İstanbul Üniversitesi (İÜ) İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Seda Mengü, Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Pınar Aslan ve İÜ Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Öğretim Görevlisi Fatih Özkoyuncu, ortak yazarlığını yaptıkları “Dijital İletişim Yönetimi Teori ve Uygulamalar” kitabı hakkında değerlendirmelerde bulundu. Kitap, iletişim teknolojilerindeki dönüşümün kurumsal iletişimdeki etkilerini ortaya koyuyor.
Son yıllarda dijital medyanın gelişimine bağlı olarak halkla ilişkiler teori ve uygulamalarının da buna paralel doğrultuda gelişim gösterdiğini belirterek sözlerine başlayan Prof. Dr. Mengü, “Enformasyon üretme ve tüketme biçimlerimiz, örgütsel yapılarımız, paydaş ilişkilerimiz, hedef kitle tanımlarımız ve sosyal medyanın reklam, pazarlama ve kurumsal iletişim bağlamında kullanım biçimleri değişmiştir” dedi.
“Kurumsal İletişim Çalışmalarının Dijital Dönüşüme Nasıl Cevap Verebileceği Farklı Boyutlar İle Ele Alındı”
Bu değişime ayak uydurabilmek için dijitalleşmeyi, dijital dönüşümü ve buna ilişkin kavramları anlamak, bunları halkla ilişkiler mesleğine uygun biçimde kullanabilmenin zorunlu hale geldiğini söyleyen Prof. Dr. Mengü, “Bu anlamda bu kitapta; Stratejik iletişimi dijital dünyaya göre düşünebilmek ve buna ilişkin uygulamaları ortaya koymak amaçlanmıştır. İçeriğe baktığınızda, dijitalleşme, dijital dönüşüm ile ilgili ana kavramlar aktarılmış daha sonra hedef kitlelerin, müşterilerin, yatırımcıların, çalışanların ve liderlerin gelecekteki özellikleri ve gereksinimleri aktarılmaya çalışılarak bunlara ilişkin ne tür araştırmalar ve stratejiler geliştirilebileceği ortaya konmaya çalışılmıştır. Kısaca kurumsal iletişim çalışmalarının dijital dönüşüme nasıl cevap verebileceği farklı boyutlar ile ele alınmıştır” dedi.
Kitabın dijital iletişim uygulamalarını geniş bir perspektifle ele aldığını ve ilgili konuları sadece kuramsal açıdan değil aynı zamanda örnekler ile desteklediği için literatüre katkı sağladığını söyleyen Prof. Dr. Mengü, sözlerini şöyle sürdürdü: “AB tarafından desteklenen, dört ülke ortaklığında gerçekleştirilen 2018 yılında başlayan ve halen devam etmekte olan ‘MicroMasters’ projesi kapsamında geliştirilen bir eğitim programı Türkiye’den ve Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden 81 öğrenciye verilmektedir. “Girişimcilik Ekosistemi ve İnovasyon Stratejileri” alanında eğitimler tamamlandı. 2. Adım olarak “ Dijital İletişim ve Pazarlama” programı başlatıldı. Buna ilişkin araştırmalar da yapıldı. Bu araştırmaların sonuçlarından biri de kurumların dijital dönüşümü ile ilgiliydi. Buna göre dijital dönüşümün kurumlar tarafından anlaşılması ve iş model ve süreçlerin bu bağlamda gerçekleştirilmesinin önemi ortaya çıkmıştı. İşte kitabın hazırlık süreci bu şekilde gelişti.”
