Haber: Göknur Avci
Fotoğraf: Özgür Recep Kocaoğlu
Editör: Özgür Recep Kocaoğlu
İstanbul, (İÜ Haber Merkezi) – Radyo D Genel Yayın Yönetmeni Fatih Uslu, İletim Gazetesi’ne yaptığı açıklamalarda radyo yayıncılığının yıllar içindeki yolculuğunu, dijitalleşme süreci ile yaşanan dönüşümü ve Radyo D’nin yayın anlayışını anlattı.
Türkiye’de ilk radyo yayınlarının 1927 yılında başlaması ile hayatımıza giren radyo, bugün günümüzde teknolojik gelişmelere uyum sağlayarak varlığını korumaya devam ediyor. Radyo D Genel Yayın Yönetmeni Fatih Uslu, radyo yayıncılığının geçmişten bugüne geçirdiği evrimi ve günümüzdeki konumunu İletim Gazetesi ile paylaştı.

Radyo D’nin yayın serüveni
Yayın hayatına 1994 yılında başlayan Radyo D, Türkçe pop müziğin yükselişiyle birlikte geniş kitlelere ulaşan önemli radyolardan biri oldu. Uslu, bu yolculuğun yalnızca müziğin değil, yayıncılık anlayışının da değişimini içinde barındırdığını belirtti. Uslu, Radyo D’nin kasetlerden otomasyon sistemlerine uzanan bu süreçte radyo teknolojisinin gerisinde kalmak yerine onunla birlikte yol almayı başardıklarını vurguladı.
Karasal yayının hâlâ önemini koruduğunu dile getiren Uslu, uydu ve internet yayınlarının Radyo D’nin erişim alanını genişlettiğini belirtti. Uslu, “Türkiye’nin birçok ilinde 104.0 frekansı üzerinden yayın yapıyoruz. Elbette her ilde aynı frekansı kullanmak kolay değil ancak bunu büyük ölçüde başardık. Uydu yayını ile karasal frekansın olmadığı illerde de dinleyicilere ulaşıyoruz. İnternet sitemiz ve mobil uygulamalarımız sayesinde dünyanın her yerinden dinlenebiliyoruz” sözleriyle Radyo D’nin yayın stratejisinin çok kanallı bir yapıya sahip olduğunu vurguladı.
Radyo D’nin dinleyiciyle kurduğu bağa da değinen Uslu, radyonun gündelik hayatın içinde, insanın yaptığı işi bölmeden ona eşlik eden bir mecra olduğunu söyledi. Radyo D’nin ‘Hayatın içinde her zaman seninle’ sloganının bu anlayışı yansıttığını belirten Uslu; canlı yayınlar, saha yayınları ve etkinlikler sayesinde dinleyici ile birebir temas kurduklarını vurguladı. Uslu, “Radyo en nihayetinde bir arkadaştır. Amacımız samimiyeti koruyarak dinleyiciye dokunabilmek ve zengin bir içerik sunmak” dedi.
“Değişimin sesine kulak verin”
Radyo D’nin gelecek hedeflerine de değinen Uslu, dijital mecralardaki etkinliğin artarak süreceğini belirtti. Son yıllarda reklam kampanyalarını yoğunlaştırdıklarını aktaran Uslu, “Geçtiğimiz yıl 30. yaşımızda logomuzu yeniledik. Daha modern ve yenilikçi bir görünümle ‘Değişimin sesine kulak verin’ mottosuyla dinleyicilerimizin karşısına çıktık. Yeni logomuzla ilgili oldukça iyi geri dönüşler aldık” dedi.
Sosyal medya ve dijital platformlarda daha güçlü bir etki hedeflediklerini söyleyen Uslu, içerik çeşitliliğini artırarak dijital kitleyi radyoyla buluşturmayı amaçladıklarını vurguladı.
Dijital ses yayıncılığı: DAB+
Kesintisiz ve temiz bir radyo yayınının dinleyici bağlılığını artıracağını belirten Uslu, DAB+ teknolojisiyle birlikte radyonun yüksek ses kalitesine sahip olarak parazit ve cızırtılardan kurtulacağını ifade etti. DAB+ sisteminin Türkiye’de henüz gelişim aşamasında olduğunu ancak İstanbul’da aktif olarak sürdüğünü dile getiren Uslu, Türkiye genelinde 15 radyonun DAB+ üzerinden yayın yaptığını ve bu yayınlardan ikisinin Radyo D’ye ait olduğunu aktardı.
Önümüzdeki yıllarda DAB+’ın daha fazla şehirde faaliyete geçeceğini öngören Uslu, T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın bu konudaki kararlılığının önemine dikkat çekerek “Temiz ve kesintisiz yayın, radyonun algısını yükseltir ve dinleyici bağlılığını artırır. Bu projeyi sonuna kadar destekliyorum” ifadelerini kullandı.

