Özge KARAHAN
Latin Amerika’da Türk dizilerinin etkisi hakkında araştırmalar yapan İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Öğretim Üyesi Arş. Gör. Pınar Aslan, Türk dizisinin Şili’de bir televizyon kanalını batmaktan kurtardığını anlattı.
Popüler kültür ve kültürün kamu diplomasisi üzerindeki etkilerini inceleyen Arş. Gör. Pınar Aslan, çalışmaya başlama sürecini “2-3 yıl önce bir gazetede küçük bir makale gördüm. Şili televizyon reytinglerini içeren bu makaleye göre Şili’de en çok izlenen 10 programın 9’u Türk dizisiydi. Bu beni çok etkiledi ve araştırmak için Şili’ye gitmeye karar verdim” diye anlattı. Arş. Gör. Aslan, neden özellikle Şili’yi seçtiği sorusunu “Hem oradaki üniversite çok iyiydi hem de Latin Amerika’da Türk dizileri ilk olarak Şili’de yayınlanmaya başladı. Oradaki üniversite ile yazıştım ve kabul edildim” şeklinde yanıtladı.
“Halit Ergenç Şili’de Fenomen”
Türk dizilerinin Latin Amerika’daki popülerliğini araştıran ve dizilerin Şili’ye girişinin “Binbir Gece” adlı diziyle olduğunu vurgulayan Arş. Gör. Aslan, Şili’de şahit olduğu ilk şaşırtıcı olayın okuldaki sekreter masalarının üzerinde gördüğü Halit Ergenç fotoğrafı olduğundan bahsetti. Arş. Gör. Aslan, Türk dizilerinin Şili’deki başarısı konusunda akademisyenler, televizyoncular, araştırma şirketleri ve son olarak da izleyicilerle görüştüğünü belirtti.
Türk dizilerinin Arap ve Balkan ülkelerinde yüksek etkisinin başlıca nedenleri hakkında konuşan Arş. Gör Aslan, bu nedenleri Türkiye’nin bölgede siyasi olarak varlığını belli etmesi ve kökenlerden kaynaklanan benzerlik olarak açıkladı. Bu durumun hem coğrafi hem de kültürel yakınlıkla ilişkilendirilebileceğini belirten Arş. Gör. Aslan, “Arap ve Balkan ülkelerinde Türkiye’nin sevilmesi, siyasi ve coğrafi kimliğimize bağlanıyor olabilir fakat Latin Amerika’da Türkiye’nin yumuşak gücü ve bu kadar etkili olması sadece Türk dizileriyle açıklanıyor” şeklinde konuştu.
“Türklerin Ailelerine Bağlı Olması Latin Amerika Seyircisinin Hoşuna Gidiyor”
Televizyon kanalı MEGA batmak üzereyken “Binbir Gece” adlı Türk dizisinin bu kanalı batmaktan kurtardığını anlatan Arş. Gör. Aslan, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Dünyanın her yerinden dizilerin bir araya geldiği uluslararası bir platform olan MIP fuarına katılan Şilili bir televizyoncu tesadüfen Türkiye standına gidiyor. Kendisine ilk olarak bir aksiyon dizisi öneriyorlar fakat dizinin Şili’de başarılı olmayacağını düşünerek istemiyor. Daha sonra ‘Binbir Gece’ adlı diziyi öneriyorlar ve ilk bölümü Türkçe olarak alıp ülkesine dönüyor. Yani İspanyolca bilen birinin anlaması imkânsız aslında. Buna rağmen diziyi Türkçe izliyor ve çok etkileniyor.”
Arş. Gör. Aslan, “Bu televizyoncu, ‘Tek kelimesini dahi anlamadığım bir diziden bu kadar etkileniyorsam burada olan değerler evrenseldir’ diye düşünerek o diziyi satın alıyor ve dizi inanılmaz bir başarı yakalıyor” dedi. Türk dizilerinin bu kadar sevilmesinin öncelikli sebeplerinden birinin Türklerin aile değerlerine bağlılığı olduğunu vurgulayan Arş. Gör. Aslan, o dönemde dizilerin ucuza satılmasının da önemli etkenlerden olduğunu belirtti.
Kanalın batmaktan kurtarıldıktan sonra kendi dizilerini üretmeye başladığını hatta bu dizi müziğinin Toygar Işıklı tarafından yapıldığını söyleyen Arş. Gör. Aslan, ifadelerini şöyle noktaladı: “Yani Latin Amerika dizilerinde çekim tekniğinden müziğe, mimarinin kullanılmasından kıyafete kadar birçok konuda değişim yaşandığını düşünüyorum. Türk dizilerinin Latin Amerika’da bizim düşündüğümüzden çok daha derin bir etkisi var.”