Muhabir: Melis Eda Ercan
Fotoğraf: Berk Balcı
Editör: Gülçin Taşdelen
İstanbul – (İÜ Haber Merkezi)
İstanbul Üniversitesi Vakıfları tarafından düzenlenen İlham Veren Söyleşiler serisinin ikinci programı İÜ Rektörlük Binası Mavi Salon’da, 5 Mayıs Pazartesi günü gerçekleştirildi. Prof. Dr. Cengiz Çakmak’ın konuk olduğu söyleşinin moderatörlüğünü gazeteci-yazar ve Kayseri Milletvekili Ayşe Böhürler yaptı. Söyleşide, Prof. Dr. Cengiz Çakmak ile felsefenin Türkiye’deki yolculuğu, hocası Teoman Duralı ile anıları ve kendi hayat tecrübeleri üzerine konuşuldu.
Programın başlangıcında İstanbul Üniversitesi Osmanlı Dönemi Müziği Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin (İÜ OMAR) faaliyetleri ve sergileyecekleri eserler hakkında bilgi verildi. Ardından şefliğini Gönül Paçacı Tunçay’ın yaptığı İÜ OMAR İcra Heyeti tarafından bir müzik dinletisi gerçekleştirildi.
Program Prof. Dr. Cengiz Çakmak ile yapılan söyleşiyle devam etti. Çakmak, konuşmasına İstanbul Üniversitesi’nde eğitiminin ilk yıllarından ve yaptığı felsefi okumalardan bahsederek başladı. Hocalarından aldığı akademik desteğin, kendisini büyük ölçüde etkilediğini ve felsefeyi derinden anlamasına yardım ettiğinin de altını çizdi. Kant, David Hume gibi filozofların eleştirisini yaparak, Batı felsefesini ele alıp değerlendirdiğini ve sorguladığını belirtti.

Bir Ülkeyi Sokağından Tanırsınız
Söyleşinin devamında Ayşe Böhürler, Cengiz Çakmak’ın Afrika seyahatlerine de değinerek “Sokaktaki insanla temas, felsefeci açısından bir üniversite kadar önemli diyebilir miyiz?” sorusuna Çakmak; “Kesinlikle diyebiliriz. Felsefe, Eski Yunan şehir devletleri olan poliste, Agora’da doğmuştur. Agora bugünkü anlamıyla çarşı, pazar ya da sokak diyebiliriz. Politik tartışmaların yapıldığı bir yerdir. Yunan dünyasında ve felsefede tartışma sizi daha üst bir yere getirebilir. Tartışmak, ele aldığımız konuyu daha farklı açılardan ele almak ve daha önce görmediğimiz yönlerin farkına varabilmektir.” sözleriyle yanıtladı.
Kendi seyahat sürecinde de çoğunlukla sokakta bulunduğunu ve bunun ülkeyi ve insanları daha iyi tanımayı sağladığını belirtti. “Sokak demek tartışma demektir. Tartışma da bizde çok güzel bir kelimedir. Münakaşadır. Nakış gibi işlemektir. Yani bir fikri birlikte işlemektir.” sözleriyle sokakların, tartışma kültüründeki yerine değindi.
Çakmak, üniversitelerin temelini oluşturduğunu ifade ettiği iyi düşünme, okuduğunu anlama ve retorik gibi beceriler hakkında bilgi vererek Türk aydınlarının sorunlarını, Türkiye’de felsefenin gelişememe sebeplerini de değerlendirdi.
Teknolojinin doğru kullanımının önemine dikkat çekildi
Söyleşide yapay zekâ ve yeni teknolojilerin insan üzerindeki etkilerine de değinen Çakmak, yapay zekayı ve teknolojiyi kullanma becerisinin önemini açıkladı.
Teknolojinin, sanatla ilişkisini ise “Teknolojinin altını kültürle, edebiyatla, sanatla beslemek gerekir.” sözleriyle değerlendirdi.
Söyleşinin sonunda Çakmak, hocası Teoman Duralı ile anılarından bahsederek, hocasının öğrenme azminin, seyahatlerinin ve merak duygusunun kendisini etkilediğine de değindi.
Milletvekili Ayşe Böhürler; söyleşiyi düzenleyen İstanbul Üniversitesi Vakıflarına, İÜ OMAR İcra Heyetine ve Prof. Dr. Cengiz Çakmak’a teşekkürlerini ileterek kapanışı gerçekleştirdi.