“Çalışmamız Türkçede Güncel Bir Teorik Çerçeve Çizmeyi Amaçlıyor”
Kitabın, İletişim Yönetimi kavramını dijitalleşme odağında ele aldığını dile getirerek sözlerine başlayan Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Pınar Aslan, “Çalışmamız Türkçede güncel bir teorik çerçeve çizmeyi amaçlamaktadır. Türk alanyazınında çeviri kokmayan, bizzat Türk akademisyenler tarafından gerçekleştirilmiş nitelikli çalışmalara her alanda olduğu gibi iletişim bilimleri alanında da ihtiyaç vardır. Bu noktadan hareketle Sayın Prof. Dr. Seda Mengü liderliğinde başlayan çalışma sürecimizde önceden imza attığımız ortak çalışmaların getirdiği tecrübe ve memnuniyet sonucu üç yazarlı bütüncül, akıcı ve güncel bir çalışmaya imza attığımızı düşünüyorum” dedi. Kitabın literatüre en büyük katkısının İletişim Yönetimi’ni dijital bir açıdan ele alırken bunu uzatmadan ve okuyucuyu sıkmadan yapmak olduğu söyleyen Doç. Dr. Aslan, “Alanyazındaki mevcut çalışmalar bazen gereğinden fazla uzun olabiliyor. Bu da dijital iletişim teknolojilerinin bizlerde tetiklediği bir davranış olarak “en doğru bilgiye en kısa zamanda ulaşma” amacına hizmet etmeyebiliyor” dedi. Üç yazarlı çalışmanın kolay bir süreç olmadığını ifade eden Doç. Dr. Aslan, “Bizler birimizin bahsettiği bir konudan bir diğerimizin bahsetmemesi noktasında hassasiyet gösterdik. Kitabı okunmaya değer kılmaya çalışırken bir yandan da okunabilir kılmayı amaçladık” dedi. Doç. Dr. Aslan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dijital İletişim Yönetimi teorisini uygulanabilir bir bakış açısıyla sunmayı, bu nedenle iletişim öğrencileri kadar iletişim uzmanlarına da yardımcı olacak bir çalışma gerçekleştirmeyi amaçlayarak yola çıkmıştık. Bu amacımıza ulaştığımızı görmek bizleri yeni çalışmalar için teşvik etmektedir.”
“İletişim Teknolojilerindeki Dönüşümün Kurumsal İletişim Alanına Etkilerini İnceleyerek Dijital İçeriğin Üretimine Değindik”
İletişim araçlarında sürekli olarak görülen inovatif çalışmaların (yeni medya, yeni aplikasyonlar, yeni sosyal platformlar vb.) hayatımızın değişmez bir parçası haline geldiğini ifade ederek sözlerine başlayan İstanbul Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Öğretim Görevlisi Fatih Özkoyuncu, “Dijital ortam, blog kurarak fikirlerini bir grup insanla paylaşmak isteyen kişilerden, yeni pazar arayışındaki global şirketlere kadar herkese birkaç on yıl önce hayali bile kurulamayan fırsatlar sunarken, doğal olarak iletişime dair bir grup riski de beraberinde getirdi. Örneğin, satın aldığı üründen memnun olmayan bir kişinin bu durumu sosyal medyadan binlerce kişiye duyurabilmesi, çok kısa sürede gerçekleşebilecek basit bir şey haline geldi” dedi. Bu nedenle, sosyal medya ve dijital dünyanın, zorunlu olarak profesyonel iletişimin ana konularından biri olduğunu kaydeden Öğr, Gör. Özkoyuncu, “Buna koşut olarak akademik literatürde, dijital medyanın, halkla ilişkilerin değişen yapıya uyumlanmaya çalışan doğasını uygulamalara yansıtmaya imkân sağlayacağına dair çok örnek var. Bu süreçte halkla ilişkiler teriminin bile farklı şekillerde telaffuz edildiği örnekler, son yıllarda görülmeye başlandı. Tabii ki bu durum geleneksel halkla ilişkiler çalışmalarını tamamen rafa kaldırmadı ama şüphesiz mutlaka uyumlanması gereken bir mecra olduğunu da göz ardı etmek imkânsız hale geldi” dedi.
