Söyleşi: Suat Erdem
Yeraltı edebiyatı geleneğinden gelen, çok okuyup çok yazan, yazar, sahaf ve şair kimlikleriyle tanınan Taylan Onur ile ilk kitabı “Cinnet Totemi” üzerine konuştuk.
“Yazdıklarımla insan ruhunda bir şeyleri kırmayı amaçlıyorum”
Yazar, sahaf ve şair Taylan Onur’u biraz tanıyabilir miyiz?
Kitaplar önererek insan ruhuna reçeteler yazıyorum. Sahaflık, biraz böyle bir meslek. Fakat yazdıklarımla sanırım insan ruhunda bir şeyler kırmayı amaçlıyorum. Bu yaptığım dert bende deva bende gibi olmasa bile.
Çağımızda okumadan yazmak çok zor. Bu sebeple hem yeni bir şey yazmak hem de yeni bir teknikle yazmak zorlayıcı olabiliyor. Aslında Taylan Onur, edebiyatı seven, çok okuyan, hususi olarak yazarları inceleyen basit biri. Kitaplarla iç içe olmaktan ve yazmaktan haz alıyorum. Sanırım başka mesleklerde hiçbir işe yaramazdım.
Cinnet Totemi kitabınızda yazılan şiirler nasıl ortaya çıktılar, nasıl bir çalışmanın ve sürecin ürünü oldular?
Eserlerimi yazmaya başlamadan önce onlara bir isim veriyorum. Bu Peygamber Adem’in yaptığına benzer. O’nun gibi isim vermek. Daha sonra bu fikir bulutu üzerine günlük hayattan imgeler topluyorum. Sonrası kelimelerin işi. Onlar yan yana nasıl duracağını herkesten iyi biliyor. Cinnet Totemi, fırtınalı bir süreçten doğdu. Yazmak çatışmaya dönüştü. Bir oyunda kalma ritüeli olarak yazmak direnişi. Çok özele inerek bu konuyu anlatmak eserin totemine zarar vereceğinden buraya değinmeyeceğim.
“Yeni kelime üretmek ve bunu edebiyata kazandırmak”
Şiirlerinizi okurken metropollerin, yeraltının, gettonun seslerini duydum. İlk defa yeraltı edebiyatının şiirle buluşmasını okuduğum için ayrı bir keyif de aldım. Şiirinizde kaos, ölüm, intihar, cinnet gibi kelimeler öne çıkıyor; bunun şiir anlayışınızla elbette bağı var ama biraz açar mısınız? Yeraltı edebiyatından ne anlamalıyız?
Evet, Şiirim varoştur. Şairin işi biraz da yeni kelime üretmek ve edebiyata kazandırmaktır. Bu sebeple sokağın dilini fonetik bir düzleme kaydetme derdindeyim. Yeraltı edebiyatından anlaşılması gereken bence; basitçe, kurallara meydan okuyan, sınır tanımayan, alışılmışın dışı olarak görülebilir. Tabii bu yönelimin şiir türünde çok karşılığı yok. Bu alandaki şairlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Bu tür belki de roman türünde kendine daha güzel karşılıklar buluyor. Bu tür daha çok ‘ötekinin öfkesi’ türünde görülebilir.
Yeraltı edebiyatıyla nasıl tanıştınız?
Ingvar Ambjørnsen’in ‘Beyaz Zenciler’ kitabıyla 2007-2008 tarihlerinde tanışmam ile benim için yeraltı edebiyatı başlamış oldu. Sanırım beni gerçekten derinden etkilemiş bir kitap. Daha birçok yeraltı edebiyatı yazarı okudum. Birçoğundan etkilendim. Ama başlangıç böyle oldu diyebilirim.
Taylan Onur’un yeni kitapları hakkında bilgi alabilir miyiz? Son olarak okurlarınıza neler söylemek istersiniz?
Cinnet Totemi dışında basılan üç eser daha bulunuyor. Anatolian Psychedelia (şiir seçkisi), Kadrajın Dekonstrüksiyonu – Toshio Matsumoto (yönetmen incelemesi), Radikal Düşünce Atlası (şiir). Bunların dışında hala yazmaya devam ettiğim eserler mevcut. Cinnet Totemi ilk göz ağrısı olduğundan onun ilgisi benim için hep büyük bir önem taşıdı. Tabi bu yazdıklarımın insandaki karşılığı nedir, bunu bilmiyorum. İnsanların okudukları eserlere bakınca umutsuzluk kolay ulaşılır oluyor. Yine de ben popülist bir kaygı taşımadan yazmaya devam ediyorum. Çıkan bir eseri, yorumuna değer verdiğim birkaç kişiye okuttuktan sonra amacıma ulaşıp ulaşmadığımı anlıyorum. Ölmeden önce şiirlerimin ezbere okunduğunu gördüm ve bu benim için büyük lütuf ve motivasyon oldu. Gelecekte ne olur bilemem ama geleceği gelecekte tekrar konuşuruz herhalde.
Okurlarıma söyleyebileceğim en değerli şey okumaları. Ne mi okumaları? Yukarıda bir sürü yazar yazdım ve yazamadıklarım dahil çok iyi ve güçlü kalemlerin edebi eserlerini okumalarını öneririm. Çünkü ancak o zaman yazdıklarımdaki alt metinleri görebilirler, arketipleri fark edebilirler. Böylece şiirler daha bir keyifli hal alabilir. Edebiyattan uzak kimseler için şu an kısa bir tedavim yok. İnsanlara beni okumaları yönünde bir pazarlama yapamam. Piyasa yazar dolu. Şair gırla. Benim eserime neden şans vermeliler bilmiyorum. Ben genel olarak okunma kaygısından hareket etmiyorum zaten. Klasikleri her zaman şiddetle öneriyorum.