Muhabir: Berk Balcı
Fotoğraf: Nazlı Aygen
Editör: Özgür Recep Kocaoğlu
İstanbul, (İÜ Haber Merkezi) – Bütün şehir uyuduğunda mesailerine başlayan gece emekçileri yaşadıkları sıkıntıları ve hayata dair tecrübelerini İletim Gazetesi’ne anlattı.
Geceleri bütün şehir uyuduğunda mesailerine başlayan, bu çalışma sürelerinde çeşitli zorluk ve sıkıntılara göğüs geren emekçiler, yaşadıkları sıkıntıları ve çalışırken edindikleri tecrübeleri İletim Gazetesi’ne anlattı.

Kelle koltukta çalışmak
İstanbul’da 25 senedir taksicilik yapan Zühtü Adıgüzel, taksiciliğin en zor yanlarından birinin mesai başından sonuna kadar trafiğin içinde olmak ve bu süre içerisinde yaşadıkları stres olduğunu söyledi. Adıgüzel, “Madende çalışan bir işçi elbette benden daha fazla yıpranıyor ancak taksicilik, özellikle İstanbul’da en kelle koltukta işlerden birisi. İşe başladığımız andan itibaren trafiğin içindeyiz. Eskiye göre gerek suçlardaki artış gerek taksicilere verilmeyen değer bizim işimizin en zor yanlarından biri” ifadelerinde bulundu.
İşini yaparken yaşadığı korku ve bu konu hakkında yapılacak iyileştirmelerle ilgili konuşan Adıgüzel, “Taksiye aldığım insanları seçemiyorum. Yolcunun profiline bakıp belli kriterlere göre almak veya güvenlikli kabini olan araçlar sürmek bizlerin içini rahatlatır. Bizler mesaiye aklımızda, ‘Bugün başıma ne gelecek? Beni bugün kim gasp edecek?’ sorularıyla başlıyoruz” ifadelerini kullandı.
Hayata yetişemeyen meslek

Yaptığı meslekten dolayı birçok önemli olaya yetişemediğini vurgulayan Adıgüzel; taksicilerin cenazelere ve düğünlere gidemediğini, gidebildiği durumlarda ise çok duramadan hızlıca işine dönmek zorunda kaldığını anlattı. Ailesiyle beraber vakit geçiremediğini de belirten Adıgüzel, yaptığı işin hayatının merkezi konumunda olduğunu ve diğer olaylara gidemediğini iletti.
“Sarı eşek”
Yaptığı işin saygınlığını geri kazanması gerektiğini vurgulayan Adıgüzel, “Babam 70’li yıllarda taksicilik yaparken ‘Şoför Bey’ derlermiş. Eskiden bu işimize saygı gösterilirdi, şimdi ise benden yaşça küçük insanlar benimle emir vererek, küfürlü ve saygısızca konuşuyorlar” dedi.
Bu konu hakkında yaşadığı bir anıyı anlatan Adıgüzel, “Bir gün arabama binen birisi bana ‘Sarı eşek değil misin? Süreceksin tabii, işin bu’ demişti. Her şeyin paraya indirgendiği bu dönemde insanlar birbirine saygı duymayı unutmuş durumdalar. Maalesef bizim işimize de duyulan saygı yok denecek kadar az” diye konuştu.
Temiz bir şehir için mücadele
Bandırma Belediyesi Saha Kontrol Amiri Tanzer Aygen; yaptıkları işin hayatlarına doğrudan etki ettiğini, yer yer sosyalleşmelerinin önüne geçtiğini ve yüksek temponun yorucu geldiği zamanlar olduğunu söyledi. Aygen, mesai saatleri içinde bazı olumsuz olaylarla karşılaşsalar dahi yaptıkları işteki en büyük motivasyonun ‘vatandaşların sabah güzel bir şehre uyanması’ olduğunu vurguladı.
Gece sokakların temizliğinden sorumlu emekçilerin büyük birçoğunun yaşadığı sorunlardan biri de yalnızlık hissi. Herkes evinde uyuduğu zamanlarda sokaklarda sessizlik içinde çalışan emekçiler; yaşadıkları en yoğun hissin yalnızlık olduğunu, sessizlikte düşünceleriyle baş başa kaldıklarını ve bunun da işlerinin en zorlayıcı yanlarından biri olduğunu belirtti.

Gece mesaisi sırasında birisinin kurduğu cümlenin o an yaşattığı duyguyu anlatan bir temizlik görevlisi, “Bir gece birisi bana sadece ‘Kolay gelsin’ demişti. Sıradan bir cümle gibi gelebilir belki ama sessizliğin içinde o kadar yalnızdım ki, bir insanın içtenliği kalbime dokundu” sözlerini kullandı.



