Haber: Özgür Recep Kocaoğlu
Fotoğraf: Berk Balcı, Ece Özdemir, Ömer İğrek
Video: Melek Öztürk, Sena Sandıkçı, Emir Uygur, Serra Duran, Serranur Şener
İstanbul, (İÜ Haber Merkezi) – İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni kazanan öğrenciler için oryantasyon programı düzenlendi. Dönemin açılış dersini Gazeteci Fulya Öztürk verdi.
Türkiye’nin ilk iletişim fakültesi olan ve 1950 yılından beri hem akademiye hem sektöre katkı sağlayan İstanbul Üniversitesi (İÜ) İletişim Fakültesi, düzenlenen oryantasyon programıyla 75. yılında yeni akademik döneme başladı.
Programa Gazeteci Fulya Öztürk, Vekil Dekan Prof. Dr. Levent Şahin, Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Hatun Boztepe Taşkıran, Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Onur Akyol, bölüm başkanları, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı. Programın sunuculuğunu Öğr. Gör. Dr. Esma Sancar üstlendi.

İlk dersi Fulya Öztürk verdi
İÜ genelinde oryantasyon programlarının tamamı “İlk Dersimiz Gazze” başlığıyla gerçekleştirildi. Bu kapsamda İÜ İletişim Fakültesi’nde ilk dersi “O Topraklara İletişimci Gözüyle Bakmak” başlığıyla Gazeteci Fulya Öztürk verdi.
Gazze sınırına 7 Ekim 2023’ten 2 gün sonra çok zor koşullarda gittiğini, 10 gün sonunda baskı ve taciz nedeniyle ayrılmak zorunda kaldığını belirten Öztürk, Gazze sınırında yaşadığı anıyı şu sözlerle anlattı:
“7 Ekim 2023 sonrası ilk cuma namazının Mescid-i Aksa’da kılınacağının duyurulmasının ardından gazeteciler tarafından ciddi bir kalabalık oldu. Bütün dünya medyası oradaydı. Yaklaşık 700 basın mensubu bulunuyordu. Kameraman arkadaşım Halil Kahraman ile biz de yerimizi aldık. Halil Kahraman’a ‘700 gazeteciyle dip dibeyiz. Buradan ne kaçırabiliriz? Başka bir konumda olmalıyız’ dedim. Ardından Mescid-i Aksa’nın etrafını dolaştık ve başka bir yere geçtik. Bu noktada İsrail polisinin gençleri Mescid-i Aksa’ya sokmadığını sadece yürümekte zorlanan ve eylem yapamayacak kapasitede görünen yaşlıları içeri aldığını görüntüledik. Namaz başladıktan sonra yerlere seccadesini sermiş insanlara gaz bombaları atılmaya, kanalizasyon suları sıkılmaya, plastik mermiler atılmaya başlandı. Bu anları ise sadece biz ekrana taşıyabildik. 700 gazeteci bulundukları noktada olay çıkacağını beklerken olaylar bizim bulunduğumuz bölgede yaşandı.”
Atılan bombaları, roketleri ve savaş uçaklarını görüp izleyiciye aktardığını ve bu haberleri yaparken tehdit aldığını belirten Öztürk, “İsrail’de 4 haneli numaralardan aramalar almaya başladım ve bu aramalar benim anlamam için İbranice değil İngilizce yapılan aramalardı. Sosyal medya platformlarında ajan olarak lanse edildim” dedi.

“Mikrofonun gücüyle yapabileceğimiz çok şey var”
Gazeteciliğin yetenek ve istekle ilgili olduğunu belirten Öztürk, “Ben de ekran önüne çıkmadan birçok alanda bulundum. Konuk koordinatörlüğü, kurgu editörlüğü, reji gibi alanlarda deneyim kazandım. O yüzden bu mesleği belli kalıplara sokmamanız gerekiyor. Başarının da buradan geldiğini düşünürüm” ifadesiyle medya sektöründe çabalamanın önemine dikkat çekti.
Öztürk, kendini tanımanın önemini anlattı:
“Mizacım kriz ortamlarına daha uygun olduğu için bu alana yöneldim. Kendime toplumsal olaylar, savaşlar, afet ve kriz bölgeleri gibi alanlarda yol çizdim çünkü bu meslek öyle bir meslek ki tuttuğumuz mikrofonun gücüyle yapabileceğimiz çok şey var.”
“Günümüzde sosyal medyanın benim gözümde hiçbir itibarı yok” diyerek sosyal medyada algı çalışmaları yapıldığını ve yalan bilginin dolaştığını aktaran Öztürk, televizyonda yapılan yayınların belirli teyit noktalarından geçerek izleyiciyle buluştuğunun altını çizdi.
Öztürk’e İÜ İletişim Fakültesi Dekanlığı tarafından hediye takdiminde bulunuldu.



