Haber-Fotoğraf: Mazlum BUCUKA
İnsanların kuşları taklit ederek başlayan uçma serüveni, teknolojinin gelişmesiyle bugün bambaşka bir boyut kazandı. Artık insanlar, daha büyük ama daha hafif araçlarla, daha uzaklara daha hızlı ve güvenli bir şekilde seyahat edebiliyorlar. Bununla beraber bu uçuşların güvenli ve konforlu olabilmesi için farklı sektörler ve bilim dalları da gelişiyor.
Havacılık psikolojisi de gittikçe önemi artan, dünyanın her yerinde araştırmalar yapılan, üniversitelerde endüstrileri kurulan ve uçuş personellerinin seçiminde, eğitiminde ve yerleşmesinde rol oynayan aynı zamanda tüm uçuş süreçlerinde personellerin ve yolcuların psikolojik durumlarını tespit eden ve iyileştirmeyi amaçlayan bir bilim dalı.
Birinci Dünya Savaşı, İkinci Dünya Savaşı ve Germanwings Kazası gibi insanlığın kırılma noktalarında önemi ve işlevi anlaşılmaya başlanan Havacılık Psikolojisi’nin Türkiye’de ilk enstitüsü olan İstanbul Üniversitesi Havacılık Psikolojisi Araştırmaları Enstitüsü de uluslararası platformlarda araştırmaları ve bilimsel çalışmalarıyla dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor.
İstanbul Üniversitesi ve Türk Hava Yolları işbirliği ile 2017 yılında kurulan Havacılık Psikolojisi Araştırmaları Enstitüsü, öncelikli olarak başta pilotlar olmak üzere, havacılık alanında çalışacak insan kaynağının bilimsel yöntemlerle seçimi, psikolojik ve fiziksel sağlıklarının korunması, havacılık alanına özgü fiziksel ve psikolojik stres faktörleriyle etkili biçimde başa çıkmalarının sağlanması konularında araştırmalar yaparak bilimsel bilgi üretmeyi hedefliyor. Aynı zamanda da havacılık psikolojisi alanında var olan bilgi birikiminden yararlanarak havacılık sektörünün ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik uygulamalar gerçekleştirmeyi hedefliyor.

Türkiye’nin ilk Havacılık Psikolojisi Enstitüsü, İstanbul Üniversitesi Havacılık Psikolojisi Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof.Dr. Pınar Ünsal ve Öğr.Gör. Seda Çeken ile havacılık psikolojisi alanını, işlevini, geleceğini ve enstitüyü konuştuk.
Havacılık Psikolojisi Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof.Dr. Pınar Ünsal ve Öğr.Gör. Seda Çeken
Havacılık Psikolojisi Araştırmaları Enstitüsü Nasıl Kuruldu?
Enstitünün kurulma sürecinin ilk olarak İstanbul Üniversitesi ile Türk Hava Yolları arasında gerçekleştirilen bazı görüşmeler ve protokoller sonucunda başladığını belirten Prof.Dr. Pınar Ünsal, “O zaman için Türk Hava Yolları, ikinci pilot aday adaylarının seçim sürecinin yerli bir kurum tarafından gerçekleştirilmesini istiyordu. İstanbul Üniversitesi personelinin aday adaylarını değerlendirmede rol oynayabileceği düşünüldü. Dolayısıyla biz havacılık alanındaki çalışmalara ilk olarak Türk Hava Yolları ile ortak çalışmalar yaparak başladık. 2017’den pandemiye kadar geçen süreçte de bu çalışmaları yapmaya devam ettik. İlk yılın sonunda yaptığımız çalışmaları halihazırda hizmet aldıkları kurumun çalışmalarıyla karşılaştırdılar. İyi olduğuna karar verdiler. Sonra İstanbul Üniversitesi, THY Uçuş Akademisine seçilecek pilot adaylarının seçim sürecini üstlendi” diye konuştu.
“Pandemiden sonra bilimsel araştırmalara ağırlık verdik”
Enstitünün ikinci pilot aday adaylarının seçimi gibi pratik çalışmalar üzerine kurulduğunu fakat pandemiden sonra akademik çalışmalara ağırlık verdiklerini ifade eden Ünsal, “ Türk Hava Yolları ile ortaklaşa yaptığımız işlerden sonra, biraz da pandeminin etkisiyle iç işleyişimize yoğunlaştık. Aday adaylarının mülakatlarını gerçekleştiriyorduk ama aynı zamanda enstitümüzde yüksek lisans programı kurmak için çalışmalarımızı başlatmıştık. 2018 yılında “Havacılık Psikolojisi” Anabilim dalı kuruldu. 2019 yılında ise “Havacılık Psikolojisi” alanında Yüksek Lisans programı kuruldu” şeklinde konuştu.
Havacılık Psikolojisi nedir? Hangi alanlarla ilgilenir? İşlevi nedir?
Havacılık psikolojisinin dünyada ilk olarak Birinci Dünya Savaşında pilot seçimleriyle gündeme geldiğini söyleyen Öğr.Gör. Seda Çeken, havacılık psikolojisinin serüvenini kısaca şöyle özetliyor:
“ Birinci Dünya Savaşı döneminde en iyi pilot adayını nasıl bulabiliriz niyetiyle yola çıkılıyor. Tabii burada daha çok askeri havacılıktan bahsediyoruz. O dönemde doğrudan bu işi yapanlara havacılık psikoloğu denilmiyor. Tıptan, fizyolojiden, psikolojiden ve bununla bağlantılı alanlardan gelen insanlar bu seçimleri yapıyor. İkinci Dünya Savaşı’na kadar da bu şekilde devam ediyor. Sadece pilot adaylarının seçilmesi, yerleştirilmesi ve değerlendirilmesi üzerine bir takım çalışmalar yapılıyor. Bunun akabinde İkinci Dünya Savaşı döneminde havacılık psikolojisi anlamında yüksekliğe, ısıya, sıcaklığa, gürültüye, G noktası dediğimiz çekim kuvvetlerinin etkilerine de bakılıyor.”
