Yağmur Ceren KURAL
Fotoğraf: Özge TAN
İstanbul Üniversitesi Fotoğraf Kulübünün, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nca desteklenen “Benim Objektifim” projesi kapsamında ünlü gazeteci ve foto muhabir Coşkun Aral ile gazeteci Timur Akkurt İÜ İletişim Fakültesi Konferans Salonu’nda öğrencilerle buluştu.
Etkinliğin ilk konuşmasını gerçekleştiren Timur Akkurt, yeni nesil yayıncılıktan bahsederek yeni nesil yayıncılığın dijitali de içine katan bir yapısının olduğunu vurguladı.
Artık Klasik Yayıncılık Takip Edilmiyor
Coşkun Aral’ın sosyal medyada ciddi bir kitleye sahip olduğunun altını çizen Akkurt, “Coşkun abinin müthiş bir birikimi ve arşivi var. Televizyon yayınlarından da tüm insanların ona ulaşamadığını fark ettim ve bunu Coşkun abiyle paylaştım. Bunun üzerine Coşkun abi Youtube kanalı açtı. İyiki de açtı” dedi.
İnsanların artık klasik yayıncılığı takip etmediğini belirten Akkurt, bunun sebebini de insanların üretilen bilgiye güvenmemesi olarak özetledi.
Akkurt, yayıncılık yapılırken toplumun nasıl daha yukarıya taşınacağının düşünülmesi gerektiğini kaydederek, günümüzün yayıncılığında üretilen içeriklerde bu düşüncenin tam tersinin uygulandığını ifade etti.
“Fotoğrafçı Olmasaydım Gördüklerimi Duvarlara Çizerdim”
Hayatın kendisinin belgesel olduğunu söyleyen Coşkun Aral, “Ben kendimi belgesel fotoğrafçısı olarak görüyorum. Fotoğraf çekerken önemli olan şey, neyi anlatmak istediğin. Fotoğrafçı olmasaydım gördüklerimi duvarlara çizerdim. Ben belge fotoğrafçısıyım” şeklinde konuştu.
Sosyal paylaşım sitelerinin önemine değinen Aral, elinde bulunan belgeselleri sosyal medyada insanlara birtakım şeyleri hatırlatmak için kullandığını ifade etti.
Savaş muhabirliği hakkında konuşan Aral, savaş muhabirliğinde gidilecek yeri seçmenin öneminin büyüklüğüne dikkat çekerek, “Dünyada ne yazık ki savaşları belirleyen silah lobileri. Savaşlarda öldürme amaçlı silah çok kullanılmaz. Yaralama amaçlı kullanılır” dedi.
“Rol Modellerim Ara Güler, Abidin Dino ve Yaşar Kemal’di”
Çocukluğunda hayalindeki mesleğin doktorluk olduğunu dile getiren Aral, “Çocukluğumda hayalim doktor olmaktı ama rol model olarak seçtiğim insanlar Ara Güler, Abidin Dino ve Yaşar Kemal’di. Mesleğim sayesinde hepsiyle dost oldum” şeklinde konuştu.
Geçmişteki gazeteciliğin zorluklarından bahseden Aral, “Dönemin çalışma koşulları çok zordu. 24 saat, 48 saat yemek yemeden duruyorduk. Bir yerlerde habere gidebilmek için kendi cebimizden para veriyorduk. Bu mesleği para için seçmedim” ifadelerini kullandı. Aral, en önemli değerin insanlara mesaj vermek olduğunu vurgulayarak, insanların hayatında iz bıraktığını söyledi.
Gazetecilikte etiğe değinen Aral, “Bazı belgesellerimi ileriki dönemlere bırakıyorum. Elimde hiç kimsede olmayan daha önce paylaşılmamış görüntüler de var. Etik olarak birtakım zorunluluklarımız var. Çünkü algılar sorgulamadan gelişebiliyor. Her şey, her yerde, her an yayınlanamaz. Bunun sorumluluğu var. Habercilerin manipülatif haberlerden uzak durması gerekiyor” dedi.
Etkinlik, soru-cevap kısmının ardından teşekkür belgelerinin takdim edilmesiyle sona erdi.