Haber: Sümeyye Sude Gülsoy
Fotoğraf: Erva Kaya
Editör: Özgür Recep Kocaoğlu
İstanbul, (İÜ Haber Merkezi) – Kobe-Türkiye Dostluk Derneği ile Kendo Derneği’nin aracılığıyla NPO Budoku Washinkai Derneği üyelerinin katılımıyla, kendo semineri gerçekleştirildi. Türkiye’nin farklı şehirlerinden sporcuların buluştuğu seminerde, temel ve ileri seviye tekniklere yönelik eğitimler verildi.
Kobe–Türkiye Dostluk Derneği ile Kendo Derneği aracılığıyla 29–30 Kasım tarihlerinde düzenlenen seminer, NPO Budoku Washinkai’nin 20. yılı kapsamında Türkiye’ye ilk kez ziyaret gerçekleştiren 25 kişilik Japon eğitmen ekibini Türk sporcularla buluşturdu. Sabah 09.00’da başlayan antrenmanlar; temel teknikler yani kihon, kote-men-do vuruşları, ayak çalışmaları ve jigeiko oturumlarıyla ilerledi. Eğitmenler, öğrencilerle birebir ilgilenerek teknik hataları anlık düzeltmelerle gidermenin yanı sıra, katılımcıların disiplin ve kararlılığından duydukları memnuniyeti her fırsatta dile getirdi.
“Türkiye’deki ilgi beklenenden fazla”
Kobe-Türkiye Dostluk Derneği Başkan Yardımcısı Yoshihiro Hayashi, Türk kendo topluluğunun kalabalığı ve ilgisinin kendisini şaşırttığını belirtti. Hayashi, Türkiye’de bu kadar yoğun bir katılım beklemediğini, gördüğü seviyeden ise son derece memnun olduğunu ifade etti. Ayrıca Hayashi, kendonun Japonya ve Dünya genelinde ciddi bir ilerleme kaydettiğini, Türkiye’nin de bu gelişim sürecine dâhil olmasından mutluluk duyduklarını söyledi.

Başarılı Kendonun Sırrı: İyi öğretmen ve öğrencinin gayreti
Japon eğitmenlerden Yoshida Tomoyuki, Türkiye’deki kendo sporcularının çalışma disiplini ve düzgün öğrenme gayreti sayesinde ‘güzel işler çıkarttığını’ belirtti. Tomoyuki, bir dövüş sanatını yanlış öğrenmenin ileride sürekli yanlış ilerlemeye neden olacağına dikkat çekerek Türkiye’ de kendonun ‘çok güzel şekilde öğrenilmiş’ olmasının iyi hocalara ve öğrenmek isteyen öğrencilerin gayretine bağlı olduğunu vurguladı. Türk kendocuların dünya ölçeğinde de üst sıralarda yer aldığını, özellikle çalışkanlıklarıyla dikkat çektiklerini ifade eden Tomoyuki, 2027’de Japonya’da düzenlenecek uluslararası kendo müsabakasında Türk takımını desteklemekten memnuniyet duyacaklarını aktardı. Tomoyuki, kendo ile yeni tanışmak isteyenlere ise ‘ilk adımı atma’ cesaretini gösterme çağrısında bulundu. Tomoyuki, Türklerin çalışkan ve ciddi yapıları sayesinde bu sporda da başarılı olacaklarına inandığını söyledi.

“Gençlerin ilgisi çok değerli”
NPO Budoku Washinkai Derneği Başkanı Yoshiyama Mitsuru, Türk kendo topluluğunun seviyesini oldukça yüksek bulduğunu belirterek gençlerin kendo sporuna gösterdiği yoğun ilgiyi ‘çok değerli ve umut verici’ olarak nitelendirdi. Mitsuru, teknik bir öneri de paylaşarak kendonun esasen sol el ağırlıklı bir spor olduğunu hatırlattı. Mitsuru, sporcuların sağ eli fazla kullanmak yerine sol ele güç vermeye odaklanmaları halinde daha başarılı sonuçlar elde edebileceklerini ifade etti.