İletişimin 75 yıllık hafızası: İÜ İletişim Fakültesi
Gazeteci Fulya Öztürk’ün konuşmasının ardından İÜ İletişim Fakültesi Vekil Dekanı Prof. Dr. Levent Şahin konuşma yaptı.
İÜ’nün Türkiye’nin ilk üniversitesi olduğunu hatırlatan Şahin, “Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u Fethi’ne dayanan, medreselerle birlikte zenginleşen, 18. yüzyıla gelindiğinde Batı tipi organizasyonlara dönüşen ve 1930’lu yıllar sonrası bugünkü anlamına ulaşan bir üniversiteden bahsediyoruz” ifadesiyle İÜ’nün tarihine değindi.
“1950’lerde başlayan ‘İletişim’ hikayemiz 75 yıllık bir serüvene dönüştü. İÜ İletişim Fakültesi’nin Türkiye’nin ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel gelişiminde çok büyük bir rolü var” sözüyle fakültenin önemini belirten Şahin, “Özellikle son 20-30 yılda Türkiye’deki iletişim camiasına yön veren öğretim üyelerine sahipsiniz. Bu yüzden çok şanslı olduğunuzu düşünüyorum” ifadeleriyle İÜ İletişim Fakültesi’nin akademik başarısına dikkat çekti.
Şahin, genç iletişimcilere verdiği tavsiyelerde; öğrencilerin kendini keşfetmesinin, bahanelerden uzak durmasının, yeni dünya düzenine adapte olmanın, proje odaklı çalışmanın önemini vurguladı.

“Ailemize hoş geldiniz”
İÜ İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Hatun Boztepe Taşkıran, “Çok büyük bir aileye geldiniz. Sizlerin hayatlarına dokunabilmek, buradaki 4 yılınızı en mükemmel şekilde geçirmenize destek olabilmek için buradayız. Siz bu ailenin artık birer üyesisiniz. Ailemize hoş geldiniz” ifadelerini kullandı.
İÜ İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Onur Akyol, “25 yıl önce ben de bu sıralardan geçtim. İletişim her daim hayatımızda önceliklidir. Her daim iletişimde kalalım. Yeni dönem hepimiz için hayırlı olsun” dedi.


Yeni öğrencilere bölümler tanıtıldı
Gazetecilik Bölümü müfredatının her yıl gelişen teknoloji ve yapay zekâ çerçevesinde yenilendiğini ve bunu öğrencilerle görüşerek yaptıklarını belirten İÜ İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Aslı Yapar Gönenç, “Fakülte gazetemiz İletim Gazetesi sayesinde sadece kuramsal bilgi değil uygulama alanı da bulma imkanınız var” sözleriyle sektöre işi bilerek atılmanın önemini vurguladı.
Gönenç, “Sizlere rehberlik etmek için buradayız. Tüm akademisyenlerimizin kapısı daima size açık” ifadesiyle akademik dayanışmanın önemine vurgu yaptı.

Güçlü akademik kadro ve güncel müfredatla akademik dünyaya dokunduklarını belirten İÜ İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şükrü Sim, “Uygulaması olmayan fakültelerde olduğu gibi gelip sadece ders dinlemekle kalmayıp kendinizi uygulamalı alanda da geliştirmelisiniz. Yapılan uygulamalı atölyelere katılmanız fayda sağlayacaktır. Biz elimizden gelen tüm katkıyı sizinle burada çalışarak yapmaya hazırız” diyerek uygulamalı eğitime dikkat çekti.

İÜ İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölüm Başkanı Prof. Dr. Emine Yavaşgel, “Farkındalığı çok yüksek gençlersiniz. Hepinizde potansiyel var ve o potansiyel sizi bugün buraya getirdi. Tek tek hepinizi tanıyarak bu potansiyeli çok daha ileriye taşımak için akademik hayatınız boyunca sizlere en iyi rehberliği yapmak bizim sorumluluğumuzdur” sözleriyle tüm öğrencilere başarılar diledi.

Bölümlerini ilk sıradan kazanan öğrencilere rozet takdim edildi. Gazetecilik Bölümü’nden Handenur Altuncu, Tuna Berk Ceylan, Mehmet Arda Koç; Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü’nden Nesli Evren ve Elif Kurt; Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü’nden Zeliha Kaymış, Saruhan Ramazanoğlu ve Bilal Süleymanoğlu’na bölüm başkanları tarafından rozet takdimi yapıldı.
Öğrenciler üniversite olanakları hakkında bilgi edindi
İÜ İletişim Fakültesi’nin uygulama birimlerini anlatan Doç. Dr. Fırat Tufan, fakültedeki uygulama birimlerini İletim Gazetesi, Ajans İstanbul İletişim, İÜWEBTV, Kurgu ve Stüdyo Birimi olarak sıraladı. Öğrencilerin uygulama birimleriyle teoride öğrendiklerini pratik olarak uygulayabilme şansı elde ettiğini söyleyen Tufan, “Bu birimlerde 4 yıl boyunca etkin görev alıp büyük bir faydayla çıkmış öğrencilerin sektörde başarısız olma şansları yok” ifadesini kullandı.

Öğrenci işleri ve öğrenci kulüpleri hakkında Öğrenci İşleri Şefi İlksen Sünnetçi, Dış Staj Ofisi hakkında Prof. Dr. Feride Akım, değişim programları hakkında Doç. Dr. Nilnur Tandaçgüneş, İÜ öğrenci hizmetleri hakkında Arş. Gör. Dr. Ahmet Kadri Kurşun öğrencileri bilgilendirdi.




Konuşmaların ardından toplu fotoğraf çekimi yapıldı.
Program, Anadolu Ajansı’nın Kanıt isimli belgeselinin gösterimiyle son buldu.