Mazlum BUCUKA
Dünyanın önemli üniversitelerinde; araştırmacıların, sosyologların, psikologların ve iletişimcilerin ilgi odağı olan “Medya ve iletişim Çalışmaları” alanında öncülüğü yine İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi aldı.
İletişime dair farklı alanlarda çalışmalar yürüten ve çalışmalarıyla literatüre katkıda bulunan, medyaya yön veren İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi akademisyenleri, yazdıkları makaleler ve yaptıkları çalışmalarla, medya ve iletişim alanlarında çalışma yapan araştırmacılara ve öğrencilere kaynak oluşturmaya devam ediyor.
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyelerinden; Doç.Dr.Onur Akyol, Doç.Dr.Mesut Aytekin, Doç.Dr.Ümit Sarı ve doktora eğitimini İstanbul Üniversitesi’nde tamamlayan Dr. Serdar Çil’den oluşan akademisyen ekibinin ilk projesi olan, farklı üniversitelerin akademisyenlerinin de makalelerinin bulunduğu ve editörlüğünü Doç.Dr Onur Akyol’un Dr. Serdal Çil ile paylaştığı “Medya ve İletişim Çalışmaları” kitabı da iletişim ve medya alanında önemli bir kaynak niteliğinde. Medya ve iletişim alanına ilgi duyan okuyucuların, farklı medya türlerine ilişkin çalışmaları bulabilecekleri bu kitapta, geleneksel medya, yeni medya ve iletişim alanlarını konu edinen makalelere yer veriliyor.
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden 5 akademisyenin de makalesinin bulunduğu kitapta, farklı medya kanallarını irdeleyen 9 farklı makale yer alıyor. Bu makaleler, son yıllarda önemli bir tartışma konusu olan geleneksel medya ve yeni medya alanlarını karşılaştırmalı bir yöntemle konu ediniyor.
Makalelerde; sinema ve dönüşen yapısıyla interaktif sinema, televizyon ve televizyon dramalarının toplumsal boyutu, internet ve sosyal medya bağımlılığı, podcast, twitch gibi yeni medya araçları ve geleneksel medya ile olan etkileşimleri, büyük veri, medyaya olan güven, simgesel anlamın dijitalleşme ile dönüşümü konuları, alanında uzman akademisyen ve araştırmacılar tarafından inceleniyor.
“Medya ve İletişim Çalışmaları” kitabının editörlerinden Doç.Dr. Onur Akyol’la, kitabın hazırlık sürecini, yöntemini ve amacını konuştuk.
“Sürekliliği olan bir kitap”
Kitaptaki yazarların büyük çoğunluğunun doktora eğitiminden sınıf arkadaşı olduğunu ya da İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden birbirini tanıyan, birbiriyle fikir birliği yapmış arkadaşlar, hocalar ve öğrenciler olduğunu belirten Akyol, bu kitabı sürekliliği olan bir proje olarak düşündüklerini söyledi. Doç.Dr. Ümit Sarı, Doç.Dr. Mesut Aytekin, Dr. Serdal Çil ve kendisinin, bu projeyi sadece bu dönem için değil, sürekliliği olan bir proje olarak düşündüklerini ifade eden Akyol: “ Arkadaşlığımızı, ilişkimizi ve fikir birliğimizi akademik düzeyde de değerlendirelim istedik. Bu projeyi bir kitaba dönüştürelim ve bu kitabın sürekliliği olsun istedik. O zaman Serdar Hoca’yla beraber çalıştığımız makaleler vardı ve kendisiyle birlikte bir şeyler yapabilir miyiz diye konuşmuştuk. Aslında bu kitap “Medya ve İletişim Çalışmaları 1” diye düşündüğümüz bir kitaptı. İkinci kitabı da başka editörlerle yine Medya ve İletişim alanıyla ilgili geniş bir çalışma yapalım diye düşündük” ifadelerini kullandı.
“Bu çalışma medyanın tüm birimlerine dokunabilecek bir kaynak niteliğinde”
Projenin çağrı yapılarak değil arkadaşlarıyla beraber fikir alışverişiyle tamamlandığını vurgulayan Akyol, “ 5 kişilik ekibimizle her sene bir çalışma ortaya çıkaracağız diye yola çıktık. Bu çalışmamızın editörleri ben ve Serdar Hoca oldu. Serdar Hoca’nın daha fazla emeği olduğu için onu birinci editör olarak gösterdik. Yakın çevremizden öğrenci ve akademisyenlerimizden destek aldık” dedi. Kitaba, medyanın tüm birimlerine dokunabilecek bir kaynak niteliğini oluşturmak istedikleri için genel bir isim verdiklerini belirten Akyol, “ Çalışmamızda podcastten televizyona, sinemadan yeni nesil medyaya kadar birçok alanda makalelere yer verdik. Geleneksel ve yeni medya araçlarını en az bir makalede değerlendirdik. Mesela sinema ile ilgili Mesut Hoca’mızın İran Sineması üzerine bir makalesi var, onunla birlikte doktora öğrencimiz Türkay Türkan Ünlü’yle beraber kaleme aldığımız, yine sinema ama interaktif sinemayla ilgili makalemiz var. Televizyon ile ilgili Ümit Sarı’nın bir çalışması var, yine yeni medya ile ilgili önemli tezler üretilmiş Yelda Özkoçak ve Tamer Türegün’ün birlikte yazdığı makale var. Serdal Çil’in radyo yayıncılığı ve podcast ile ilgili makalesi var. Temelde bu çalışma hem konvansiyonel anlamda hem de yeni medya anlamında medyaya bakabilmek amacını taşıyor” diye konuştu.
“Hem geleneksel medyaya hem de yeni medyaya yer veren bir çalışma oldu”
Kitapta, konvansiyonel televizyon ve yeni medyanın televizyon ile ilişkisini de yansıtmaya çalıştıklarının altını çizen Akyol, “ Artık yeni medya ile yayıncılık değişiyor. Herkesin yayıncı olabildiği bir süreçteyiz. Herkes televizyon yayıncısı olabiliyor ama bildiğimiz anlamda uydu üzerinden ya da karasal anlamda değil yeni medya ortamında, Twitch ortamında, sosyal medyada ya da Youtube’da oluyor. Burada Ömer Kısaoğlu Hocamızla birlikte Twitch yayıncılığı konvansiyonel televizyon programları çerçevesinde değerlendirip, televizyon yayıncılığının önüne geçebilir mi diye konuştuk. Artık izleyici de yeni medyaya yöneldi. Biz de bu çalışmanın literatüre bir katkısı olsun istedik. Ayrıca karşılaştırmalı bir yöntem kullandık. Hem öğrenciler için hem de medya ve iletişim alanında çalışma yapan araştırmacılar için bir kaynak olsun istedik” şeklinde sözlerini tamamladı.