Haber: Zeynep Rümeysa Gökgöz
Editör: Ayşegül Nişli
1.Where Do We Go Now? (Şimdi Nereye Gideceğiz?) 2011 – 7.4/10
Lübnanlı yönetmen Nadine Labaki’nin 2011 yapımı ‘’Where Do We Go Now?’’ adlı filminde savaş karşıtı bir tutum sergilenmiştir. Erkeklerin sürdürdüğü savaş düzenine karşı köyün Hristiyan ve Müslüman kadınlarının verdiği mücadele işlenmektedir. Egemen sinema anlayışına karşı, barışın erkek kahramanlar tarafından getirilmeyeceği, aksine kadınların mücadelesiyle mümkün olduğu anlatılmaktadır. Filmde kadınlar, farklılıkları bir kenara bırakıp barışı sağlamak için büyük bir mücadeleye girişmektedir. Karakterlerin filmde öteki olmayı seçmesi, barışın da öteki olmayı anlamakla sağlanacağı mesajını vermiştir.
2.La haine (Protesto) 1995 – 8.1/10
Mathieu Kassovitz’in yönetmenliğini yaptığı “Protesto” filmi, Fransa’da sosyal sınıf farklılığının gerilimleri doruğa ulaştırdığı dönemi ele almıştır. Film, farklı etnik kökene sahip üç arkadaşın 24 saatlik yaşamını göstermektedir. Filmi çektiğinde 25 yaşında olan yönetmen, o dönemde şahit olduğu olaylara tepkisini film üzerinden anlatmıştır. Ayrıca bu film, ona Cannes Film Festivali’nde En İyi Yönetmen Ödülünü kazandırmıştır. Çekim teknikleri, dönemin Fransa’sını ele alış biçimi, filmde bahsedilen mekanlar ve karakterlerin nefret duygusu filmin tartışmalı yönleridir.
3.4 Months, 3 Weeks and 2 Days (4 ay, 3 hafta, 2 gün) 2007 – 7.9/10
Romanyalı yönetmen Cristian Mungiu’nin ‘’4 Ay, 3 Hafta ve 2 Gün’’ adlı filmi, kürtajın yasak olduğu Çavuşesku Romanya’sında hamile kalan bir kızın endişe dolu hikayesini anlatmaktadır. Sadece konusuyla ve verdiği mesajla değil, aynı zamanda küçük bütçeli bir yapım olmasıyla ve sıradan oyuncularıyla da dikkat çekmektedir.
4.Persona 1966 – 8.1/10
Ingmar Bergman’nın yönetmenliğini yaptığı “Persona”, 7 ödüle sahip bir dram filmidir. Filmde bir hemşirenin, hiçbir psikolojik rahatsızlığı olmamasına rağmen çevresiyle iletişimi kesmiş bir aktrisin bakımını üstlenmesini konu edinilmektedir. Herkesten izole bir biçimde yazlıkta zaman geçiren aktris, kışkırtıcı sessizliği nedeniyle hemşirenin bütün sırlarını açık etmesine neden olmaktadır. Hemşire, aktrisin benliği karşısında kendi benliğini yitirme tehdidiyle burun buruna gelmektedir.
5.One Flew Over the Cuckoo’s Nest (Guguk Kuşu) 1975 – 8.7/10
Yönetmenliğini Milos Forman’ın üstlendiği “Guguk Kuşu” filminde sosyal eleştiriler metaforik şekilde aktarılmıştır. Aynı isimdeki kitaptan uyarlanan bu film, akıl hastası rolü yaparak akıl hastanesine sevk edilen mahkumun yaşadıklarını konu almıştır. Güvenlik önlemleri diğer kurumlardan daha az olan akıl hastanesi, mahkumun kaçış planı için uygun bir mekan olmuştur. Mahkumun diğer hastalara kötü örnek olduğunu düşünen başhemşire ile mahkum arasında da çatışmalar yaşanmaktadır. “IMDb En İyi 250 Film “ arasında yer alan bu film, 1976 yılında En İyi Film Oscar’ı almış, farklı kategorilerde de çeşitli ödüllere layık görülmüştür.
6.Taxi Driver (Taksi Şoförü) 1976 – 8.4/10
Martin Scorsese’nin yönetmenliğini üstlendiği ‘’Taksi Şoförü’’, Vietnam savaşının izlerini atlatamayan bir askerin, taksi şoförlüğü yaparken adaletsiz dünyaya uyum sağlamayı reddetme hikayesini anlatmaktadır. Robert De Niro’nun canlandırdığı taksi şoförü Travis, sosyal hayatındaki başarısızlığını tersine döndürmeye çalışsa da beklediği karşılığı bulamamıştır. Bu kırılma anından sonra bir silah alıp “sokakların pisliğini temizlemeye” karar vermiştir.
7.Memento (Akıl Defteri) – 2001 – 8.5/10
Christopher Nolan tarafından yazılıp yönetilen “Memento”, kısa süreli hafıza kaybı olan bir adamın karısının katillerini bulma çabasını konu edinmektedir. Jonathan Nolan tarafından yazılmış “Memento Mori” adlı kısa hikayeden uyarlanmış bu film, IMDb’de Tüm Zamanların En İyi Filmleri arasında yer almaktadır. Filmin sondan başa doğru ilerleyen kurgusu, anlatıcının gerçek zamanlı hikâyesiyle iç içe geçirmektedir. Nolan, bu kurguyla izleyiciyi hafıza sorunu olan ana karakterin koltuğuna oturtmayı amaçlamıştır.