Haber & Fotoğraf: Zülal Ceylan
İstanbul’un köklü tarihine yapılarıyla şahitlik eden Beyoğlu, tarihi pasajları ile turistlerin ve yerli vatandaşların uğrak yeri olmaya devam ediyor.
İstanbul’un Beyoğlu ilçesine bağlı İstiklal Caddesi’nde yer alan tarihi pasajlar, turistlerin ve yerli vatandaşların ziyaretine açık tutulmakta. Ortalama 150 yıllık olan pasajlar, tarihi dokusuyla farklı kültürlerden günümüze ulaşmış eserlerdir.
Tarihe Tanıklık Eden İstiklal Pasajları
Çiçek Pasajı

Çiçek Pasajı’nda, Sultan Abdülhamit döneminde Naum Tiyatrosu bulunurdu. 1876’da Rum banker Hristaki Zografos Efendi pasajı satın aldı. O dönemlerdeki adı ile Cite de Pera olan pasaj, 1930’larda tamamen çiçekçilerle dolduktan sonra bugünkü ismini alıyor. Paris mimarisini anımsatan 24 dükkan ve 18 lüks daire bulunur. Pasaj’da orta kubbe, kubbe altında daire şeklinde dizili masalar ve süslü duvarlar yer almaktadır.
Suriye Pasajı

İlklerin pasajı olarak da bilinen Suriye pasajı, 1901’de Suriye uyruklu Hasan Halbuni Paşa ile o dönemde İstanbul Ticaret Odası Başkanı olan akrabası Mehmet Abud Paşa tarafından yaptırıldı ve 1908’de tamamlandı. İlklerin pasajı olarak bilinmesinin nedenleri; Türkiye’nin ilk santral sineması burada açılması, çift asansör sistemi ilk binada kullanılması ve konut olarak tasarlanmış ilk bina olması. Buranın elektriğin ve hava gazının saraydan sonra bağlandığı ilk bina olduğu da rivayet edilmekte. Tarihi dokusu ile şimdilerde pasaj; kürkçü, ikinci el kıyafet, kostüm dükkanları ve aksesuar mağazaları ile müşterilerini ağırlıyor.
Halep Pasajı

Halep pasajı, Beyoğlu Sineması’nın alt katında bulunan, Atlas Pasajı’nın hemen karşısında yer alan Pasaj olarak bilinmekte. 1885’te yaptırılan Halep Pasajı’na, daha sonra Varyete Sirk Tiyatrosu eklenmesiyle Mimar Kapanaki tarafından tiyatroya çevrilmiştir. 87 yıl tiyatroya 17 yıl da sinemaya hizmet veren Pasaj, 1989 yılında Ferhan Şensoy’un, hisselerin bir kısmını almasıyla tekrar tiyatroya hizmet verecek şekilde açılıyor.
Avrupa Pasajı
“Aynalı Pasaj” olarak da bilinen bu pasaj, 1874’te Ohing tarafindan Mimar Pulgher’e yaptırılıyor. Pasaj ilk olarak tiyatro salonu olarak kullanılmaktayken, 1870’te çıkan yangın ile ağır hasar görüyor. Arazi sahibi Mr.Scribe’nin, pasajı yeniden restore ettirmesiyle, iç kısmında yer alan aynalardan dolayı Aynalı Pasaj olarak da biliniyor.
Aznavur Pasajı
1800’lerin sonuna doğru yarım pasaj olarak inşa edilen Aznavur, İtalyan mimarisinin izlerini taşıyor. Pasaj’da 28 mağaza ve çeşitli kafeteryalar yer alıyor. 1924’te Tepebaşı yönünde Aznavur’un oturduğu evin altından bir geçitle birleştirilince bugünkü halini alıyor.
Otelden pasaja
Tokatliyan
1805’te Hacı Krikor Amira Kevorkyan’ın aldığı arsa Ermeni vatandaşlar için inşa edildi. 1870 yılında çıkan büyük yangından etkilenen Pasaj, daha sonra bir tiyatroya dönüştürülüyor. Pasaj 1892 yılında çıkan başka bir yangından etkilenince, Tokatlı Mıgırdiç Tokatlıyan Efendi önce yeni restoran ve kafeler kuruyor. Daha sonra Kilise Vakfı’na borçlarını ödemekte zorlanınca Pasaj, otele çevriliyor. Alexandre Vallaury tarafından inşa edilen Hotel Tokatlıyan 1909’da açıldı. 51 yıl otel hizmetinden sonra yeniden pasaj ve iş hanına çevrildi.
Elhamra Han ve Pasajı
1922’de Şerif Adapazarlı isimli bir iş adamı tarafından yaptırılıyor. Elhamra Pasajı, Türkiye’nin ilk betonarme yapılarından biri oluyor. Dönemin en ünlü mekanı olan Kristal Tiyatrosu da burada yer almakta.
Kültür-sanat severlerin pasajları
Atlas Pasajı

Sinema severlerin pasajı olarak bilinen Atlas Pasajı, 1877’de inşa edilen Pasaj’ın, Osmanlı mimarisinden esinlenerek yapıldığı bilinmekte. 1948 tarihinde sinema salonu aktif hale getirilen Atlas Sineması, İstanbul Devlet Tiyatrosu Küçük Sahnesi ile şehrin kültür sanat aktivitelerine ev sahipliği yapıyor. 2019 yılında restorasyona alınan Pasaj, Şubat 2021 tarihinde yeniden kapılarını kültür sanat aktivitelerine açtı.
Hazzopulo Pasajı

Hazzopulo Pasajı, 1871’de tüccar M. Hacopulo tarafından yaptırıldı. Jön Türklerin de buluşma yeri olduğu bilinen pasajda Ahmet Mithat Efendi’nin matbaasının da burada olduğu söyleniyor. Bu yapının yeni Rönesans özellikler taşıdığı biliniyor. İçerisinde kırka yakın mağaza bulunmakta ve bu mağazalar; çantacılar, takıcılar ve kitapçılardan oluşmaktadır.
”Her pasajın ayrı bir hikayesi var”
Hazzopula Pasajı’nda 23 yıldır el işleri ve takı dükkanı işleten Arda Yalın, pasajın yıllar içindeki değişimini anlatırken, İstiklal Caddesi ve pasajdaki değişime şöyle değindi: “Her şey değişti. Eskiyle yenisini karşılaştırınca arada çok fark var. Birçok firma kayboldu gitti. Yerine geçici süreliğine dükkanlar açıldı ama birçoğu tutunamadı. Bu durum hem pasaj hem de Istiklal Caddesi için geçerli. Mesela en büyük markalardan olan Vakko kapandı.” diyerek git gide pasajların değerini ve önemini yitirdiğini sözlerine ekledi.
Yalın, pasajların ayrı bir hikayesi ve farklı farklı mimarların elinden çıkma yerler olduğunu belirtti. Bu mimariler, İtalyan ve Osmanlı mimarisi gibi farklı ve otantik yapılardan oluşmaktadır. Bazı pasajlar restorasyona uğramış olsa da hala inşa edildikleri dönemlerin izlerini taşırlar.