Haber: Zeynep Kaplan
Editör: Yağmur Sertkaya
Her gün önünden geçip gittiğimiz, bazen durup baktığımız Grafiti eserleri birilerinin izlerini taşıyor. Birçok farklı sanatçı, çeşitli tasarımlarla eserlerini kamuya açık alanlara aktarıyor.
2005ʼten beri Grafiti Sanatı ile ilgilenen Nome mahlaslı Can da bu sanatçılardan biri. Can, küçüklükten başladığı Grafiti yolculuğuna tuttuğu takım için pankartlar hazırlayarak devam ettiğini, ardından tek başına ya da arkadaşlarıyla sokaklara izlerini bırakmaya başladığını aktardı.
Kendini şu sözlerle tanımlayan Nome, “Gerçek adım Can. İzmir doğumlu, 38 yaşında, ailesiyle yaşayan, müzik dinlemeyi seven, sokakta daha aktif, sokakta vakit geçirmeyi ve resmi sevdiği için Grafitiye yönelmiş biri. Zamanında maçlar için pankartlar falan yapardık, boya işlerini daha doğrusu çizim işlerini seviyordum. O bana vesile oldu sonra sokaklara ismimi bırakmak istedim. Birazcık o içindekileri bir şeye aktarma içgüdüsüyle de sokaklara aktırıyoruz. O anki psikolojime göre renklerimi sıkıyorum veya renkli bir şey olsun istiyorsam renkli çalışıyorum. Değişiyor işte aslında biraz da elindeki imkana göre.ʼʼ dedi.
Nome, Grafitinin şimdilerde ne ifade ettiğini ise şu sözlerle aktardı: “İlk başta neyi ifade ediyorsa benim için hala onu ifade ediyor. Bu beni yansıtan bir şey, sokaklara iz bırakmak güzel bir duygu. Sokakta kendimi daha rahat ifade edebildiğimi düşünüyorum o yüzden Grafitiyi seviyorum.”
“Grafiti şu an tek meslek olarak yapılabiliyorʼʼ
Grafiti sanatçılığının tek işi olmadığını anlatan Nome, ʼʼDaha önce garsonluk yaptım sonrasında sağlık sektöründe çalıştım ve bir sağlık sorunum sebebiyle işi bıraktım. Geçimimi bu şekilde sağlıyordum, eski zamanlar adına konuşmak gerekirse tek işim olsa geçinemezdim. Günümüzde Grafiti kültürü daha yaygın ve popülerlerleştiği için şu anki şartlarda sadece bu işi yaparak geçinenler var.’ʼ şeklinde konuştu.
Grafiti Sanatının İyi ve Kötü Yanları
“Grafiti sanatı diğer sanatlara benzemiyor, sizin eserleriniz sokakta yapılıyor ve orada kalıyor” diyen Nome, mesleğin iyi ve kötü yönlerini şu şekilde aktardı: ‘ʼKötü yanı Kadıköyʼün her yanı boyalı ama ona rağmen boyanmasını istemeyen kişilerin tepkisini görebiliyoruz bazen. Her yanı boyalı bir duvara biz de bir şeyler bırakmak istediğimizde bir vatandaş kamerayı açıp boyadığımız anı çekmek için başlamamızı beklemişti. Pek iyi yanı aklıma gelmiyor ama çok yakın zamanda temiz bir kepengi boyadığımız sırada polisler yaptığımız şeyi beğenmiş ve bize bir şey dememişti. Böyle güzel olaylar da yaşanabiliyor. Bu durum beni mutlu ediyor.ʼʼ dedi.
Grafitiyi vandallık olarak değerlendirenler hakkında da konuşan Nome, vandallığın taşkınlık yapmak olduğunu, Türkiyeʼde vandallık teriminin çok farklı algılandığını söyledi.
Grafiti Yapım Süreci
Nome, bir eseri ortaya çıkarırken geçilen süreçleri ise şu şekilde anlattı: “Sürekli elimizin altında bir kağıt kalem oluyor, oraya sık sık çizerek harflerimizi üretiyoruz. Öncesinde kağıt üzerinde, eskiz defterlerinde ya da tablette bir taslak çıkarıyoruz. Daha sonra onu belirlediğimiz alana yapıyoruz.”
“Ressamlar kendilerini Grafitici olarak tanımlıyorʼʼ
Grafitinin temelde yazılardan oluştuğu, resimlerin ve figürlerin yeni kullanılması konusuna da değinen Nome, “7-8 sene önce sadece harfler vardı. Zamanla gelişerek insanlar bunun yanına karakterleri de ekledi. Ama kimisine soruyorum, büyük insanlara danışıyorum ve bir fikir ayrılığı söz konusu. Ben iki tarafa da katılıyorum yazı da olabilir figür de olabilir bence. Tabii herkes hemfikirdir ki Grafiti önce yazıyla başlamış bir sanattır ki Grafitinin ortaya çıkış hikayesine baktığımızda da öyle. Ama sırf karakter çizip, resim çizip, altına mahlasını yazdı diye ‘Ben Grafiticiyim’ diyenlere sinir oluyorum. Sen resimle ilgileniyorsun, bildiğimiz ressamsın. Harflerin anatomisiyle oynayıp onu çizmiyorsun ki. Muazzam şeyler yapıyorlar aslında yaptıklarını da beğeniyorum ama ‘Grafitici’ olarak tanımlamasınlar kendilerini. ‘Street artist’ olarak tanımlayan da var. Bilmiyorum, ‘street art’ da Grafitiʼnin içindeki dallardan biridir belki.ʼʼ dedi.
Nome, son olarak en sevdiği 3 çalışmasını paylaştı: ʼʼİlki yurtdışından gelen bir arkadaşımla Denizliʼye gidip bir festivalde yaptığımız çalışma. İkincisi ʻTomaʼ mahlasını kullanan bir arkadaşıma doğum günü hediyesi olarak hazırladığımız çalışma. Hep birlikte Grafiti yapacağız diye gitmiştik. Sonra onun adını yazmıştık çok şaşırmıştı mutlu olmuştu. Üçüncü olarak ise Bursaʼda davetli olarak katıldığım Grafiti şenliğinde yaptığım eseri gösterebilirim.ʼʼ
“Selam Kadıköyʼʼ
Kadıköyʼün her yerinde büyük eserlerle birlikte küçük, sanatçıların imzası, mahlasıʼ anlamında gelen “tagʼʼleri görebiliyoruz.
Ve yine Kadıköyʼün artık doğal ortamı olan yapısına uyum sağlayan mekanlar kepenklerini kendileri boyatıp, marka adlarını Kadıköyʼün havasına uygun bir şekilde yansıtmalarıyla dikkat çekiyorlar. Bazı örnekler bu şekildeyken Grafiti sanatıyla yapılmamış olsa da çıkartma yapıştırarak kepenklerini Kadıköy ruhuna uygun şekilde kaplayan markalar da mevcut.