Haber: Asil Beray Epçeli
Fotoğraf: Emir Uygur
Editör: Özgür Recep Kocaoğlu
İstanbul, (İÜ Haber Merkezi) – Şeb-i Yelda geleneği için İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde etkinlik düzenlendi.
Kökeni eski İran ve Mezopotamya geleneğine dayanan, İran kültürüne ait Şeb-i Yelda geleneği kapsamında düzenlenen etkinlik, 25 Ekim Perşembe günü İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Şeref Holü’nde, Fars Dili ve Edebiyatı Bölümü tarafından gerçekleştirildi.

Karanlıktan aydınlığa açılan kültürel miras
Açılış konuşmasını Fars Dili ve Edebiyatı Bölümü Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Güzelyüz yaptı. Günün anlam ve önemine değinen Güzelyüz, Şeb-i Yelda gününün sadece en uzun gece olmadığını mutlak aydınlığa açılan bir kapı olduğunu söyledi. Güzelyüz, Şeb-i Yelda günü için şunları söyledi:
”Evrenin ömrü de tıpkı bu gece gibi; karanlıktan mutlak aydınlığa açılan bir eşiktir. Modern şairler bu geceyi hem sembolizmle hem de bireysel dertlerle yeniden yorumlasalar da, biz bugün Şeb-i Yelda’nın edebi ve kültürel mirasını hatırlarken ona bugünün ruhuyla bakıyoruz. Amacımız bu mirası sadece geçmişte bırakmak değil, bugün bize ne söylediğini duymaktır. Bu uzun gecede, Hafız-ı Şirazi’nin asırlar öncesinden seslenen o meşhur gazelini; ‘Kenan diyarı’ olarak bilinen, Hz. Yakup’un yurdu, Hz. Yusuf’un doğduğu topraklar olan Filistin’in yeniden tam bağımsızlığına ve özgürlüğüne kavuşması niyetiyle okuyoruz” dedi.

Hafız falı ve kültürel dönüşüm
Bu sözlerin ardından Hafız-ı Şirazi’nin şiiri seslendirildi. Şeb-i Yelda gecesinin tarihsel kökenine ve kültürel dönüşümüne değinen Fars Dili ve Edebiyatı Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Nihat Değirmenci, şunları söyledi:
“Bu gece, Şeb-i Yelda gecesi… Belki çoğumuz için bir araya gelme, eğlenme ve sohbet etme vesilesi ancak kelime kökenine indiğimizde ‘Yelda’, doğum anlamına gelir. Bu isim, geleneğin ilk ortaya çıkışının da bir işaretidir. Tarihte ilk olarak ışık tanrısı Mitra’nın doğumu olarak kutlanan bu gün, Hristiyanlıkla birlikte Hz. İsa’nın doğumuyla ilişkilendirilmiş; İslam sonrası dönemde ise dini bir bayramdan ziyade köklü bir kültür ögesi olarak varlığını sürdürmüştür. Bu gecenin en zarif göstergelerinden biri, İranlı şair Hafız-ı Şirazi’nin divanından rastgele bir sayfa açılarak “Hafız Falı” bakılmasıdır. Yakın zamana kadar ülkemizde daha çok astronomik bir terim ya da edebiyat imgesi olarak bilinen bu gece, özellikle Doğu Dilleri bölümlerindeki öğrencilerin ve ülkemizdeki misafir öğrencilerin katkısıyla yeniden görünür, popüler bir gün haline gelmiştir.”

Konuşmaların ardından İran kültürüne ait şarkılar söylendi, misafirlere ikramlar dağıtıldı.



