Haber: Hatice Beyza Çakmak
Editör: Sevgi Şahin
Oksijen Gazetesi Haber Müdürü Öge Demirkan Medya Yönetimi ve Organizasyonu dersi kapsamında İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileriyle bir araya geldi. 29 Aralık Cuma günü 10.30’da Amfi-A’da gerçekleşen etkinlikte öğrenciler, deneyimli gazeteci Öge Demirkan’a merak ettikleri soruları yöneltti.
“Başaramayacağınızı düşünenlerden yavaşça uzaklaşın.”
Motive edici bir konuşma ile sözlerine başlayan Öge Demirkan, “Sizi gazeteci olmak istediğiniz için eleştiren insanlara hiç aldırış etmeyin. Başaramayacağınızı düşünenlerden yavaşça uzaklaşın çünkü böyle insanlar kendi kaygı ve korkularını size yöneltir. Ayrıca kendilerinin başarısız olma ihtimalleri yüzünden sizin de başarısız olacağınızı söyler. Oysa başlarda bu meslek zor olsa da çabaladığınızda karşılığını alırsınız. Sadece çok çalışmak ve inanmak gerek.’’ dedi.
“Bizim çocuklar“
Gazetecilik mesleğinin ilk yıllarına dair Demirkan,”İlk kez bir gazeteye girdiğinizde maaş beklentinizin olması çok doğru değil. Başlarda size harçlık verecekler. Zamanla iyi işler ortaya koymaya başladığınızda artık bizim çocuklar olarak görüleceksiniz. Bu süreçteyse iyi harçlık alacaksınız. İlerleyen dönemde artık kendinizi kanıtladığınız noktada gerçekten maaş almaya başlayacaksınız.’’ ifadelerini kullandı.
“Kendinizi kanıtlamalısınız“
Demirkan yeni başlayan birinin, medya sektörüne girdiğinde yapması gerekenlerden şu sözlerle bahsetti: “Bu sektörde en azından 3 yıl büyük talepleriniz olmasın çünkü başlarda kendinizi kanıtlamalısınız. Diğer meslekler içinde bu böyledir; bugün şef olmak isterseniz sizi hemen mutfağa almayacaklardır, ilk önce bulaşık yıkatarak başlatırlar. Bu 3 yıllık dönemde mümkün olduğunca kendinizi geliştirmeye çalışın.”
Uzun süre, öğrencilerin sorularını cevaplamaya vakit ayıran Öge Demirkan, öğrencileri soru sormaya teşvik etti. İstedikleri her soruyu sorabileceklerini, gazetecilerin merak ettiği her şeyi sormaya haklarının olduğunu dile getirdi. Sektördeki deneyimlerinden bahsederek, “Sizler istediğiniz her soruyu sorabilirsiniz, sormalısınız da ama nasıl soracağını bilmek de önemli’’ diyerek vurguladı.
Yurttaş Haberciliği
Yurttaş haberciliğine dair gelen soruya, “Ben bunu gazetecilik olarak görmüyorum. Yurttaş gazetecileri benim için haber kaynağıdır. Onlar sadece fotoğrafı çeker ve anlık olarak aktarır. Oysa bence gazeteciler bunun eğitimini alıp, en azından sadece anlık bildiri yapmayıp olaydaki değişkenleri irdeleyenlerdir. Örneğin bir kaza haberi, yurttaş habercisi için anlıktır, paylaşır ve biter. Bir gazeteci ise aracın makam aracı olup olmadığı, sürücünün alkollü olup olmadığı gibi detayları inceler. Haberini bu bilgilerle daha çarpıcı yapar.’’ cevabını verdi.
Oksijen gazetesinin neden sadece internet yayıncılığını tercih etmediği ve gazete basımının, günümüzde kardan çok zarar getirdiği düşünüldüğünde, Oksijen’in neden basılı olarak çıktığı sorusunu: “Online kültüre hala alışamamış, alışsa bile oradan okumayı tercih etmeyen insanlar var. Bizim hedef kitlemiz daha çok o insanlar.” diyerek yanıtladı.
