Korkut Ata Film Festivali kapsamında İstanbul Üniversitesi iş birliği ile gerçekleşen “Sinemada Cengiz Aytmatov ve Uyarlamaları” paneli 10 Kasım 2021 Çarşamba günü İstanbul Üniversitesi Rektörlük Binası Doktora Salonu’nda yapıldı.
İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak’ın katılımıyla gerçekleşen panelde sinema eleştirmeni İhsan Kabil moderatörlüğünde, Svetlana Slapke ve Kamil Engin konuşmalarını yaptı.
Aytmatov ve Mankurtizm
Konuşmacılardan Svetlana Slapke, Aytmatov’da mankurtluk ve “Mankurt” filmini değerlendirdi. Kırgız yazar Cengiz Aytmatov’un Gün Olur Asra Bedel romanından uyarlanan Mankurt filminin 1990 yılında Türkmen yönetmen Hocagulı Narlıyev tarafından yapıldığını belirten Slapke, romanın hafızasız bir yaratık hakkında felsefi bir hikâye olduğunu söyledi. Aytmatov’un yaptığı “mankurt” tanımından bahseden Slapke’ye göre, Aytmatov, Narlıyev’in, eserin felsefi derinliği ve trajedisini ilettiğine inanıyordu. Türkmenistan eski Cumhurbaşkanı Saparmurat Niyaz’ın şahsına ve izlediği otoriter politikaya gönderme olduğu gerekçesiyle filmin yasakladığını belirten Slapke, “Mankurt”un uluslararası prömiyerinin ancak on yedi yıl sonra 2007’de yapıldığını ifade etti. Bu filmden sonra tüm Türkmen sinematografisinin ideolojik olarak zararlı olduğu gerekçesiyle yasaklandığına da vurgu yapan Slapke, sözlerini bitirirken romanın ve filmin ana mesajı hakkında “Hafıza yoksa insan yok, ulusal bellek yoksa halk yok” dedi.
Aytmatov, Goethe ve Shakespeare ile Kıyaslanıyor
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü’nde doktora eğitimini sürdüren Kamil Engin, Selvi Boylum Al Yazmalım Filmi ve Sovyet Dönemi’nde Aynı Konunun Diğer Uyarlamaları başlıklı konuşmasını gerçekleştirdi. Selvi Boylum Al Yazmalım kitabının Cengiz Aytmatov’un sinemaya uyarlanan ilk eseri olduğunu belirten Engin, Aytmatov’un Rusça ve Kırgızca olmak üzere iki dil bildiğini ve eserlerini iki dilde de yayımladığını söyledi. Engin, “Selvi Boylum Al Yazmalım; ilk dönem mahalli-milli hayatı yansıtan, suya sabuna pek dokunmayan, ideolojik temeli pek bulunmayan bir eserdir” dedi. Engin, Selvi Boylum Al Yazmalım eserinin Türkiye uyarlamasında mutsuz sonla biterek izleyiciyi düşünmeye ve sorgulamaya sevk ettiğini belirtti.
Aytmatov’un “Cemile” eseriyle Batı dünyasında tanındığını söyleyen Engin, “Louis Aragon Cemile kitabını ‘dünyanın en güçlü aşk hikayesi’ olarak betimliyor ve Aytmatov bundan sonra Avrupa’da Goethe ve Shakespeare ile kıyaslanıyor” dedi.
Şambala ve Beyaz Gemi Filmleri Üzerine
Sinema yazarı, araştırmacısı ve tarihçisi Gulbara Tolomushova’nın panele katılamaması sebebiyle konuşmasını moderatör İhsan Kabil sundu. Tolumushova’nın “Şambala ve Beyaz Gemi Filmlerinin Mukayesesi” isimli çalışmasını anlatan Kabil, Bolotbek Shamsiyev’in Beyaz Gemi isimli filminin çeşitli festivallerde kazandığı ödüllerden bahsetti. Eserin, bir insanın onu saran çok güzel bir çevrede, bir hayvana nasıl dönüştüğünü anlattığını belirten Kabil, ardından Artıkpay Suyundukov’un Şambala filmini yorumladı. Kabil, Tolumushova’nın çalışmaları doğrultusunda filmin isminin anlamı ve yönetmenin konuyu ele alışından bahsederek sözlerini noktaladı.
Panel, soru-cevap bölümünün ardından fotoğraf çekimiyle sona erdi.