Haber: Emre Ünverdi
Editör: Zehra Nur Altun
Kimi zaman bir kaldırım kenarında kimi zaman da toplu taşıma araçlarında; kimisinin elinde gitar kimisinin elinde ise saz… Sokak müzisyenleri günlük hayatın önemli bir parçası.
Sokak müzisyenliğinin kökeni antik çağa kadar dayanmaktadır. Bu dönemde “Troubadour “ olarak adlandırılan, diyar diyar gezip müziğini icra eden ve sözlü kültürün yayılmasında büyük pay sahibi olan sanatçılar çoğu kaynağa göre sokak müzisyenliğini başlatan kişiler olarak kabul edilmektedir.
Türk kültüründe de sokak müzisyenliği oldukça eskiye dayanmaktadır. Şamanizm inancının yaygın olduğu Türk toplumlarında gezgin müzisyenler müziği şifa aracı olarak kullanırken, günümüze az da olsa ulaşabilmiş ramazan davulcuları ve aşık atışmaları da kültürümüzdeki sokak müzisyenliğinin temelini atan unsurlar arasında yer almaktadır. Ayrıca Osmanlı dönemindeki kozmopolit yapının Türk sokak müzisyenliğinin çeşitliliğini arttırmış olması, bu konuda günümüzü de etkilemektedir.
Ülkemizde sokak müzisyenliği özellikle İstiklal Caddesi ve Kadıköy ekseninde öne çıksa da büyükşehirlerin neredeyse tamamında sokak müzisyenlerine rastlamak mümkün.
Alper Selan da sokak müziğine gönül veren ve müziğini sokakta uzun zamandır icra eden sanatçılardan biri. Kendini “Ben Alper 38 yaşındayım mesleğim tiyatro oyunculuğu ve müzisyenlik yaklaşık 24 senedir bu işi yapıyorum. Yaklaşık 3 yıldır da sokak müzisyeniyim” diye tanıtan Selan, sokak müzisyenliği serüvenindeki temel motivasyonu da “Son zamanlar tamamen müzisyenliğe odaklandığımı söyleyebilirim, oyunculuk biraz geri planda kaldı. Sokak müzisyenliği serüvenim biraz buna bağlı olarak kolektif çalışma disiplinine sahip olmadığımı fark ettiğimden beri başladı. Kendi işimi artık tek başıma yapacağım deyip saldım kendimi sokağa.” sözleriyle vurguladı.
“Tam Bir Terapi”
Sokağın özgürlüğünü ve kendi kişisel yapısını “Sokak çok özgür bir yer zaten ben bir yere bağımlı olarak çalışamayanlardanım. Müziği bile müzik mekanlarında yapmaktan zaman zaman sıkılan biriyim.” şeklinde açıklayan Selan, sokak müziğinin kendisine iyi geldiğini de “Sokak müziği benim için tam bir terapi. Her profilden insanla muhatap olup malzeme biriktiriyorum. Belki bu malzemelerden bir gün tiyatro oyunu ya da şarkılar yaparım. Sokak bana sosyallik açısından da iyi geliyor.” sözleriyle vurguladı.
“Her Zaman Kazandırmıyor”
Sokak müzisyenliğindeki gelirin stabil olmadığını “Sokaktan gelen kazanç her gün değişken oluyor. Zaman zaman ceplerim boş, zaman zaman dolu dönerim eve.” sözleriyle belirten Selan, aynı zamanda “Sokak müziği yaparak geçinmek bir zamana kadar mümkün olabilirdi ama şu anki şartlarımızda çok iyi bir mesleğe sahip olsan da yaşadığımız ülkede geçinmek pek mümkün değil. Benim birkaç ek gelirim olmasaydı muhtemelen geçinemezdim ama sokak müziği yapmasaydım o ek gelirle de geçinemezdim.” dedi.
“Sokak Müzisyenliği Aslında Bir Askerlik”
“Sokak müzisyeni olmak için yalnızca müzisyen olmak gerekmiyor, bu bir yaşam tarzı. Zaman zaman zabıtalardan kaçıp konumlandırılmış bölgelere pusarak zaman zaman ise izin alarak müzik yaptığım yerler oluyor. Olumsuz hava şartları ve diğer müzisyenlerden önce de o yerleri kapma durumunu da unutmamak lazım. Bu iş bir nevi biraz da askerlik gibi. Sokak müzisyenliğim 3. yılına yaklaşacak yani 3 yıldır askerlik yapıyorum aslında. Ayrıca para kazanmak zorundasın ama bunu duyguyla yaparak. Kısacası çok yorucu bir iş, kolay değil.“ şeklinde konuşan Selan, nasıl izin alınacağını da “Genel olarak resmi izin işleri ise Büyükşehir Belediyesi’nden alınabiliyor. Sınavları var, müzisyen olduğunu kanıtlıyorsun belgeni veriyorlar” sözleriyle anlattı.
Sokak Müziğinin Birleştirici Yönü
Sokak müziğinin birleştirici yönüne dikkat çekmek isteyen Selan, bu konudaki birkaç anısını “Her çeşit profilden insan gelip geçiyor gözümün önünden. Çaldığım şarkılardan sarhoş olup ağlayanlardan tut da o gün karşımda evlilik teklif edenlere kadar her şey yaşandı. Beni dinlerken banka oturup tanışan çift 1 sene sonra evlenip gelin ve damatlıkla bana sürpriz yaparak tanıştıkları yere gelip tekrar müzik dinlediler. Bazen de birbirlerine hiç selam vermeyecek profilde olan insanlar müziği duyunca yan yana gelip dans bile edebiliyorlar. Bunlar çok mutlu edici şeyler. Bana göre müzik hem birleştirir hem çiftleştirir.” sözleriyle aktardı.
Selan, son olarak tercih ettiği müzik tarzını “Ben kendimi bildim bileli rock müzik yapıyorum. Ancak müzik sektörel olarak da duygusal olarak da birçok şekilde evrilip çevrildi günümüzde. Ben de kendi tarzımın şeklini elbette güncelledim. Synthesizer ve gitar ağırlıklı pop- rock müzik yapmaya çalışıyorum. Tabii bunu kendi evimde stüdyo işlerimde kendi bestelerim için kullanıyorum. Yakın zamanda yayınlayacağım şarkılarım var umarım dinleyicisini bulur.” sözleriyle açıkladı.