“Gazete iyi bir akşam yemeği“
Online gazetecilik hakkındaki görüşlerini metaforik bir anlatıyla ifade eden Demirkan, “Şu an internette yapılan habercilik, hızlı tüketim üzerine kurulu. Aslında biz internet gazeteciliğini biraz yanlış yürüttük, elimizdeki imkanı tam olarak güzel kullanmadık. Online habercilik ayak üstü sokakta yenen yemekler gibi hızlı tüketilmek için kullanılıyor. Bu sebeple, hızlı tüketim için hazırlanan haberlerin, çoğu zaman haberi yetiştirmek uğruna belli noktalarda eksik kaldığını görüyoruz. Oysa haberler böyle olmamalı. İyi hazırlanmış, içerikleri özenle seçilmiş bir gazete iyi bir akşam yemeği gibidir. Okumaktan keyif alırsınız. Her şey vardır. Okuyucuyu sıkmamak adına sayfalar, haberlerin konu başlıklarının sırası bile buna göre ayarlanır.’’ ifadelerini kullandı.
Haftalık ve Günlük Çıkan Gazetelerin Farkları
Haftalık ve günlük çıkan gazetelerin farkları nelerdir sorusunu, Demirkan: “Biz cuma günü raflarda oluyoruz. Cuma günü gazeteyi çıkarmak için çarşamba günü hazırlamış olmamız gerekiyor. O gün sabaha kadar uğraşıyoruz. Sonrasında perşembe belki cuma dinlenme şansımız olabiliyor. Oysa günlük gazetede, her güne yetişmek gerekiyor ve mesai saatleri çok yoğun geçiyor. Günlük gazeteye her gün yeni ve çarpıcı bir haber bulmakta zor. Biz daha çok o haftanın çarpıcı haberlerini derinlemesine inceleyip öyle ele alıyoruz, bu yönüyle konu bulmak gibi bir sorunumuz günlük yayınlara göre çok olmuyor.” şeklinde yanıtladı.
Haber Atlatılırsa?
Bazen hazırlanmış, yayını bekleyen haberlerin başka siteler veya gazeteler tarafından yayınlandığını söyleyen Demirkan, bunun üzerine haber atlatılınca ne yapıyorsunuz sorusuna, “İnsan başta biraz üzülüyor ama sonrasında önüne bakıp süreci en iyi şekilde devam ettiriyor. Eğer haber iyi bir haberse ve yayınlanan haber için yüzeysel kalmışsa biraz daha detayları araştırıp, yeni noktalar buluyoruz. O haliyle yayınlıyoruz. Böyle olmadığı durumlarda yedek haberlerimiz oluyor, onları yerleştiriyoruz. O sayfa boş kalamaz. Mutlaka doldurulmalı. En kötü ihtimalde, bir sonraki sayı için hazırlanan habere yer veriyoruz.’’ yanıtını verdi.
“Eve gitmeye vaktimin olmadığı zamanlar“
Öge Demirkan, bugün sektöre girecek olsaydınız ilk hamleniz ne olurdu sorusunu: “Ekonomi gazeteciliği yapardım. Her şeyin ekonomi ile bir bağlantısı var. Bu sebeple çok kapsayıcı olabilecek bir alan. Ayrıca network edinmek için güzel bir alan ve çalışma günleriniz daha net. Akşamları bir otelde etkinliğe katılıp evinize gidebilirsiniz. Ekonomi alanındaki haberler biraz daha öngörülebilir. Oysa haber servisinde çalıştığım dönemde, yurtdışından gelip direkt başka bir şehre oradan da bir diğerine habere gönderildiğim, uzun süre eve gitmeye vaktimin olmadığı zamanlarım vardı.’’ sözleriyle cevaplandırdı.