Haber: Pınar Altuğ
Editör: Kaan Ağırsoy
Meydanları dolduran, kolay ulaşılabilir ve lezzetli ürünleri ile sokak emekçileri megakent İstanbul’un sokaklarını renklendiriyor. Her gün yolumuzun geçtiği yerlerde gördüğümüz sokak emekçileri, sabah akşam demeden tezgah başında satışlarını yapıyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından ihtiyaç sahibi olan, gerekli şartları karşılayan ve sokakta simit, mısır ve kestane satışı yapmak isteyen kişilere senelik olarak kiralanan yerlerde sokak satıcıları kazanç sağlıyor. Kiralanan bu yerler için senede bir defaya mahsus olarak verilen kira sonrası işletme kişiye ait oluyor. Türkiye’nin sokak lezzetlerini tanıtan sokak emekçilerimizin mesleği ile ilgili bilgileri ve her meslekte olan zorluklar gibi sokakta satış yapmanın da zorluklarının neler olduğu hakkında onlardan bilgi edindik.
“İnsanımızın Simit Alacak Maddi Gücü Yok”
5 yılı aşkın süredir Taksim’de sokak simitçiliği yaptığını söyleyen Kemal Bey, ekonomik gücü olmayan insanların bir hayli fazla olduğunu vurgulayarak: “Tokatlıyım ve yaklaşık 5-6 senedir İstanbul’da simit satıyorum. Sabah 6’da fırından simitleri alarak çalışmaya başlıyorum ve ürünler bitine kadar çalışmaya devam ediyorum. Yüreğim parçalanarak söylüyorum, bizim yerli insanımızın artık simit bile alacak maddi gücü yok. Bir simit 10 TL ve çoğu insanımızın bunu alacak gücünün olmadığına her gün tanık oluyorum. Yardımsever kişiler yanıma gelip durumu olmayan kişilere destek olmak adına askıda simit bırakıyorlar. Askıda simit ile durumu olmayan kişiler de mahcup olmadan simidini almış oluyor ve bizimde içimiz rahatlıyor.” diye ifade etti.
“Satışları Turistler Belirliyor”
10 yıldır Beyazıt Meydanı’nda sokak emekçisi olarak simit satışı yapan Abdullah Bey, turistlerin yoğun olduğu meydanda simit satışı yaptığını ifade ederek: “Sabah 6 gibi fırının açılışı ile simitleri alıyorum ve 7’de buraya gelip satışa başlıyorum. Akşam simitlerin bitişine kadar çalışıyorum. Turistlerin yoğun olduğu bir meydandayım ve bu nedenle turist yoğunluğu satışlarımızı epey etkiliyor. Turist yoğunluğuna göre kazancımız artıp azalabiliyor. Bu sene ise turistlerin az olması ile satışlarımız azaldı fakat yine de çok şükür kimseye muhtaç olmadık.” şeklinde konuştu.
“İşin Cilvesi Yaz Kış Demeden Hava Şartlarına Dayanmak”
Kış mevsimi ile birlikte gelen soğuk hava, sokakta satış yapan emekçilerimizi zorlasa da onların iş başı yapmasına engel olmuyor. Olumsuz hava koşulları ne kadar zorlayıcı olursa olsun eve ekmek götürmek için çalışmaya devam ediyorlar. Yazın aşırı sıcaklarda; kışın ise şiddetli soğuk ve yağışlarda simit, kestane ve mısır satmak hiç de kolay değilken emekçilerimiz bu duruma alışkın.
Sokak emekçilerinin yaşadığı sıkıntıları dile getiren İsa Bey, “19 yıldır aynı yerde kestane ve mısır satıyorum. Sokak emekçisi olarak kışın soğukta yazın ise sıcakta satış yapmak zor ama bizim işin cilvesi de budur. Hava nasıl olursa olsun işimin başında durmak zorundayım yoksa akşam eve ekmek götüremem. Tek ben değil, benim gibi sokak satıcısı olan diğer emekçilerde böyledir. Kışın soğukta, yağmurda ve karda; yazın ise sıcakta bunalsak bile yapabileceğimiz başka bir şey yok, çalışmak zorundayız. Her ne kadar çadırımız olsa da havanın soğukluğu ve soğuk havanın etkisiyle satışlarımızın düşmesi kışın bizi en çok etkileyen durum.” diyerek konuşmasını bitirdi.