  • Prof. Dr. Ayşe Melahat Kalay İletişim Fakültesinden Emekli Oldu

Kategoriler

  • Bilim
  • Eğitim
  • English
  • Foto Galeri
  • Genel
  • İletim
  • İstanbul
  • İstanbul Üniversitesi
  • İÜ İletişim Fakültesi
  • İÜWEBTV
  • Köşe Yazıları
  • Kültür-Sanat
  • Manset Haber
  • Manset Yani
  • Sağlık
  • Spor
  • Teknoloji
  • Yaşam
  • İletim Arşiv
  • Künye
  • İletişim

İstanbul Üniversitesi İletşim Fakültesi İletim Gazetesi / © 2022

Tekrar Hoşgeldiniz!

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapınız

Şifreni mi unuttun?

Lütfen Şifrenizi Alınız

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi giriniz.

Giriş Yapmak
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle

İstanbul Üniversitesi İletşim Fakültesi İletim Gazetesi / © 2022