Öğrencilere 20. yıl anısına ‘tenugui’ hediye edildi
Seminerin ilk günü, Yoshida Tomoyuki’nin kapanış konuşması ile sona erdi. Türk kendosunun geleceğine dair önemli bir mesaj veren Tomoyuki, “Burada çocukların da kendo yaptığını görmek beni çok mutlu etti ve bu çocuklar gelecekte Türk Kendo Federasyonu’nu kurup onu devam ettirecek çocuklar olacak” dedi. Tomoyuki, bu nedenle genç sporcuların kendo disiplinini bırakmayacak şekilde doğru yönlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Kapanışta, NPO Budoku Washinkai Derneği’nin 20. yılına özel hazırlanmış olan ‘tenugui’ler öğrencilere hediye edildi. Japon kültüründe hem törensel hem de pratik amaçlarla kullanılan geleneksel bir kumaş mendil olarak bilinen tenuguiler; kendo camiasında hatıra, bağlılık ve ustalık aktarımını simgeleyen özel bir nesne olarak değer görüyor. Eğitmenler de bu hediyelerin, iki topluluk arasındaki dostluğun sembolü olduğunu ifade etti.
Ueda Hideshi: Kendo toplumu sadece spor değil, toplumsal dayanışma da üretiyor
Tenugui takdiminden sonra konuşan Washinkai eğitmenlerinden Ueda Hideshi, derneğin yalnızca kendo eğitimi vermediğini, kendo aracılığıyla toplumu bilinçlendirmeyi ve toplumu oluşturmayı amaçladığını belirtti. Hideshi, bu doğrultuda derneğin 2011’deki büyük Japonya depremi ve tsunamisi sonrasında bölgedeki çocukların psikolojisi için çalışmalar yaptığını anlattı. Hideshi, çocukların ‘bogu’larının yani koruma zırhının tsunamide denize gitmesi üzerine, derneğin kendi arasında ikinci el ya da yeni bogular temin ederek çocuklara gönderdiğini ve her yıl veya 2 yılda bir hocaların o bölgelere giderek çocuklara kendo çalıştırdığını dile getirdi.
Türkiye’deki kendo topluluğu hakkında da değerlendirmelerde bulunan Hideshi, Türkiye’ye ilk kez geldiklerini ve öncesinde Türk Kendo Topluluğu hakkında pek bilgilerinin olmadığını, bu nedenle kim gelirse gelsin iyi şekilde eğitim verebilmek için 3 ay hazırlık yaptıklarını aktardı. Seminerde karşılaştığı sporcuların hevesi ve disiplininden çok etkilendiğini belirten Hideshi, özellikle temel hareketlerin yani ‘kihon’un oldukça düzgün öğrenildiğini gözlemlediklerini vurguladı. Japon eğitmen eksikliğinin zaman zaman teknik aktarımda boşluk yaratabileceğini ancak bu tür uluslararası buluşmaların bu açığı kapatması açısından önemli olduğunu ifade eden Hideshi, ileride Türkiye’de benzer etkinlikleri sürdürmek için fırsat yaratmayı arzu ettiklerini dile getirdi.

Yoğun program ve kültürel paylaşım
İkinci güne gelindiğinde seminer sadece teknik çalışmaların değil, aynı zamanda iki topluluk arasında gelişen samimi etkileşimin de derinleştiği bir buluşmaya dönüştü. Eğitmenler ve sporcular arasındaki sohbetler, hediyeleşmeler ve ustaların seminer boyunca sürdürdüğü gözlemler, programın son bölümüne farklı bir anlam kattı. Japon ekibinin disiplinli yaklaşımı ile Türk sporcuların içten ilgisi birleşince 2 gün süren çalışmanın sonunda ortaya yalnızca teknik gelişim değil, kültürel bir yakınlaşma da çıktı. Bu atmosfer, ikinci günün kapanış konuşmalarına da doğrudan yansıdı.
Seminerin ikinci günü, kapanış konuşmalarını yapan Yoshida Tomoyuki ve Yoshiyama Mitsuru’nun değerlendirmeleriyle son buldu. Tomoyuki, 2 gün boyunca sporcuların gösterdiği çaba ve disipline teşekkür ederek iyi bir eğitimin yalnızca öğretmenin emeğiyle değil, öğrencinin de çabasıyla mümkün olduğunu vurguladı. Tomoyuki, konuşmasının sonunda Türk kadın sporcuların gücüne dikkat çekerek erkek sporcuların daha çok çalışması gerektiğini esprili bir dille ifade etti.

Yoshiyama Mitsuru ise 2 gün boyunca tüm grupları yakından gözlemlediğini, kısa zamanda gösterilen gelişimin etkileyici olduğunu söyledi. Mitsuru, kendoda ilerlemenin ancak ‘ilk adımı atmaktan’ geçtiğini hatırlatarak sporculara hem başarılarında hem de kaybettiklerinde kendilerini eleştirme alışkanlığı kazanmaları gerektiğini anlattı. Konuşmasını Türkiye–Japonya ilişkilerine değinerek sürdüren Mitsuru, Ertuğrul Fırkateyni’nden günümüze uzanan karşılıklı dayanışma geleneğinin önemini vurguladı ve Washinkai ekibi olarak 2-3 yılda bir Türkiye’ye tekrar gelmek istediklerini belirtti. Kapanış konuşmalarının ardından seminerin ‘gizli hakemi’ Ueda Hideshi, 2 gün boyunca yaptığı gözlemler sonucunda özel ödüllerin sahiplerini açıkladı. Herkesin büyük çaba gösterdiğini ve seçim yapmanın zor olduğunu belirten Hideshi, kimono ödüllerini Hamdi Şahin ve Esra Kılınç’a takdim etti.
“Bu buluşma, yıllar sonra başlangıç noktası olarak hatırlanacak”
Kapanışta söz alan Türk sporcular, Japon eğitmenlerin 2 gün boyunca ömür boyu biriktirdikleri tecrübelerini gönülden aktarmalarının kendileri için büyük bir anlam taşıdığını vurguladı. Sporculardan biri, “Bu öğreti sadece bugün burada bulunanlara değil, Türkiye’de gelecekte kendo yapacak herkese dokunacak” diyerek seminerin değerini özetledi. Bir başka katılımcı da bu paylaşımın Türkiye kendo topluluğu için uzun yıllar hatırlanacak bir başlangıç olduğunu ifade etti. Sporcular, Japon ekibine küçük hatıra hediyeleri takdim ederek hem bu katkı için teşekkür etti hem de 2 ülke arasındaki dostluğun 2025 Washinkai ziyaretiyle yeni bir boyut kazanacağına dair umutlarını dile getirdi.