Kitapta halkla ilişkiler, kurumsal iletişim ve pazarlama iletişimindeki izdüşümünü ayrıntılarıyla ele almaya çalıştıklarını söyleyen Öğr. Gör. Özkoyuncu, “Halkla ilişkilerde dijital düşünmenin getirilerini ve kullanılan dijital halkla ilişkiler araçlarını ayrıntılandırdık. İletişim teknolojilerindeki dönüşümün kurumsal iletişim alanına etkilerini inceleyerek dijital içeriğin üretimine değindik. Kitabımızda, tabii ki dijital iletişim tarafına bakarken, bir kuruluş içinde dijital alandaki düşünce ve iş yapış biçiminin de bu iletişim alanına uyumlanması gerektiğinin de altının çizilmesi gerekiyordu” dedi. Yani, iletişimin dijital tarafını ele alırken, kuruluşlar içinde bu alanı çevreleyen yönetsel ve düşünsel iklimi de ortaya koymaya çalıştıklarını dile getiren Öğr. Gör. Özkoyuncu, “Bu kapsamda, sıklıkla birbirleri yerine kullanılan dijitalleşme ve dijitalizasyon kavramlarını netleştirerek, ayrıntılarıyla dijital dönüşüm ve dijital liderlik kavramlarının altını çizmeye çalıştık. Bu noktadan, iş zekası, dijital yönetişim, dijital okuryazarlık, dijital gelişmenin aşamaları, liderlik üzerinde teknolojinin etkileri ve gelecekte dijital liderliğin bileşenlerine uzanan kısa ama kapsayıcı bir ufuk turu yapmayı hedefledik” dedi.
“Kurumsal Hikâye Anlatımı Ve Dijital Hikâye Anlatımının Alt Kırılımlarını Ele Aldık”
Öte yandan geleneksel mecraların yanına eklenen dijital mecralar ve araçların büyük ölçüde değiştirdiği pazarlama iletişimini de kitapta konu edildiği anlatan Öğr. Gör. Özkoyuncu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Modern pazarlamanın kurucusu Kotler, Kartajaya ve Setiawan ile ortaklaşa hazırladığı Pazarlama 3.0 kitabında (2010); son 60 yılda pazarlamanın, ürün-merkezli (Pazarlama 1.0) olmaktan tüketici-merkezli (Pazarlama 2.0) olmaya yönelerek son olarak şirketlerin odak noktalarını ürünlerden tüketicilere ve insanlığın karşı karşıya kaldığı sorunlara doğru şekillendirmeye başladığını vurgulamıştır. Yazarlar, şirketlerin tüketici-merkezli olmaktan insan-merkezli olmaya doğru kaydıklarının altını çizerek, pazarlamacıların insanları sadece tüketici olarak görmek yerine, onlara aklı, kalbi ve ruhu olan insanlar olarak yaklaşması gerektiğinin altını çizer. Bu kapsamda, firmalar ve ajanslar açısından yeni bir dönemin başladığına şahitlik ediyoruz. Artık devasa bütçeler gerektiren televizyon ve yazılı basın reklamlarının yanı sıra, daha mütevazı bütçelerle daha etkili sonuçlar yaratabilecek dijital çalışmaları bir arada daha sık görüyoruz. İnternetten önce pazarlama; markalama ve reklam ağırlıklı gelişen, fark edilmeye bağlı, tek yönlü ve sadece ürün satmaya yönelikti. İletişim, medya ve planlamacılarla yapılmaktaydı ve pazara doğrudan ulaşmak mümkün değildi. Artık hedef kitlenin duymak istediği mesajları, pazarın en küçük dilimine bile ulaştırmak mümkün hale geldi.”
Bu durumun firmaları onmichannel pazarlama gibi tüketiciyi merkeze alan pazarlama tekniklerine yöneltmeye başladığına dikkat çeken Öğr. Gör. Özkoyuncu, kitapta önemli mecralar arasında dijital kanalları da bulunan omnichannel pazarlama ve büyüme odaklı pazarlama alanlarını da ana hatlarıyla incelediklerini belirtti. Öğr. Gör. Özkoyuncu, “Bu kapsamda ana hatlarıyla, omni-channel pazarlamanın segmentasyonu ve araçlarına, çok kanallı pazarlama ile farklarına, büyüme odaklı pazarlama eklenen teknolojilere, veri tabanlı katmanlara ve büyüme odaklı pazarlamanın aşamalarına mercek tuttuk. Bunlara ek olarak, kurumsal hikâye anlatımı ve dijital hikâye anlatımının alt kırılımlarını ele aldık” dedi.
Haber: Hande Nur Ocak