Muhabir: Kaan Ağırsoy
İstanbul – (İÜ Haber Merkezi)
Bir dönem televizyonda gerçekleştirdiği yemek programı ile pek çok tarife imza atan, “Natali: Tarifler ve Anılar” isimli yemek kitabının yazarı ve patisserie alanının önemli ismiNatali Yarcan; kariyerinin başından mutfaktaki anılarına açıklamalarda bulundu.
Amerika’daki üniversite yıllarının ardından patisserie alanına geçiş hikayesini anlatan Yarcan, kariyerinde çocukluğundakiaile yaşamının etkilerine de değinerek mesleki yolculuğunu anlattı.
“Kitap Tarabya’daki Hikayelerim ve En Sevdiğim Tariflerle Dolu”
Akademik ve mesleki geçmişinden bahseden Yarcan, İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olduktan sonra yüksek lisans eğitimine Virginia MarymountUniversity’de Pazarlama bölümünde devam ettiğini belirtirken yüksek lisansın ardından 7 sene kimya sektöründe çalıştığını söyledi. Kızının doğumuyla birlikte kimya sektöründen ayrılıp çocukluktan beri hobisi olduğu pastacılık alanına geçmeye karar verdiğinin altını çizen Natali Yarcan; “Kızımın doğumuyla kimya sektöründen ayrılıp kalbimi her zaman heyecanla attıran pastacılığa yöneldim. Bununla birlikte mesleğe esas girişim annemi kaybettikten sonra yazdığım ve Gourmand Cookbook Awards’da “Best First Cookbook” dalında dünya üçüncüsü olan kitabım “Natali Tarifler, Anılar” ile oldu. Bu kitapta annemin tarifleri ve çocukluğumun geçtiği Tarabya’daki hikayelerimin yanı sıra en sevdiğim tariflerle birçok kalbe dokundum. Rum, Ermeni mutfağından yemeklerin yanı sıra en sevdiğim 80 tarifi derlediğim bir yemek ve anı kitabıydı.” şeklinde konuştu.

Mutfağa olan ilgisinin küçük yaşlarda başladığını söyleyen Yarcan; “Mutfağın her daim aktif olarak yaşandığı bir eve büyüdüm. Küçükken oynanan oyunlarda bile küçük yemek takımlarımın olduğunu hatırlıyorum mesela, ağaçlardan yaprakları toplayıp kumu ıslatıp dolma yapmışlığım vardır. Daha sonralar büyüdükçe sanırım biraz uykuya daldı bu merak. Ta ki 15-16 yaşlarıma kadar. Evde pasta yapmalarım başladı. Daha sonra üniversite yıllarımda küçük amatörce denemelere başladım. İş hayatına atıldıktan sonra aklımın bir köşesinde ‘Acaba yemek pişirmeyi keyif için mi seviyorum yoksa iş olarak da yapabilir miyim?’ sorusu belirdi. Ta ki işten 15 gün izin alıp profesyonel bir pastane mutfağında çalışana kadar. O an karar verdim, mutfakta pişirmeliydim.” ifadelerinde bulundu.
“Çocukluğumun En Güzel Anıları Aile Sofralarında”
Aynı zamanda çok kültürlü bir aileden geldiğinin altını çizen Natali Yarcan, bu çok kültürlülüğün aile mutfağında da etkisini gösterdiğini söyledi. Kendi aile kültürlerinde mutfağının yerinin bir hayli önemli olduğunu vurgulayan Yarcan, çocukluğunda hatırladığı en güzel anılarda büyük oranda aile sofralarının yer aldığını belirtti. Ayrıca Yarcan: “Bir araya geldiğimizde Noel yemekleri, Paskalya sofraları, yaz akşamları balık meze sofralarımız… Ve bu sofralardan aklımda ve damağımda kalan o nefis tatlar daima çocukluğumun güzel anılarında saklı.” diyerek sözlerine ilavede bulundu.

“Kitabım Büyük Bir Gurur Kaynağı”
2011 yılında çıkardığı kitapla oldukça sevdiği mutfak alanına bir de yazılı bir eser kazandıran Natali Yarcan, bu kitabın ve kazandığı “ Türkiye’deki En İyi Yemek Kitabı” ödülünün büyük bir gurur kaynağı olduğunu vurguladı. Yarcan bu süreç hakkında: “Kitabım Türkiye’den gelen “En İyi ilk ÇıkmışYemek Kitabi” (Best First Cookbook) seçildi. Ayrıca dünya çapındaki yarışmada finale kalıp Dünya 3.sü oldu. Benim için bu ödül ilk yemek kitabim olarak büyük gurur kaynağı. Kitabı yarışmaya tabiri caizse son dakikada göndermiştik, hatta daha matbaadan basılmamış ozalit kopyasını gönderdik. Ödül kazandığında çok şaşırmış ve sevinmiştim. Annemi kaybettikten sonra ona ithafen çıkarttığım bir kitap olmasından dolayı bu kitabımın benim için manevi anlamı çok büyüktür.” açıklamalarında bulundu.

“Patisserie’nin benim için yeri apayrı, Kimyası, malzemelerin dengesi ahengi her gün beni cezbediyor.” diyen Natali YarcanPatisserie dışında da sağlıklı tarifler yaratma ve geliştirmenin de bir başka ilgi alanı olduğunu belirtti. Yaşam tarzı ve yaptığı sporla birlikte yaklaşık 10 senedir sağlıklı beslenmeye dikkat ettiğini vurgulayan Yarcan; bir tatlıyı rafine şeker, un veya zararlı yağlar kullanmadan hazırlamaya çalıştığını ve sağlıklı atıştırmalıklar tükettiğini açıkladı.
“Rum ve Ermeni Mutfağının Mezeleri Vazgeçilmez”
Son olarak eski bir İstanbullu olarak İstanbul mutfağındaki favori lezzetlerinden bahseden Natali Yarcan, İstanbul deniz mutfağına ait her türlü mezeyi beğendiğini söyledi. Bunun yanı sıra Yarcan: “Rum ve Ermeni mutfağının birebir etkisi olan mezeleri benim için vazgeçilmez olarak adlandırabilirim. Beyaz pilaki, tarator, lakerda, patlıcan salatası ve son zamanlarda pek yiyemesek de midye dolma gibi örneklerle sıralayabilirim.” ifadelerinde bulunarak sözlerine son verdi.