Havacılık psikolojisinin pratik anlamda gelişmesinin yanında akademik anlamda gelişmesinden de bahseden Çeken, “ Ohio Devlet Üniversitesi’nde 1945 yılında ilk havacılık enstitüsü kuruluyor. Ohio Devlet Havacılık Psikolojisi Laboratuvarı, 1949 yılında Paul Fitts’in yönetiminde açılıyor. Havacılık psikolojisinde kayda değer özel bir başka akademik program da 1960’ların sonlarında Heidelberg Koleji’nde başlıyor. Bunun devamında da Batı Avrupa Havacılık Psikolojisi Birliği bu gelişmeyi takip ediyor.” diyerek alana ilişkin akademik çalışmaların başladığını belirtiyor.
‘Havacılık Psikolojisi’ ve ‘Havacılık Psikiyatrisi’ nin, Havacılık Tıbbı’nın alt anabilim dalları olduğunun altını çizen Çeken, Havacılık Psikolojisi’nin Havacılık Psikiyatrisi’nden ayrılan özelliklerini de şöyle açıkladı: “Havacılık psikiyatrisinde daha çok ruhsal anlamda bir takım takipler ve değerlendirmeler yapılıyor, gerek havacılık personellerinin gerek ise yolcuların ruhsal anlamda tanılarının konulduğu ve tedavilerinin yapıldığı bir yol izlenirken; Havacılık Psikolojisi’nde psikolojik anlamda değerlendirmelerden bahsediyoruz. Uçuş korkusu, uçuş stresi, liderlik, ekip kaynakları, yolcuların stres kaynakları Havacılık Psikolojisi’nin alanına giriyor”
Germanwings Kazası ve Havacılık Psikolojisi
Havacılık Psikoloji araştırmalarının yoğunlaşmasının ve bu alanın öneminin artmasının en büyük etkenlerinden birinin 2015 yılında yaşanan Germanwings kazası olduğunu belirten Çeken, “Bu kazanın diğer uçak kazalarından çok önemli bir farkı vardı. Bir pilot, depresyon sebebiyle intihar etti yani kasti olarak uçağı Alp Dağları’na çarptı. Bu kazadan sonra Havacılık Psikolojisi’nin önemi daha da arttı. Dünyanın dört bir yanında araştırmalar yapıldı, enstitüler kurulmaya başlandı”
Germanwings uçak kazasında psikolojik problemler yaşayan yardımcı pilotun intihar girişimiyle uçakta bulunan 144 yolcu, 6 mürettebat hayatını kaybetmişti.
Bir havacılık psikoloğu ne yapar? Mezun olduktan sonra ne iş yapar?
Bir havacılık psikoloğunun görevinin doğru adayı bulmak, seçmek ve yerleştirmek olduğunu belirten Çeken, havacılık psikoloğunun görevlerini şöyle sıraladı:
-Gerek uçuş personeli anlamında gerek yolcular anlamında bir takım stres faktörlerini saptamak ve bunları çözmeye odaklı bir takım faaliyetlerde bulunmak.
-Takım odaklı çalışmaların ve iletişimin güçlendirilmesine yönelik bir takım çalışmaların desteklenmesini yürütmek.
-Her gün değişen bir takım teknolojik gereklilikler konusunda havacılık personellerinin ve havacılık şirketlerinin bu gerekliliklere uyum sağlamasına yardımcı olmak.
Yine Havacılık Psikolojisi Araştırmaları Enstitüsü’nden mezun olan öğrencilerin akademik anlamda ilerleyip bilimsel çalışmalara katkılar sunabileceğinin altını çizen Çeken, en temel amaçlarından birinin de Havacılık Psikolojisi alanında bilimsel eserler üretmek olduğunu söyledi.
Enstitünün yaptığı ve yapmayı planladığı çalışmalar nelerdir?
Kurulduğu günden beri akademik çalışmalar yapmaya devam eden Havacılık Psikoloji Enstitüsü’nün uluslararası sempozyumlarda yer aldığını ve bildiriler yayınladığını belirten Prof.Dr. Pınar Ünsal ve Öğr.Gör. Seda Çeken, akademik çalışmalarına devam ettiklerini ve Eylül ayında Cebelitarık’ta gerçekleşecek olan Uluslararası Havacılık Sempozyumu’na da 3 bildiri ile katılacaklarını söyledi. Bununla beraber yakın tarihte bir çalıştay yapmayı planladıklarını ve bu çalıştayda gerek akademiden gerek sektörden alanın öncüleri olarak nitelendirilebilecek kişileri çağırıp öğrencilerle buluşturmayı hedeflediklerini belirttiler.
Havacılık alanında deneyimli pilotların ve uçuş görevlilerin farklı alanlarda kaleme aldığı çalışmaların da yer aldığı 25 bölümlük editöryal kitaplarının da yakın zamanda yayınlanacaklarını belirten Prof. Dr. Pınar Ünsal, “ Çok geniş çaplı bir kitap projemiz de yayınlanmaya hazır. Hem akademisyenlerin hem de havacılık alanında deneyimli insanların çalışmalarının olduğu bu kitap, dünyada havacılık psikolojisi alanında önemli bir çalışma olmaya aday” diye konuştu.
Havacılık Psikoloji Araştırmaları Enstitüsü’nün çalışmalarını web sitesinden ve sosyal medya hesaplarından takip edebilirsiniz.