Haber: Kasım Sarsılmaz
Yönetmenliğini İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema (RTS) Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ceyhan Kandemir’in yaptığı Ruhun Lekesi filminin çekimleri devam ediyor.
Filmin Yönetmen Yardımcılığını İÜ İletişim Fakültesi RTS Bölümü Öğretim Üyeleri Doç. Dr. Mesut Aytekin ve Doç. Dr. Ümit Sarı, Görüntü Yönetmenliğini ise İÜ İletişim Fakültesi RTS Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Onur Akyol üstleniyor. Yapımcılığını Dr. Öğretim Üyesi Cansu Özdenak’ın üstlendiği Ruhun Lekesi filminde, İÜ İletişim Fakültesi öğretim üyeleri, mezunları ve öğrencileri görev alıyor.
Galip Niya, Melek Yel ve Murat Pınar Özdemir’in başrollerini oynadığı filmde Dr. Fikret Kutlu, Mehmet Şimşek, Şafak Altun ve çocuk oyuncu olarak Karla Kandemir rol alıyor.
Ruhun Lekesi, 70 yaşlarında “kaçıngan bağlanma” sorunları yaşayan Taylan adında bir müzisyenin yaşamını konu ediniyor. Güçlü bir işitme duyusuna sahip olan gitarist ve besteci Taylan’ın bir konserde tüm hayatı değişir. Modern dünyaya ayak uydurmaya çalışan Taylan, psikolojik sorunları ve her şeyi kaybetme korkusuyla yalnızlığa sığınır. Ancak aşkı bundan büyük darbe alır. Güvendiği kendi küçük dünyasında çıkış arayan Taylan, eski yeteneklerine kavuşabilecek midir? Aşkı, müziği, dansı, arkadaşlığı ve çokça yalnızlığı görebileceğimiz film, özellikle pandemi sonrası yalnızlaşan modern insanın çıkmazlarını gözler önüne sermeyi amaçlıyor.
Ruhun Lekesi, 2022 yılının sonlarına doğru izleyiciyle buluşmayı planlıyor. Filmin, Türkiye’deki festivaller ve ağırlıklı olarak yurt dışındaki bağımsız sinema festivallerine katılması öngörülüyor. Sette ziyaret ettiğimiz Ruhun Lekesi filminin ekibiyle projenin çıkış noktasını, çekimlerin nasıl devam ettiğini konuştuk.
“Filmde bireyin yalnızlaşmasını sorguluyoruz”
Ruhun Lekesi filmini, “bağımsız bir sanat filmi” olarak tanımlayan yönetmen Prof. Dr. Ceyhan Kandemir, filmin yapım ve çekim ekibinin İÜ İletişim Fakültesi öğretim üyeleri ve öğrencilerinden oluştuğunu belirtiyor. Filmde, “kaçıngan bağlanma” sorunu yaşayan, 70 yaşlarında bir ana karakterin, hayatında, sanat dışındaki çalışmalarında yalnızlaşmasının sorgulandığını belirten Prof. Kandemir, “Özellikle yaşadığımız bu dönem zaten tüm bireyleri yalnızlaştırdı. Bireyler kendi kabuğuna çekilmek zorunda kaldı. Taylan karakterinin içinde bulunduğu psikolojik durumdan dolayı ilişkisini doğru yaşayamıyor ve bunu anlamlandıramıyor. Filmde onun içsel yolculuğunu görüyoruz.” dedi.
Ruhun Lekesi filminin ikinci uzun metrajlı film çalışması olduğuna dikkat çeken Kandemir, “Kimseden maddi bir destek almadan yine bağımsız bir sanat filmi çekiyoruz. Maddi açıdan hiçbir beklenti ve kaygımızda yok. Amacımız özverili ekibimizle birlikte sinematografik, estetik bir içerik üretmek, sanatsal bir ürün ortaya koymak.” değerlendirmesinde bulundu.
Ruhun Lekesi filminde öğrencilerin, bir filmin fikir aşamasından yapım aşamasına, kurgu aşamasından izleyiciye sunulmasına kadarki süreci gözlemleme fırsatı yakaladıklarını vurgulayan Kandemir, “Çok güzel, keyifli bir set ortamımız var. Küresel krizlerin ve ruhsal sorunlarımızın çok yoğun olduğu bir dönemde burada aslında seti rehabilite ortamı gibi görüyorum. Farklı anlatım teknikleri deniyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Karaktere uygun bir atmosfer yaratmaya çalışıyoruz”
Ruhun Lekesi filminin görüntü yönetmenliğini üstlenen Doç. Dr. Onur Akyol, görüntüyle anlatmak istedikleri hikâyeye dair teknik anlamda uygun kamera açılarını, hareketlerini, lens seçimi yaptıklarını söylüyor. Film setinin keyifli ve güzel sürdüğüne değinen Akyol, “Genel olarak anlatımımızda yeni nesil teknikleri deniyoruz. Kameramızı daha hareketli kullanmaya çalışıyoruz.” şeklinde konuştu.
Akyol konuşmasını şu şekilde sonlandırdı; “Sinematografik anlamda ortam aydınlatmanın ötesinde karakterin yaşadığı yalnızlığı, sıkışıklığı vermek için farklı ışık renklerini de kullanmaya çalıştık. Gerçekçi bir aydınlatma atmosferi yaratmanın ötesinde karakterin duygusal yoğunluğunu aydınlatacak ışığı kullanmaya özen gösterdik.”