“İletişim hiçbir zaman bitmez dolayısıyla radyo da bitmez”
Uzun yıllardır dile getirilen ‘radyo bitti’ söylemine değinen Uslu, bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını ifade etti. Radyonun önümüzdeki yıllarda da değişerek varlığını sürdüreceğini vurgulayan Uslu, “Radyo bir noktada tıkanıp bitmez. Sesli bir mecranın bitmesi, iletişimin tamamen bitmesi anlamına gelir. İletişim hiçbir zaman bitmez, dolayısıyla radyo da bitmez” ifadelerini kullandı.
‘Radyo bitti’ söylemini dile getiren bazı kurumların bugün dijital radyo projeleri hayata geçirdiğine dikkat çeken Uslu, bunun radyonun hâlâ güçlü bir mecra olduğunun göstergesi olduğunu söyledi. İnternet yayıncılığına karşı olmadığını belirten Uslu, gerçek zamanlı ve anlık yayın yapılan internet radyoculuğunu olumlu bulduğunu dile getirdi.
Dijital dünyada oluşturulan çalma listelerinin ‘radyo’ olarak adlandırılmasının kavramsal bir sorun yarattığına vurgu yapan Uslu, “Dijital ortamda, gerçek radyo mantığıyla yapılan yayınlar bizim için değerli. Ancak yalnızca bir çalma listesine ‘radyo’ denmesi, radyoculuğun anlamını zedeleyen bir durum” dedi. Bunun özellikle yeni nesil dinleyicilerde algı karmaşası yarattığını ifade eden Uslu, sektör açısından bir handikap oluşturduğunu da sözlerine ekledi. Uslu, konuyla ilgili olarak yetkili kurumlara gerekli başvuruların yapıldığını ve gerekli adımların atılacağına dair güvence alındığını belirtti.

Yapay zekâ ve radyo
Yapay zekânın radyoculuk üzerindeki etkilerine de değinen Uslu, teknolojiye karşı olmadığını ancak insan faktörünün her zaman önemli olacağını söyledi. Uslu, “Yapay zekâyı elbette kullanacağız. Yeni meslek alanları da ortaya çıkacaktır ancak radyoda her zaman bir insan faktörü olacak” dedi.
Yapay zekânın bir araç olarak görülmesi gerektiğini vurgulayan Uslu, “İpin ucu bizde olmalı. Yapay zekâ bizi değil, biz yapay zekâyı kontrol etmeliyiz. Herkesin bu bilinçte olması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Fatih Uslu’nun kariyer yolculuğu
Radyoculukla tanışmasının çocukluk yıllarına dayandığını aktaran Uslu, sürekli radyonun dinlendiği bir ailede büyüdüğünü ve bu durumun mesleki yönelimini erken yaşlarda şekillendirdiğini ifade etti.
Genç yaşlarda amatör yayın denemeleri yaptığını aktaran Uslu, eski FM vericileri ile ilk yayınlarını gerçekleştirdiğini ardından bu denemeleri ağabeyiyle birlikte geliştirdiklerini söyledi. İlk kapsamlı yayın tecrübesini ise 1995 yılında Kastamonu’da yaşadığını belirten Uslu, seyyar bir radyo kurarak çevre il ve köylere yönelik yayınlar yaptıklarını ifade etti.
Üniversite eğitimi için 1999 yılında Anadolu Üniversitesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümünü kazandığını belirten Uslu, aynı yıl üniversite bünyesindeki radyoda çalışmaya başladığını ve 2002 yılına kadar burada yayıncılık yaptığını aktardı. Daha sonra İstanbul’a döndüğünü söyleyen Uslu, çeşitli üniversitelerde ve akademilerde dersler verdiğini ve hâlen Esenler Radyo Akademi’de eğitim verdiğini belirtti. Türkiye’nin önemli radyo markalarında 21 yaşından itibaren görev aldığını ifade eden Uslu, son 3-4 yıldır Radyo D’nin genel yayın yönetmenliğini yürütüyor.

Genel yayın yönetmenliğinin yoğun sorumluluk gerektiren bir görev olduğunu vurgulayan Uslu, ekip çalışmasının önemine dikkat çekti. Radyo D’de arkadaşça bir çalışma ortamı bulunduğunu ifade eden Uslu, “Burada klasik bir müdür-çalışan ilişkisi yok. Zaten ben 7/24 radyo ile yaşayan biriyim. Bu işi sevdiğimiz için yapıyoruz” diyerek genel yayın yönetmenliğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Aktif olarak radyo programları da yapan Uslu, özellikle konuk ağırlanan yayınların kendisi için ayrı bir yerde durduğunu ifade etti. Uslu, “Türkiye’de radyolarda yapılan en kapsamlı konuk programlarından birinin Stüdyo D olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Her hafta birçok yıldız ismi ağırlıyoruz ve konuklarımız programdan çok memnun ayrılıyor” sözlerini kullandı.



