Haber/Fotoğraf: Berk Balcı
Editör: Özgür Recep Kocaoğlu
Samsun, (İÜ Haber Merkezi) – Samsun’un Lâdik ilçesinde izcilik faaliyetlerini başlatan Samsun Lâdik Atatürk İlkokulu sınıf öğretmeni ve İzcilik Federasyonu Samsun İl Temsilcisi Ahat Aygül, İletim Gazetesi’ne konuştu.
Samsun’un Lâdik ilçesinde ilkokul öğretmenliği yapan Ahat Aygül; izcilik faaliyetlerine başlama kararını nasıl aldıklarını, izcilikte süreçlerin nasıl işlediğini, izciliğin gençler ve çocuklar için neden en etkili gelişim alanlarından biri olduğunu İletim Gazetesi’ne anlattı.
Lâdik’te izcilik serüveni
Aygül, Samsun Lâdik’e geldiği yıllarda çevresinde olan insanlarla gençlere ve çocuklara nasıl ulaşabileceklerini düşünürken, bunun en iyi yöntemlerinden birinin izcilik olduğunu fark ettiklerini ve bu yolda çalışmalara başladıklarını “O günlerden bugüne yaklaşık 25 yıl geçti. Geriye dönüp baktığımda gençlere ve çocuklara ulaşıp onları topluma yararlı bireyler haline getirmek için doğru bir yolu seçtiğimi görüyorum” cümleleriyle aktardı.

İzcilikte aşama sistemi
Aygül, izcilik faaliyetlerinin belirli aşamalardan oluştuğunu belirtti. 7-11 yaş arası gruba yavru kurt adını verdiklerini, bu gruptaki aday izcilerin adaylık sürecini tamamladıklarında yemin ederek pembe fularlarını çift renkli fularlarla değiştirdiklerini ve bu sayede bir üst seviyeye geçildiğini söyleyen Aygül, süreç içerisindeki rollerin fular renkleriyle belirtildiğini aktardı.
Aygül, “Bizlerde emek defteri var. Bu defter, izci kulüplerine kayıt olarak edinilebilir ve izcilik yolculuğu boyunca kullanılabilir. Ayrıca Dünya İzcilik Teşkilatı’na (WOSM) üyeyiz yani buradan alınan belgeler uluslararası alanda da geçerlidir” ifadesini kullandı.
“Gönül coğrafyamız sınırlarla kısıtlı değil”
Ulusal ve uluslararası etkinlikler düzenlediklerini söyleyen Aygül, her yıl “Dedeciğim Ben Geldim” temalı Çanakkale faaliyeti ve Allahuekber Dağları şehitlerini anma etkinlikleri hazırladıklarını bunun yanı sıra Balkan ülkelerinde düzenledikleri Srebrenitsa Katliamı anma yürüyüşleri gibi etkinliklerle de gönül bağlarını sınırların ötesine taşıdıklarını vurguladı.
Aygül, “Bu bölgelere gittiğimizde gençler kendilerini Türkiye’de gibi hissediyor. Orada yaşayan insanlar da bizleri tanıyor ve bayrağımızı biliyor. Aralarında bizleri gördüğü zaman gözyaşlarını tutamayanlar oluyor” diyerek yapılan faaliyetlerin insanları birbirine bağladığının üzerinde durdu.


“Gençler kendilerini yenilemeli”
İzcilik faaliyetlerinin üniversitelerde de devam ettiğini belirten Aygül, şu sözleri kullandı:
“Gençlerimizin izciliğe katılmalarını ve kendilerini yenilemelerini isteriz. İzcilikte gönüllülük esastır ve bunu çıkarsız bir şekilde yaptığınızda başkalarını düşünme, yardımlaşma ve insanlık değerlerini geliştirme fırsatı buluyorsunuz. Bu sayede bencilleşen dünyadan kendinizi soyutlamış oluyorsunuz.”
Doğal afetlerde sessiz ama etkili yardım
İzcilik gönüllülüğü esas aldığı için medyada çok görünmeseler de afetlerde aktif rol oynadıklarını belirten Aygül, “Asrın Felaketi olarak adlandırılan son depremde, izci arkadaşlarımız ikinci saatte enkaz bölgelerinde yardım ediyordu. Tüm illerimizde Türkiye İzcilik Federasyonu Arama Kurtarma ve İnsani Yardım Enstitüsü (TİFAKE) olarak hızlı organize olma kabiliyetimiz sayesinde böyle büyük felaketlerde yardıma anında koşabiliyoruz” söyleminde bulundu.

“Aşkla çalışan yorulmaz”
İzcilik faaliyetlerinin fedakârlık gerektirdiğini vurgulayan Aygül, zorluk kavramını göreceli gördüğünü, kişi yaptığı işi büyük bir sevdayla yaptığı zaman yorucu gelmediğini söyledi. Aygül, “Bizim bir sözümüz vardır: ‘Aşkla çalışan yorulmaz.’ Fiziksel ve zihinsel olarak yorulduğunuz zamanlar olur ama yaptığınız şeyin iyiliğine inandığınızda bu yorgunluğu hissetmezsiniz” ifadeleriyle işini severek yapmanın önemine dikkat çekti.
Gençlere ve çocuklara seslenen Aygül, insanların gündelik hayatları dışında faydalı uğraşları olması gerektiğini “Hayat gelip geçiyor. Bu süreçte kendimiz dışında başkalarına ne kadar yardımcı olabiliyoruz? Gelecek nesilleri en iyi şekilde yetiştirerek onlara destek olmalıyız” sözleriyle noktaladı.