“İyi bir ekip kurduk”
Yapımcı Dr. Cansu Özdenak, sette teorik ve pratik bilginin birleştiğine vurgu yaparak sözlerine şunları ekledi: “İyi bir ekip kurduk. Çekimler tüm hızıyla devam ediyor. Sinema ve müzik çocukken beni büyüleyen sanat dalları. Müzik ve videoyu kapsayan diğer sanatsal çalışmalarımın özü bu tutku. Dolayısıyla bu filmin üretim sürecinin içinde olmak benim için çok anlamlı…”
“İyi bir koordinasyon oluşturduk”
Set sürecinin verimli bir şekilde sürdüğünü kaydeden senarist İÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü RTS Ana Bilim Dalı Doktora Öğrencisi Nafiseh Laleh, “Taylan karakteri günümüzde insanların iç dünyalarında ne kadar yalnız olduklarını, dijitalleşmiş bir dünyaya nasıl sığındıklarını anlatmaya çalışıyor. Hocalarımızın yönlendirmeleriyle beraber kısa bir süre içerisinde iyi bir koordinasyon oluşturduk ve hızlıca çekimlere başladık. Her şey mükemmel bir şekilde ilerliyor.” diye konuştu.
“Eşime bazen Taylan’ın replikleriyle cevap veriyorum”
Filmin başrol oyuncusu olan Galip Niya (Taylan), ilk defa set ortamında bulunduğunu ve bu sürecin kendisi için oldukça keyifli geçtiğini söyledi. Filmde oynadığı karakter hakkında Niya şu açıklamada bulundu; “Taylan, çocukluğu dar bir arkadaş çevresinde geçmiş, aile bağlarının kuvvetli olmadığı bir ortamda büyümüş bir karakter. Sevgisini karşısındaki insanlara belli edemeyen bu yüzden de sanata yönelen biri. Duygusal anlamda çekingen, bağlanmak istemeyen bir yapıya sahip.”
Filmde büründüğü karakteri oldukça içselleştirdiğini belirten Niya, gerçek yaşamda eşi ile olan ilişkisinde ona Taylan’ın replikleriyle cevap verdiğini söylüyor.
“Sette sıcak ve samimi bir ortam var”
Oynadığı karakterin güçlü bir kişiliğe sahip oluğunu vurgulayan Melek Yel, hayat verdiği Işıl karakterinin ne istediğini bilen, istediği şey içinde emeğinden vazgeçmeyen biri olduğunu belirtti. Profesyonel olarak dansçılıkla ilgilenen Yel, “Dansçı olduğum için bedeniyle konuşan birisiyim. Bu sefer sesimi de kullanmak durumunda kaldım. Benim için zor oldu. Ancak bu tür zorluklar bizi büyüten durumlar.” dedi. Konuşmasını film ekibinin sette sıcak ve samimi bir ortamın oluşturduğunu aktararak sonlandırdı.
“Filmde kendimi buldum”
Filmde Taylan’ın en yakın arkadaşı olarak izleyeceğimiz Vedat’ı ünlü müzik direktörlerinden Murat Pınar Özdemir canlandırıyor. Özdemir rolü hakkında şu açıklamalarda bulundu: “Filmde kendimi bulmuş olmak benim için bir şans aslında. Taylan karakterinin iç dünyasında yaşadıklarını anlamam açısından Vedat rolünü oynarken müzik hayatımın bana kattıklarından faydalandığımı söyleyebilirim…”
RUHUN LEKESİ KÜNYE
YÖNETMEN: CEYHAN KANDEMİR
GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ: ONUR AKYOL
YÖNETMEN YARDIMCISI: MESUT AYTEKİN, ÜMİT SARI
SENARYO: NAFİSEH LALEH
YAPIMCI: CANSU ÖZDENAK KANDEMİR
OYUNCULAR: GALİP NİYA, MELEK YEL, MURAT PINAR ÖZDEMİR, FİKRET KUTLU, MEHMET ŞİMŞEK, ŞAFAK ALTUN, KARLA KANDEMİR, MERT ALİ ÖZTÜRK, İLAYDA YAMAN, RUMEYSA KARAKÖSE, BERKAN BEYSEL
KURGU: GÖRKEM KATMER
KURGU OPERATÖRÜ: BARAN BEKİR TAŞDEMİR
MÜZİK: EMRE EMREM
KAMERA: AHMET SERDAR TAŞYÜREK, EMRE TEMUR
IŞIK: HÜR ALKAN
SANAT YÖNETMENİ: ELİF TEMEL
YAPIM KOORDİNATÖRÜ: ESMA SANCAR
YAPIM SORUMLUSU: HALİL TÜRKER
YAPIM ASİSTANI: KAAN ÇAKICI
KAMERA ASİSTANI: RABİA KABUL
SES: BERNA GÜLAÇTI, FARİD HUSEYNZADE, IRMAK KUTLU
SANAT ASİSTANLARI: RUMEYSA KARAKOSE, CEMRE ÇİÇEK
YÖNETMEN ASİSTANLARI: CEMRE GÜL BAŞOĞLU, ISABELA KOZELİ
IŞIK ASİSTANI: GÜLAY ŞENGÜL, YİĞİT DURU
FOTOĞRAF: BÜŞRA TAŞYÜREK